"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/659 E., 2022/1223 K.
KARAR : Kısmen ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 16. Aile Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına, davacı davalı kadının kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine, davalı davacı erkeğin adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı davacı erkeğin kusur tespiti ve kadın lehine hüküm altına alınan tazminatlara ilişkin istinaf talebinin esastan kabulüne tarafların eşit kusurlu olduğunu tespiti ile kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; tarafların evlendikten sonra davalı erkeğin ailesi ile birlikte oturmaya başladıklarını, bu nedenle davalı erkeğin herhangi bir sorumluluk almadığını ve evlilik birliği içerisinde de sürekli ve düzenli bir işi olmadığını, ayrıca kadın adına kredi kartı çıkarıp bu kredi kartı ile kumar oynadığını, kredi borcunun da ödemeyerek kadını zor durumda bıraktığını, kadın eşinin ailesine destek olabilmek için çalışmaya başladığında erkeğin ve ailesinin baskısı altında kaldığını, iş yerine gelerek ağza alınmayacak küfürler ettiğini, tehditler ettiğini, kadının artık eşi ile konuşamadığını, her an hakarete ve tehdite maruz kaldığını, erkeğin babasının evden kovduğunu, bu nedenle çocuk ile birlikte ailesinin yanına sığındığını, erkeğin zorla kaçırarak İzmit'te dayısının evine götürdüğünü ve telefonunu elinden aldığını, kadının ailesine haber verememesi nedeni ile ailesinin polise başvurduğunu, erkeğin dosyaya sunduğu fotoğrafta çocuğun yanlış anlamamsı nedeni ile fotoğraf çekilmesine izin verdiğini , erkeğin eşcinsel iddialarının iftiradan ibaret olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile; tarafların evlendiklerinde henüz yaşları küçük olduğunden erkeğin ailesi ile yaşadıklarını ancak bu kararın ortak alındığını, kadının çalıştığı yerde... ile eşcinsel ilişki içinde olduğunu, kadının bu ilişkisini öğrenince erkek kadını bu ortamdan uzaklaştırmak için tatile götürdüğünü, tatilden döndükten sonra kadının kaçırıldığına dair iftirada bulunduğunu, kadın iş yerinden ayrılmasına rağmen ... ile ilişkisine sor vermediğini, kadının çalıştığı sürede kazandığı parayı ailesi için harcamadığını, kadının kendisinin ve ailesinin isteği ile ortak konutu terk ettiğini, ailesinin yüz yüze ya da telefonda iken erkeğe hakaretlerde ve tehditlerde bulunduğunu belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davalı davacı erkeğe verilmesine, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın karşı davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.09.2018 tarihli ve 2017/434 Esas, 2018/832 Karar sayılı kararıyla; tarafların evlendikten sonra davalı davacı erkeğin ailesi ile birlikte dublex olan evin üst katında yaşamaya başladıkları, bu haliyle bağımsız evleri olmadığı anlaşılmış, davalı davacı erkeğin ayrı ev açmaması, alınan beyanlar kapsamında 17.03.2017 tarihinde kadının rızası olmaksızın zorla İzmit'e götürmesi yine çalıştığı işyerlerinde huzursuzluğa neden olarak kadının işten çıkmasına neden olması nedeniyle kusurlu olduğu, davacı davalı kadının ise... ile sürekli görüşmesi, mesajlaşması, her yaptığı iş konusunda bilgi vermesi, mesajlarını, telefonunu gizlemeye çalışması dikkate alındığında kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu bu nedenle kusurlu olduğu anlaşılmış, bu haliyle tarafların evlilik birliğinin kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı gerekçesi ile her iki tarafın da davasının kabulüne, müşterek çocuğunu velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 400,00TL tedbir ve iştirak nafakalarına hükmedilmesine, kadın çalışmakta ise de aylık gelirinin asgari ücretin altında olduğu anlaşılmakla yoksulluğa düşeceği kanaatine varılarak kadın yararına aylık 300,00TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına hükmedilmesine, tarafların ekonomik sosyal durumları ve hakkaniyet gözetilerek kadın yararına 15.000,00TL maddî tazminata, kusur durumu ile çalışmasına izin verilmemesi ve kaçırılma eyleminin kişilik haklarına zarar vermesi nedeni ile kadın yararına 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar ile reddedilen tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.07.2021 tarihli ve2018/3627 Esas, 2021/1199 Karar sayılı kararıyla; her iki dava yönünden hükmün boşanmaya ilişkin bölümünün kesinleştiğini, İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin yerine olduğunu, kadın lehine hükmedilen tazminatların yerinde ve miktarlarının uygun olduğunu, kadının düzenli bir iş ve gelirinin bulunduğu ve tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğu değerlendirildiğinde kadın lehine oluşmadığı halde yoksulluk nafakasına karar verilmesi doğru olmadığı