Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9760 E. 2024/8802 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, kadın yararına yoksulluk ve çocuk yararına iştirak nafakası miktarları ile kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının ve tazminatlara uygulanacak faizin başlangıç tarihinin uygunluğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1005 E., 2023/1337 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kastamonu Aile Mahkemesi (Birleşen Kastamonu Aile Mahkemesinin 2019/726 Esas, 2020/488 Karar sayılı dosyası)

SAYISI : 2019/205 E., 2022/43 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, zina hukuki sebebi ile açılan boşanma davasının reddine, ziynet alacağı isteminin tefrikine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekkilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kültür, mizaç farklılığı nedeni ile aralarında sevgi ve saygı ortamının kalmadığını, kadının kapıyı kilitlemek sureti ile davacıyı konuta almadığını, aralarındaki kavgalar neticesinde Ceza Mahkemesinde davalarının olduğunu, davalının en son 26.02.2018 tarihinde kapıyı kilitlemesi nedeni ile eve giremeyerek annesinin yanına taşındığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada cevap dilekçesinde özetle; kadının en ufak bir tartışmada evin kapısını içeriden kilitlemek sureti ile erkeğin eve girmesini engellediğini, evlendiklerinden beri erkeği sadakatsizlikle suçladığını, kendisinin çarşıda el ele gezdiği söylenen kadının evli ve çocuklu bir bayan olup davalı ile aynı iş yerinde çalıştığını, bazen kendisinin aynı güzergahta oturması sebebi ile bu bayanı eve bıraktığını, el ele gezdikleri iddiasının tamamen yalan olduğunu, kadının aşırı kıskanç olduğunu, çocuğu babasına karşı kışkırttığını beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili asıl davada cevap dilekçesinde özetle; davacı ile aralarında her evlilikte olan ufak tefek tartışmalar olduğunu, ancak bu tartışmaların hiç bir zaman aile yuvasını yıkmaya yönelik olmadığını, eşinin zaman zaman eve gelmediğini ancak bir süredir davacının evin ihtiyaçlarını görmeyip annesinin yanına gittiğini, uzun bir süre davalı ve çocukların ısrarına rağmen davacının gelmemesi üzerine davalının nafaka talep ettiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, aşağıladığını, tehditte bulunduğunu, ilgisiz olduğunu, ev borcu için 10 adet bileziğinin bozdurulduğunu, tekrar geri alma sözü verdiğini, eşi ve çocuklarıyla vakit geçirmediğini, aldattığını, kızına da şiddet uyguladığını, evin eksiklerini ve ihtiyaçlarını karşılamadığını, kavgada evi terk edip annesine gittiğini, 18.02.2018 tarihinde kadını döverek ve küfür ederek evi terk ettiğini, kadındaki ek kartı iptal ettirdiğini, K.isimli kadınla erkeği el ele gördüklerini, çocuklarını telefondan engellediğini iddia ederek, zina mümkün olmadığı taktirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse yasal faizi ile 2.000,00 TL'nin erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar birleşen davacı kadın asıl davaya cevap dilekçesinde erkek ile aralarında her evde olduğu gibi zaman zaman ufak tefek tartışmalar olduğunu, fakat bunların yuva yıkmaya sebep olacak nitelikte olmadığını, erkeğin eve gelmemesini sorun etmediğini, erkeğin uzunca bir süre evle ve evin geçimi ile ilgilenmemesinin boşanma sebebi olarak görmediğini beyan etmiş ise de; bu beyanların kadının evlilik birliğini kurtarmaya yönelik bir çabası olarak kabul edilip erekği bu beyanlar ile affetmediğinin kabul edildiği, birleşen davada kadının erkeğe isnat ettiği zina vakıasını veya yerleşik içtihat gereği zina karinesi sayılan hadiseleri elverişli delillerle ispatlayamadığı, erkeğin kadın ve ortak çocuğu darp ettiği ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının ise aşırı kıskanç davranışlarda bulunduğu, zaman zaman ortak konutun kapısını kilitleyerek erkeği eve almadığı, geçimsizlikte erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile zina hukuki sebebi ile açılan birleşen boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile açılan asıl ve birleşen boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, dava sürecinde reşit olan ortak çocuk Ecem Kübra'nın velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile dava tarihinden ortak çocuğun reşit olduğu 17.12.2020 tarihine kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, kadın lehine yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusursuz olduğunu, iddia edilen eylemlerden sonra tarafların birlikte aynı evde yaşamaya devam ettiklerini, bu nedenle eylemlerin af kapsamında kaldığını belirterek, kusur belirlemesi, birleşen boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kabul edilen tazminat miktarları ile kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafaka miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yapılan yargılama ve toplanan delillerden ve özellikle de kadın tarafından açılan ve 19.06.2018 tarihinde kesinleşen, bağımsız tedbir nafakası davasına ilişkin Kastamonu Aile Mahkemesi'nin 2018/111 esas ve 2018/292 karar sayılı dosya içeriğinden, İlk Derece Mahkemesince taraflara kusur olarak yüklenen ve tarafların gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, erkek eşin birlik görevlerini yerine getirmediği, eşini tehdit ettiği ve eşine hakaret ettiği, ayrıca erkek eşe kusur olarak yüklenen eşine yönelik fiziksel şiddet vakıasının tek bir olay olmadığı, evlilik süreci boyunca birden fazla kez gerçekleştiği, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda; ortak çocuğa fiziksel şiddet içeren davranışlar sergileyen, eşine birden fazla kez fiziksel şiddet uygulayan, güven sarsıcı davranışlarda bulunan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşini tehdit eden ve eşine hakaret eden erkeğin ağır, aşırı kıskanç davranışlarda bulunan, ortak konutun kapısını kilitleyerek eşini eve almayan kadının ise az kusurlu olduğu, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuk ... lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesince boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu yönündeki kabul sonuç olarak doğru olmakla birlikte, erkek eşe kusur olarak yüklenen vakıalar değiştiğinden, kadının kusur belirlemesine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin yukarıda açıklanan şekilde düzeltilmesine, davalı-davacının maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk ... lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, kadın lehine boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 80.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk ... lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin tüm istinaf taleplerinin reddine, kadının sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, kadın yararına kabul edilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, ayrıca tazminatlara dava tarihinden itibaren faize hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafaka miktarları ile tazminatların faiz başlangıcı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafakanın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafaka miktarları ile kabul edilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, tazminatlara kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz işletilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un(4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.