"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1309 E., 2022/1865 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1041 E., 2020/101 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne ve ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönünden temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre kabul edilen ziynet alacağı bedeli ve temyize konu edilen toplam miktar 43.980,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin sinirli ve agresif bir yapıda olması nedeni ile sürekli iş değiştirdiğini, evlendikten sonra davacı kadının kılık kıyafet ve davranışlarına karıştığını, erkeklerin bulunduğu ortamda bulunmamasını istediğini, bu konuda baskı yaparak birçok kıyafetini sinirlenerek yırttığını, kıskanç ve baskıcı davrandığını, arkadaşları kadına selam verdiğinde sokak ortasında "ben bir o.. ile evlenmişim, sen ne hafif bir kadınsın" şeklinde hakaret ettiğini, davalının bir süre sonra eve geç gelmeye, eşini ve evini ihmal etmeye, kendi kazandığı parayı kendi ihtiyaçları için harcamaya başladığını, erkeğin eve geç gelmesi ve ev ile ilgilenmemesi nedeni ile davacı kadının annesinin çocuklara bakmak için tarafların evinde kalmakta olduğunu, davalının en küçük şeyde sinirlenip davalı kadının annesine hakaretler yağdırdığını, sinirlendiğinde hızını alamayarak eşyaları kapıyı kırdığı gibi kadına da fiziksel şiddet uyguladığını, 2017 yılı kış aylarında kadının boğazını sıkarak öldürmekle tehdit ettiğini, en son 2018 yılı Eylül ayında tarafların akraba ve arkadaşlarının bir arada olduğu sırada bir arkadaşının çocuğu neden kreşe vermediğini sorması üzerine davacı kadının para yetişmediğini belirttiğini ve davalı erkeğin buna sinirlenerek herkesin içinde bunu söylediği için kadına ağza alınmayacak hakaretlerde bulunduğunu, bu nedenle kadının artık dayanamayarak evi terk ettiğini, rızası dışında ziynet eşyalarının elinden alındığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, küçük için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, ziynet eşyalarının aynen iadesine olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin hiç bir kusuru bulunmadığını, dava dilekçesindeki iddiaların boşanma kararı verilebilecek sebepler de olmadığını, davacının sebepsiz yere çocuğu da alarak erkeği ve ortak haneyi terk ettiğini, erkeğin bu yaşananlara rağmen davacıyı ortak haneye çağırdığını ve evliliklerinin devam etmesi için çaba sarf ettiğini, evin geçimini tamamen erkeğin sağladığını, erkeğin evliliğini sürdürmek niyetinde olup eşine olan saygı ve sevgisinin halen devam ettiğini, ziynet eşyalarının evlerinin ihtiyaçları için tarafların ortak kararı ve iradesi ile harcandığını, zorla alınmadığını belirterek davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin davacı kadına yönelik "manyak, geri zekalı" gibi kelimeler kullanarak hakaret ettiği, davacı kadının kılık kıyafetine karışmak suretiyle üzerine psikolojik baskı kurduğu, davacıyı tesettüre sokmak isteyerek davacının kişilik haklarına ve dini inançları üzerinde tahakküm oluşturmaya çalıştığı, "Ben böyle karı istemem, açık giyiniyor" diyerek davacı karısını aşağıladığı, evine ve ailesine maddî ve manevî anlamda bir katkı sağlamadığı, kadının annesine hakaretler ettiği anlaşılmakla tüm bu eylemleri dolayısıyla tam kusurlu olduğu, davacı kadına atfı kabil kusurun ispatlanamadığı gerekçesi ile kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde dava tarihi itibariyle toplam değer olan 43.980,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına bir itirazlarının bulunmadığını, evliliğin sona ermesinde davalı erkeğin bir kusurunun bulunmadığını, dinlenen tanıkların beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, hükmedilen tazminatların yerinde olmadığını ve miktarlarının fahiş olduğunu, ziynet alacağı davasının ispatlanamadığını belirterek kusur, hükmedilen tazminatlar ve ziynet alacağı davasının kabul edilen kısmı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma kararına bir itirazlarının olmadığını, davalı erkeğin bir kusurunun bulunmadığını, hükmedilen tazminatların yerinde olmadığını ve miktarlarının fahiş olduğunu, ziynet alacağı davasının ispatlanamadığını ileri sürerek; kusur, hükmedilen tazminatlar ve ziynet alacağının davasının kabul edilen kısmı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasındaki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı erkek vekilinin kabul edilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.