"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1392 E., 2023/1392 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: KDZ.Ereğli 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/256 E., 2022/526 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi davacı-davalı kadın vekili temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2010 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocukları bulunduğunu, davalının psikolojik ve fiziksel olarak şiddete başvurmaya başladığını, davacının 2-2,5 yıl öncesinde davalının babası tarafından nitelikli cinsel saldırıya uğradığını, kendisine ve ailesine yapılan tehditler nedeniyle susmak zorunda kaldığını, bu durumu davalıya anlattığını, ancak davalının sessiz kaldığını, bu nedenlerle davacının ablasının evine sığındığını, davacının yaşadığı ağır durumlar sonucunda müşterek konuttan kovulduğunu, davalının ailesinin yanında, kira ödemeden yaşadığını, 2.000,00 TL'yi aşkın gelirinin bulunduğunu, bütün bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıda bir telefon görmesi üzerine, araştırdığında bu telefonun davacıya aynı köyden Ş.C. isimli bir kişi tarafından alındığını ve bu kişi ile konuşmada ve yazışmada kullanıldığının öğrenilmesi üzerine davacının müşterek evden ayrıldığını, müvekkili tarafından açılan 2018/258 E. sayılı dosyası dava dilekçesinde belirtildiği üzere davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal eden ve bu nedenle müşterek haneden ayrılan,davacının tam ve mutlak kusurlu olduğunu, davacının iddialarının gerçek olmadığını belirterek, işbu davanın reddine, karşı davanın
kabulu ile tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline tevdiine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kadın kocaya atfettiği kusurların hiçbirini ispatlayamadığı; davalı erkeğin ise davacı kadının güven sarsıcı davranışlarını ve sadakat yükümlülüğünü ihlalini ispatladığı; olayların akışı karşısında asıl dava ve birleşen dava yönünden davacı kadının tam kusurlu olduğu davalı kocaya yükletilebilecek her hangi bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne, tarafların TMK 166/1 maddeleri gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davalı/b.davacı babaya verilmesine, kadın lehine hükmedilen 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, davacı/b.davalı lehine yoksulluk nafakasının şartları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece çelişkili birleşen davacı tanıklarına itibar edilerek gerekçe kurulmasının hatılı olduğunu, kocanın kadına atfettiği aldatma vb. kusurlar yönünden dosyada somut delil bulunmadığını, birleşen davacının davasını ispatlayamadığını, taraflar için ortak hayatın birleşen davacının kusurlu davranışları sebebiyle çekilmez hal aldığını, tüm bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın tüm talepleri açısından kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların iddia ve savunmaları, ibraz ettiği deliller kapsamında boşanmada kusurlu davranışların ve kusur derecesinin doğru tespit edildiği, boşanma da tam kusurlu taraf kadın olduğundan asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilerek boşanmaya karar verilmesinde, kadın boşanmada tam kusurlu olduğundan kadın lehine tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, çocukların yaşı ve ihtiyacı, düzenlenen sosyal inceleme raporları dikkate alındığında, velâyetlerin babaya verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık boşanma, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.