Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9642 E. 2024/3687 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme kararıyla boşanan eşler arasında açılan ziynet alacağı davasında, zamanaşımı süresinin yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinden mi yoksa Türk mahkemelerince verilen tanıma-tenfiz kararının kesinleşme tarihinden mi başlayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Ziynet alacağı davasının, boşanma ile doğrudan bağlantılı olmayıp, tanıma ve tenfize bağlı bir hak olmadığı ve yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren zamanaşımı işlemeye başlayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin zamanaşımı nedeniyle davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2365 E., 2023/2729 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/474 E., 2023/302 K.

Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların Freudenstadt Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.12.2009 ilam tarihli, 3 F 543/08 dosya numaralı 04.12.2009 kesinleşme tarihli boşanma ilamı ile boşandıkları, boşanma kararının Mahkememizin 2021/552 Esas, 2022/381 Karar sayılı ilamı ile tanınması ve tenfizine karar verildiği, anılan kararın 09.09.2022 tarihinde kesinleştiği, davacının düğünde takılan takıların karşılığında 15 adet 22 gram 3’lü burma bilezikle değiştirildiğini, Türkiye’de bulunan erkeğin kardeşi ile annesi adına olan kasa konulduğunu, babasının ev almak istediğinde bu altınları borç istediğini, eşinin de bu altınları tekrar yapacağına söz verdiğini ancak bu tarihe kadar verilmediğini ileri sürerek davasının kabulüne, düğününde toplamda 330 Gr. 24 ayar bilezik ve 100 Gr. (22 ayar) altın kordon zincirin aynen iadesine, olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL nin tahsiline karar verilemesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; boşanma hükmünün yabancı mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren hüküm ifade edeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, aksi kanaat halinde ziynetlerin kendisinde olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının aynen iadesi, olmazsa bedelinin iadesini talep ettiği, ziynet eşyalarının iadesinin boşanmaya bağlı hakların kullanılmasına ilişkin olmadığı, taraflar arasında boşanma davası bulunmasa bile istenebileceği, hakkın kullanılabilir hale geldiğinde talep edilmesi gerektiği, bu açıdan tanıma ve tenfize ilişkin kararın kesinleşme tarihinin ziynet eşya alacağı davası için bir öneminin bulunmadığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun (6098 sayılı Kanun) 146 ncı maddesinde kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacağın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, 6098 sayılı Kanun’un 153 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, evlilik devam ettiği sürece eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceğinin düzenlendiği, dosyaya göre tarafların yabancı mahkemedeki boşanma kararının 04.12.2009 tarihinde kesinleştiği, iş bu davanın ise 01.09.2022 tarihinde açıldığı, davalının süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, izah edilen sebeplerle zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi kararının kesinleşmesinden itibaren zamanaşımının başlamasının gerektiğini ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, aile hukukundan kaynaklanan davalardan zamanaşımının yabancı mahkeme kararlarının tanınması ya da tenfizi kararının kesinleşmesinden itibaren başlamasının gerektiğini, 6098 sayılı Kanun’un düzenlemesinin de bu yönde olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların yabancı mahkeme kararı ile boşanmalarına karar verilmiş olması durumunda; eşler arasındaki ziynet alacağı davasında zamanaşımı süresinin, yabancı mahkeme kararının kesinleşme tarihinden itibaren mi, yoksa Türk Mahkemelerince verilen tanıma-tenfiz kararının kesinleşme tarihinden itibaren mi başlayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6098 sayılı Kanun’un 146 ncı maddesi, 153 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.