Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9753 E. 2024/7689 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin istinaf kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların emekli olup gelirlerinin denk olması ve davacı kadının yoksulluk nafakasına ihtiyacı olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi’nin davacı kadının yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1942 E., 2023/2074 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/206 E., 2023/625 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek vekili başvurusunun kısmen kabulü ile kabul edilen yönlerden kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile yaklaşık kırk iki senedir evli olduklarını, ortak çocukları olmadığını, davalı yaklaşık yirmi üç sene önce emekli olduktan sonra tarafına uyguladığı fiziki ve psikolojik şiddeti günden güne artırarak devam ettirdiğini, davalının kendisini çocuklarıyla akrabalarıyla telefonla olsun yüz yüze görüştürmediğini, neredeyse dışarı çıkarmadığını, kendisini öldürmekle tehdit ettiğini, davalının psikolojik sorunlarının olduğunu düşündüğü için kendisine defalarca muayene olmasını söylese de davalının tedavi olmayı kabul etmediğini, geçimsizliğinde kendisinin herhangi bir kusurunun olmadığını, davalı ile boşanmalarına davalının dava tarihinden itibaren 1.500,00 TL tedbir nafakası ödemesine, boşanma kesinleştiğinde tedbir nafakasının yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine karar verilmesini talep etmiştir .

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların tamamı asılsız olup davanın reddini gerektiğini, müvekkili ve davacının emekli olduğunu, davacının dava dilekçesinde nafaka talebinde bulunmuşsa da davacının emekli olup geliri bulunduğu için nafaka talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, dava dilekçesinde, müvekkilinin davacıya psikolojik ve fiziki olarak şiddet uyguladığı, davacıyı ortak çocuklarla, akrabalarıyla telefonla dahi görüştürmediği, evden dışarı çıkmasına müsaade etmediğini ileri sürerek gerçek dışı iddialarda bulunduğunu, müvekkilinin, davacıya hiçbir zaman şiddet uygulamadığını, davacı ve ortak çocukların maddi konularda her zaman müvekkiline baskı yaptığını, bahsi geçen evi alabilmek için satılan evin değerinin üzerine kredi çekerek söz konusu evi aldığını, yine müvekkilinin Doğu Sanayi'de bulunan dükkanını satarak davacının emekli olabilmesi için pirim borçlarını ödediğini, davacının sosyal bir güvencesinin olması için elinden geleni yaptığını, komşuların davacının nerede olduğunu sorduğunda komşular davacıyı görmediğini söyleyince müvekkilinin ortak çocuklarının aradığını, onlarında davacıdan haberi olmadığını öğrenince müvekkilinin endişelenerek Jandarmaya haber verdiğini, davacının her zaman en küçük olayda müvekkilini terk etmekle tehdit ettiğini, müvekkilini istemediğini söylediğini, davacının özellikle emekli olduktan sonra müvekkilini hiçbir şekilde ilgilenmemeye başladığını, davacının tüm taleplerinin işbu boşanma davasının reddine karar verilmesini, Mahkeme aksi kanaatte ise söz konusu evliliğin bitmesinde davacının yüzde yüz kusurlu olması nedeniyle müvekkili lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, davacıyı kimseyle konuşturmadığı, davacının dışarı çıkmasına izin vermediği, öldürmekle tehdit ettiği, çocukları tehdit ettiği, çocuklarla konuşmasını engellediği, davalı erkeğin tam kusurlu, davacı kadının kusursuz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 166/1 gereğince boşanmalarına, davacı kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadın lehine maddi-manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, hükmedilen nafaka miktarının yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğin kusurunun bulunmadığı, kadının tam kusurlu olduğu, kadının erkeği aldattığını itiraf ederek evi terk ettiği, erkeğin soy bağının reddi davası açtığı, iki tarafında emekli olması nedeniyle kadın lehine nafakaya hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının kusurlu olmadığının tespit edildiği; davalı erkeğe şiddet uygulaması kusur olarak yüklenmiş ise de; davacı tanıklarının beyanlarında bahsettikleri şiddet olaylarının çok eski tarihli olduğu, sonrasında evliliğin uzunca bir süre devam ettiği gözetildiğinde erkeğe yüklenen bu kusurun gerekçeden çıkarılması gerektiği; ayrıca erkeğe yüklenen "tehdit" vakıasına ilişkin tanık Mehmet A'nın beyanının duyuma dayalı olması nedeniyle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, "çocuklarını tehdit vakıasının" gerçekleşmediği, eşini ve çocuklarını tehdit etmesinin " de erkeğin kusurlarından çıkarılması gerektiği gerekçesi ile erkeğin kusur değerlendirmesine ilişkin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Mahkemenin kusur değerlendirmesine yönelik gerekçesinin belirtilen şekilde düzeltilmesine; erkeğin nafaka yönünden istinaf başvurusu değerlendirmesinde ise; erkeğin ve kadının emekli oldukları ve yaşlılık aylığı aldıklarının anlaşıldığı; bu durumda, davacı kadın ve davalı erkeğin gelirlerinin denk düzeyde olduğu, kadın yarına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle erkeğin bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine davalı erkeğin diğer, davacı kadının tüm istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili; reddedilen nafaka talebi ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.