"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1263 E., 2023/1520 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/649 E., 2022/799 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi karar davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalının kardeşi ...'nın borçlarından dolayı kefil olduğunu, bu sebeple karşılıksız çek keşide etme suçundan birçok defa yargılandığını, bu yargılamalar sırasında yaşanan stres, olumsuzluk, ekonomik sıkıntı sebebi ile ve davalının kardeşinin kaygısız davranması ile tartışmalar başladığını, oğlu ... evlenirken 150.000,00 TL civarı borç verdiğini, oğlu ödemeyince bu sebeple tartışmalar başladığını, bu tartışmalarda davalının sürekli olarak çocuklarının tarafını tuttuğunu, müvekkilini yalnızlığa sürüklediğini, icra takipleri ve karşılıksız çek davaları nedeni ile müvekkilinin edindiği tüm malları davalının üzerine yaptığını, davalının bu durumu koz olarak kullandığını, ayda 25.000,00 TL'ye yakın kira geliri ile aile içindeki her türlü kontrolü eline aldığını, müvekkiline ekonomik ve duygusal şiddet uyguladığını, tehdit içerikli notlar bırakarak evi terk ettiğini belirterek tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle. iddiaların asılsız olduğunu, davacının, müvekkilinin kardeşine kefil olması ve karşılıksız çek olaylarının 30 yıl öncesinde yaşanmış olaylar olduğunu, davacının müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, tefecilik yaptığını, kavgalar çıktığını, ortak çocuk ...'e hakaret, küfür ve tehdit ettiğini, ortak çocuk ...'in de şikayetçi olduğunu, Eskişehir 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/1466 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, davacının ortak çocuğun şikayetinden vazgeçmesi için müvekkiline baskı yaptığını, kavga çıktığını, müvekkiline hakaret ve tehdit ettiğini, mutfak bıçağını müvekkiline salladığını, müvekkiline içeriğini bilmediği belgeler imzalattığını, müvekkilinin ortak çocuk Melih ile evden ayrılıp ortak çocuk ...'in evine gittiğini, Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/798 Esas 2021/227 Karar sayılı ilamı ile hakaret, silahlı tehdit suçlarından ceza aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında birden fazla tanık beyanları dinlenmiş, tanık beyanlarında bizzat görgü ve duyuma dayalı olan tanık beyanlarının hükme esas alındığı, dinlenen davacı tanığı Müjdatın beyanında tarafların evliliğindeki yaşanan sorunlara ilişkin alınan beyanlarında tarafların yirmi sene önce yaşadıkları olayları anlattığı, davalının kusuruna ilişkin herhangi bir beyanı olmadığı, talimatla dinlenen davacının diğer tanığı Recep'in beyanında tarafların arasında yaşanan problemlere ilişkin bizzat görgü ve duyumunun olmadığı davalıya atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hususları ispat edemediği, her ne kadar davacı vekilince Eskişehir 4.Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/583 Esas, Eskişehir 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/601 Esas sayılı dosyaları tarafların arasında geçimsizliğe esas delil olarak gösterilmiş ise de, 3.Ağır Ceza Mahkmemesin de görülen davada davacının sanık olarak yer aldığı, müştekinin ise dava dışı ortak çocuk ... olduğu ilgili dosyanın dosyamız davalısı ile ilgisi olmadığı, 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyası üzerinde yapılan incelemede davacının sanık olarak görüldüğü, müştekinin davalı olduğu, kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında dinlenen davalı tanıklarının beyanları doğrultusunda davacının tam kusurlu olduğu..." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda davalının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, tarafların bir araya gelip evliliği yürütemeyeceklerinin dosya kapsamı ile sabit olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf ederek davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğundan davacı erkeğin istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda davalının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, tarafların bir araya gelip evliliği yürütemeyeceklerinin dosya kapsamı ile sabit olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesiyönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın reddi kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı ve 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.