"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/595 E., 2022/2267 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/29 E., 2021/573 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evliliğin ilk zamanlarında iş aradığını, bu aşamada erkeğin kadına harçlık vermediğini, kadına hakaret ettiğini ve üçüncü kişiler önünde küçük düşürücü beyanlarda bulunduğunu, ev işleri için kadına destek olmadığını, aşağıladığını, HPV virüsü taşımasına rağmen bu hususu kadından sakladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, son olarak kadını 11.12.2018 tarihinde boğazını sıkarak ve kafasına vurarak darp ettiğini, ölüm ile tehdit ettiğini, evden kovduğunu, kadının ailesi ile birlikte 17.12.2018 tarihinde eve geldiğini ancak erkeğin site güvenliğinden eşinin giriş kartını ve araç giriş kaydını sildirdiğini ayrıca evin anahtarlarını da değiştirdiğini, polis zoruyla kadının eve girmesini engellediğini, kıskanç ve şüpheci olduğunu ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının evliliğin ilk zamanlarında çalışmak istemediğini, erkek olarak kendisine bakmak zorunda olduğu yönünde dayatmalarda bulunduğunu, erkek üzerinde baskı kurmaya çalıştığını, tüm gelirin kendi kontrolünde olmasını istediğini, alışveriş tutkunu olduğunu, erkeği ekonomik olarak aşağıladığını, büyü ve muska işleri ile uğraştığını, en son çıkan tartışmanın da bu nedenden kaynaklandığını, eline geçen eşyayı erkeğe fırlattığını, erkeğin sabah işe gittiğini, akşam eve geldiğinde kadının kişisel eşyaları ile birlikte evde bulunan para ve altınları alarak evden ayrıldığını, kadının bir süre sonra aile ve akrabalarıyla ortak konuta kişisel eşyalarını almaya geldiğini, erkeğe ağır hakaret ve tehditlerde bulunulduğunu, erkeği korkutmaya çalıştıklarını, eve zarar verdiklerini, ev içindeki eşyaları dağıttıklarını, evin çeşitli yerlerine Arapça yazı ve işaretler bulunan muskalar bıraktıklarını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; asıl davaya cevap dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaları aynen tekrarla karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına 5.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının erkeği ekonomik durumu nedeniyle "erkek dediğin karısının her istediğini almalı", "sen nasıl bir adamsın, nasıl bir erkeksin bizim evimizi geçindirmen gerekli", "benim eniştem çok zengin senin abin bana yetmiyor, beni eniştemin zengin arkadaşları istedi ama ben abine vardım" "sen nasıl bir erkeksin bana ev bile almıyorsun" demek suretiyle aşağıladığı, erkeğin ise kadına "altınları getir demedim mi, s...git, o...pu" diyerek defaten hakaret ettiği, kadının harcamalarına fazlaca müdahale etmek suretiyle ekonomik şiddet uyguladığı ve kıyafetlerini üst üste giydirmek suretiyle fiziksel ve psikolojik baskı yaptığı, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal şartları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin kabul edilen birleşen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ile maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen asıl boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurların soyut tanık anlatımlarına dayandırılmasının hatalı olduğunu, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, aidiyet duygusundan uzak yaşadığını, sürekli erkeği aşağıladığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, büyü ve muska işleri ile uğraştığını, bu hususun tanık beyanlarıyla ispat edildiğini, ailesi ve akrabalarının konut dokunulmazlığını ve özel hayatı ihlal ettiğini ileri sürerek kararın asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile bunların miktarı ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ve kadın yararına maddî-manevî tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu kabul edilmişse de; yapılan yargılama, toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanlarından, Mahkemece tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarının yanında kadının ayrıca evlilik birliği devam ederken büyü, muska ve diğer alternatif yöntemlerle uğraşmak suretiyle kusurlu olduğu, kadına bu eylemin kusur olarak yüklenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Bu hale göre boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Mahkemece bu husus gözeltilmeksizin hatalı kusur değerlendirmesinin sonucu olarak erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu şeklindeki kusur belirlemesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
3.Yukarıda ikinci paragrafta açıklandığı üzere, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesine göre, boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre az kusurlu olması gerekir. Bu hale göre kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilebilme koşulları oluşmamıştır. Mahkemece kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ile bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden davalı-davacı erkek yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, erkek aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden davalı-davacı erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
1-İM-ÖH-DŞ-AB-AK