"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1265 E., 2023/1523 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Çankırı 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/213 E., 2022/364 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle, Çankırı Belediyesi'nde temizlik işleri taşeron şirketinde temizlik işçisi olarak 16 yıldır çalıştığını, eşi olan ...'in 2015 yılından itibaren evi ve kendisini terk ederek gittiğini, eşinin bu süre zarfında eve hiç gelmediğini belirterek davalı ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı olan eşi ile uzun yıllardır anlaşamadığını, kendisi dışında evdeki hiç kimsenin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığını, kendisini sürekli evden kovduğunu, kızı doğum yaptıktan sonra o dönemde yanında bulunması gerektiğini, Bu süreçte hem kızımın yanında durdum hem de evime giderek yemeği ve temizliği yaptım. Kızımın kırkı çıktıktan sonra, kızım sezaryen doğum yaptığı için iyileşmesi geç sürdüğünü, tüm bu olayların kendisi açısından da evlilik birliğinin artık yeniden tesisini mümkün kılmayacak düzeyde olduğunu belirterek davalarının kabulü ile boşanmalarına, müvekkili için 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline, müvekkili için aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı karşı davalının tarafların arasındaki bütün olayları kardeşlerine anlattığı, davalı karşı davacıya para vermediği, evin ve davalı karşı davacının ihtiyaçlarını karşılamadığı, elektriği, suyu kullanmasını engellediği, ekonomik şiddet uyguladığı, hakaret, küfür ettiği, güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, davalı karşı davacıyı istemediğini söylediği ve evden kovduğu davalı karşı davacının da kızı ve damadı ile yaşamaya başladığı ve yaklaşık 5-6 yıldır tarafların ayrı yaşadıkları hususlarının ispatlandığı, her ne kadar davacı karşı davalı, davalı karşı davacının evi terk ettiğini, ayrı yaşadıklarını ve davalı karşı davacının kusurlu olduğunu iddia etse de davacı karşı davalı, davalı karşı davacıyı evden kovduğu bu nedenle ayrı yaşadıkları ve davalı karşı davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu değerlendirilmekle bu hususun davalı karşı davacıya kusur olarak yüklenemeyeceği, Kusur tespitinde ispatlanan olgular birlikte değerlendirildiğinde davacı karşı davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 166/1 nci maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı karşı davacının tarafın yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne, hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, tedbir nafakasına karar tarihinden itibaren, yoksulluk nafakasına ise boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davalı-karşı davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, davalı karşı davacının tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin talebinin tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine, davacı karşı davalının maddî ve manevî tazminat talebi olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, beyanla her iki dava ve fer'îler yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; her iki dava ve fer'îler yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşılıklı açılan boşanma davalarında asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü kararlarının doğru olup olmadığı ile kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı -karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.