"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1101 E., 2023/1430 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/310 E., 2021/1529 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sürekli alkol aldığını, müvekkiline fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, evi yakmaya teşebbüs ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, anlatılanların tam aksine müvekkilinin davacı tarafın maddî ve manevî baskısı altında evliliğini sürdürmek için elinden gelen bütün çabayı harcadığını, müvekkilinin uzun yol şoförü olması ve 1-1,5 ay süren uzun süreli seferlerden dolayı alkolik olmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin 2013 yılında kalp krizi geçirene kadar yurt dışı seferleri olmadığı zamanlarda sadece pazar günleri müşterek konuta gelebildiğini, ayrıca müvekkilinin davacının emekli olmasını sağladığını, bunun yanı sıra müvekkili davacı eşinin hiç bir katkısı olmadan babası Ömer Lütfi Gülümbay'ın ölümünden sonra müvekkili İle birlikte iştirak halinde mülkiyete konu taşınmazın 1993 yılında satılması sonrası kendi payına düşen 210.000,00 TL'nin 118.000,00 TL'si ile satın alınarak davacı tarafın üzerine kaydettirdiğini ve müşterek ikamet olarak kullanıma tahsis ettiğini, müvekkilinin evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirdiğini, eşine ve çocuklarına karşı şiddet ve hakaret etmediğini, müvekkilinin 2017 yılı nisan ayında davacıyı öldürmeye teşebbüs yada evi yakma gibi bir olayın olmadığını, davacı tarafından aldırılan tedbir kararı kötü niyetli şekilde alınan bir karar olduğunu ve davacının tedbir kararını 3 gün sonra kendi isteği ile kaldırttığını, davalı müvekkilinin, 2013 yılından sonra işlerinin kötü gitmesi nedeniyle yaşadığı sıkıntıları eşi ve çocuklarına belli etmediğini, onların tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, davada müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin evdeki kullanılabilir sair her türlü eşyayı aldığına dair beyanlar da asılsız olduğunu, davacı tarafından talep edilen çeyiz eşyalarının da davacı tarafın uhdesinde muhafaza edilmesinden dolayı, böyle bir talebinin kabul edilmesi mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin süreklilik arz eden agresif tavır ve davranışlarının hep devam ettiği ,kadın üzerindeki psikolojik baskısını da arttırdığı, hakaret ettiği ve bu davranışları nedeniyle davalı erkeğin boşanmada tam kusurlu olduğu anlaşılmakla davacı için evlilik birliği ortak yaşamı sürdürmesi kendisinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesiyle davanın kabulüyle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı kadın yararına faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının koşulları oluşmayan tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadınvekili; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi ile tazminat miktarları yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince davacı kadın yararına tazminata hükmedilmesi isabetli ise de, boşanmaya neden olan olaylarda davalıya atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu anlaşılmakla, davacı kadının maddî ve manevî tazminatın miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kararın hüküm fıkrasının maddî ve manevî tazminata ilişkin 3. bendinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm tesisi ile kadın lehine 200.000,00 TL maddî tazminat, 180.000,00 TL manevî tazminata, sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kusur belirlemesi ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 50 ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.