belirtilerek davalı davacı erkeğin kusur tespiti, hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminalara yönelik istinaf talebinin esastan reddi ile hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin ise esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin yoksulluk nafakasına ilişkin bendinin bütünüyle kaldırılarak koşulları gerçekleşmediği için kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi ve iştirak nafakasının miktarı; davalı davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönlerden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 15.02.2022 tarihli ve 2021/10657 Esas, 2022/1328 Karar sayılı kararıyla davacı davalı kadının istinaf başvurusu bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesince kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin kadın aleyhine yeni bir hüküm kurulmadığı gerekçesi ile kadının kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine, davalı davacı erkeğe yüklenen “işyerinde huzursuzluk çıkarıp eşinin işten çıkarılmasına neden olma” vakıasına dair tanık beyanlarının soyut olduğu, bu hususun başka delillerle de ispatlanamadığı gerekçesi ile erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği ancak erkeğin bağımsız konut temin etmemesi ve eşini rızası olmadığı halde başka şehre götürdüğü kusurları ile kadına yüklenen güven sarsıcı kusurunun dosya kapsamına uygun olduğunu, kesinleşen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre tarafların eşit kusurlu olduğu, bu nedenle erkeğin ağır kadının az kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığı, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeni ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek erkeğin adli yardım talebinin kabulüne, kadının kusur belirlemesi ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur tespiti ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden bozulmasına, tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda: bağımsız ev açmayan, rızası olmaksızın eşini zorla İzmit'e götüren erkek ile başka bir kadın ile normal arkadaşlığın ötesinde sürekli görüşüp mesajlaşan ve telefonunu saklayan ve bu eylemler nedeniyle eşinin güven duygusunu zedeleyen kadının eşit kusurlu olduğu, koşulları oluşmadığından her iki tarafın maddî manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, davalı davacı erkeğin kusur tespiti ve kadın lehine hükmedilen tazminatlara ilişkin istinaf talebinin esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kadın lehine hüküm altına alınan maddî ve manevî tazminata ilişkin bentlerinin kaldırılmasına, tarafların eşit kusurlu olması nedeni ile kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı kadın vekili ile davalı davacı erkek asil temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı davalı kadın vekili ; kusur tespitinin hatalı yapıldığını, kadına yüklenen kusurun ispatlanamadığını, iftira atıldığını, bölge adliye mahkemesinin bozma ilamı öncesindeki kararında kadının çalışıyor olması nedeni ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına dair kararın yerinde olmadığını, kadının hali hazırda çalışmıyor olduğunu, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tazminatların tutarının yerinde olduğunu ancak kaldırılmasına ilişkin kararın hatalı olduğunu, davacı davalı kadının çalışmıyor olması nedeni ile yargılama gideri ve harçları karşılayabilecek durumda olmadığını, bu nedenle adli yardım talebinin kabulü gerektiğini belirterek kusur tespiti, yoksulluk nafakasının ve tazminat taleplerinin reddi kararı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı davacı erkek; yüklenen kusurların hatalı olduğunu, kadını rızası dışında kaçırmadığını, evliliği kurtarmak için ailelerden uzaklaşıp birlikte zaman geçirdiklerini, kaçırmaya ilişkin herhangi bir şikayetin bulunmadığını, ayrıca ayrı evi idare edemeyeceğimizi düşünerek kadının da isteği ile erkeğin ailesinin terasında oturduklarını, ayrı dış kapının bulunduğunu, kadının görüştüğü arkadaşının sorunlu kişi olduğu ve kadınlara ilgi duyan bir kadın olduğunun bilindiğini, davacı davalı kadının da bu diğer kadınla fotoğraflarının bulunduğunu, bu nedenle tam kusurlu sayılması gerektiğini, kızı Hayat'ın kadın ve kadının annesi tarafından istenmediğini, uzun süredir çalışamadığını, geçiminin zor olduğunu, adli yardım talebinin kabulünü istediğini, kadının görümcesi ile birlikte güzellik merkezi işlettiğini, kadının nafaka ve diğer taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kusur tespiti ve reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince son kurulan hükmün bozma ilamına uygun olup olmadığı, kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanmaları sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.