Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9736 E. 2024/6009 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının azlığı nedeniyle itiraz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alınarak, hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle, mahkeme kararının bu hususlarda bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1449 E., 2023/2587 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Antalya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/927 E., 2022/131 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının annesinin evlilik birliğine müdahale ettiği kadının buna sessiz kaldığı ve annesinin yönledirmeleri ile hareket ettiği, kadının erkeğin kök ailesine karşı olumsuz tavır aldığı, hiç bir sebep yokken çocuk yapmaktan kaçındığı, erkeğe insanların içinde saygısız sözler söylediği, erkeğin kanser rahatsızlığı geçirdiğinde yardımcı olmadğı, kadının beyin kanaması geçirdikten sonra hastaneden annesinin evin döndüğü ortak konuta gelmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 30,000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin annesinin tarafların evliliğine karıştığı, erkeğin kadının ailesiyle görüşmesine izin vermediği telefonunu elinden aldığı, erkeğin kadının ailesinin yanında saygısız hareketler yaptığı, erkeği kadına hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının yaşadıkları karşısında dayanamayarak psikolojik destek aldığı, kadının erkekle yaşadığı tartışma sonrasında sonrasında beyin kanaması geçirdiği kısmi felçli ve bakımına muhtaç bir şekilde % 52 oranında engelli kaldığı, kadının 39 gün komada kaldığı erkeğin 3-4 kez hastaneye geldiği, kadının hastane çıkışında ortak konuta gittiği erkeğin kadına annesi ile görüşürse kendisini kapıya koyacağını söylediği ve kadının üzerin yürüdüğünü, kadını evden kovduğunu iddia ederek, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, her yıl TEFE-ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelin iadesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacı-karşı davalı tanıklarının görgüye dayalı yeminli anlatımları ve dosyadaki diğer delillere göre, davalı karşı davacının, davacı karşı davalıya yönelik kalabalık ortamlarda küçük düşürücü ve rencide edici söylemlerinin olduğu, evlilik birliği süresince annesinin etkisinin altında kaldığı ve bu doğrultuda hareket ettiği, annesinin evlilik birliğine yönelik müdahalesine sessiz kaldığı, tartışmalar sonrasında birden fazla kez evden ayrıldığı, davacının ailesine yönelik olumsuz davranışlarının olduğu, buna karşın davalı-karşı davacı tanıklarının görgüye dayalı yeminli anlatımları ve dosyadaki diğer delillere göre davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıya yönelik fiziksel şiddette bulunmuş olduğu, davalı karşı davacının ailesinin yanında adaba aykırı yakışık almayacak nitelikte ifadeler kullandığı, davalı karşı davacıya hakaret ettiği, davalı-karşı davacının beyin kanaması geçirdiği süreçte kendisiyle gereği gibi ilgilenmediği, hastanede davacı ve ailesinin kötü muamelede bulundukları, hastane sonrası süreçte davalı karşı davacının davacı karşı davalı tarafından elinde poşetle baba evine bırakıldığı, bu haliyle tarafların kusur durumları karşılaştırıldığında davacı karşı davalının davalı karşı davacıya göre daha ağır kusurlu olduğu vicdani kanısına varıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, erkeğin manevî tazminat talebi yönünden yasal koşullarının oluşmadığı ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir kusur oluşmadığı anlaşıldığı, erkeğin manevî tazminat isteminin haklı nedene dayanmadığı sonucuna varıldığı gerekçesi ile; asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci-ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ilerleyen yıllarda TEFE-TÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat isteminin reddine, kadının ziynete ilişkin davasının iş bu davadan tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

2. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorundadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatlar, tedbir nafakası ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen tazminatlar, tedbir nafakası ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.