Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9690 E. 2024/8128 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında kadın tarafından açılan katkı payı alacağı davasında, kadının mal rejimine katkısının ispatlanıp ispatlanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, evlilik birliği içerisinde edinilen mallara katkısı olduğunu ispatlayamaması ve boşanmaya sebep olan hususun davalı erkeğin zinası olması, davacı kadına katkı payı alacağı ödenmesini haklı çıkaracak bir durum oluşturmadığından, yerel mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır. Ancak, vekâlet ücretinin reddedilen miktarı aşamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki vekâlet ücreti miktarının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/934 E., 2023/1524 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/251 E., 2021/727 K.

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı adına 1268 ada 70 parsel 9 nolu bağımsız bölüm ile 713 parsel sayılı taşınmazın satın alındığını, 713 parsel sayılı taşınmaz üzerine bina yapılarak 4 adet bağımsız bölüm oluşturulduğunu, davalının aynı zamanda şirket kurucu ortağı olduğunu, müvekkilinin davalının işyerinde sigortasız olarak çalıştığını, çalışarak müvekkilinin taşınmazların alınmasına katkısının olduğunu, banka hesaplarında da davalının birikimleri olduğunu, davalının zinası nedeniyle boşandıklarını, bu nedenle payının azaltılması gerektiğini belirterek davalı adına kayıtlı 70 parsel 9 nolu bağımsız bölüm, 713 parsel sayılı taşınmaz ve davalının ortağı olduğu şirket ile tespit edilecek diğer şirketlerdeki hisse değeri ile gelirlerin, davalı adına tespit edilecek banka hesaplarındaki tüm mevduatların tespit edilecek ve şimdilik 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 10.03.2020 tarihli (8) nolu celsede; şirket yönünden dava değerinin 100,00 TL olduğunu açıklayarak şirket yönünden taleplerini geri aldıklarını beyan etmiş, davalı vekili geri almaya rıza göstermiştir.

3. Davacı kadın vekili 16.10.2021 tarihli dilekçesinde; talep miktarının 1268 ada 70 parsel 9 nolu bağımsız bölüm için 8.900,00 TL, 713 parsel sayılı taşınmazın için 1.000,00 TL olduğunu açıklamıştır.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının hiç bir zaman çalışmadığını, katkısının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 713 parsel sayılı taşınmazın 28.09.2001 tarihinde 1/4 hissesinin davalıya miras kaldığı, 1/4 hissenin de davalının annesinden satın aldığı, 20.05.2015 tarihinde satış yoluyla devrettiği, 1268 ada 70 parsel 9 nolu bağımsız bölümün 17.12.1999 tarihinde davalı adına satın alındığı, dinlenen davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının taşınmazların edinildiği tarihlerde katkı sağlayıcı bir gelirinin olmadığının anlaşıldığı, ancak hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden belirlenecek tazminat niteliğinde bir miktar paranın katkı payı alacağı olarak belirlenmesi ve davacıya ödenmesi gerektiği, 713 parsel sayılı taşınmazın 1/4 hissesi miras payı olup davalının kişisel malı olduğu, hesaplamaya dahil edilemeyeceği, davacının uzun süren evlilik boyunca evine katkısı, boşanma sebeplerinin davalının zinası olması, hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi hep birlikte değerlendirildiğinde davacının taşınmazlara katkısının % 40 olarak hesap edilmesi gerektiği yönünde vicdani kanaat oluştuğu, bu durumda davacının 713 parsel sayılı taşınmazın 1/4 hissesi yönünden katkı payı alacağının 35.354,69 TL olacağı, 1268 ada 70 parsel 9 nolu bağımız bölüm yönünden de katkı payı alacağının 261.200,00 TL olacağı, taleple bağlı kalınarak karar verildiği, şirket yönünden talebin geri alındığı gerekçesiyle, şirket yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 1268 ada 70 parsel 9 nolu bağımsız bölüm yönünden 8.900,00 TL, 713 parsel sayılı taşınmaz yönünden 1.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davacının katkısının ispatlayamadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ev hanımı olduğu anlaşılan davacının 01.01.2002 öncesi geliri bulunduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir delil bulunmadığı gibi davacı tarafça iddia edilen çalışmanın da 2004-2007 yılları arasındaki döneme ilişkin olup daha önce edinildikleri anlaşılan tasfiyeye konu taşınmazlara ilişkin katkı payı alacağı açısından dikkate alınamayacağı, bu hususun mahkemenin de kabulünde bulunduğu, mevcut durumda davacının tasfiyeye konu taşınmazların edinilmesinden önce devamlılık (veya katkı sağlayacak kadar kısmen) gelir elde ettiğine ilişkin iddianın ispatlanamadığının anlaşılması karşısında ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğu gerekçesiyle, başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait dershanede çalışarak taşınmazların alınmasına katkısının olduğunu, müvekkilinin sigortasız çalıştırılması nedeniyle müvekkilinin çalışmasının ve emeğinin görünmemesine sebebiyet verdiğini, 25 yıllık evlilik süresince müvekkilinin katkısının olmadığını kabul edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin bir dönem şirkette ortak olduğunu bunun bile müvekkilinin çalıştığının açık delili olduğunu, 713 parsel sayılı taşınmaz üzerine bina yapılırken müvekkilinin ailesinin yardımının olduğunu, vekâlet ücretinin reddedilen miktarı geçemeyeceğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katkının ispatı, delillerin bildirilmesi ve sunulması, delillerin değerlendirilmesi, usuli kazanılmış hak, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 129 uncu maddesi, 137 nci maddesi, 139 uncu maddesi, 140 ıncı maddesi, 145 inci maddesi, 146 ncı maddesi, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 220 nci maddesi; 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, aynı maddenin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek avukatlık ücretinin kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği düzenlenmiştir.

3. Davacı kadın vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası göz ardı edilerek reddedilen (10.000,00 TL) miktarı geçecek şekilde 17.900,00 TL vekâlet ücretinin hesaplanması hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru bulunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Davacı kadın vekilinin temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının vekâlet ücreti yönünden kısmen kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrası (d) nolu bendinde yer alan “... 17.900 ... ” ibaresinin çıkarılarak yerine “... 10.000,00 ...” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.