Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9777 E. 2024/6237 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin uzun süreli yurt dışında kalması, ailesine yeterli maddi ve manevi destek sağlamaması ve başka bir kadınla birlikte yaşamaya başlaması gibi eylemlerinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olduğu, davacı kadının ise bu konuda kusurlu bir davranışının bulunmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1908 E., 2023/1888 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/773 E., 2023/353 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1997 yılında görücü usulü ile evlendiklerini, müşterek 3 çocuklarının olduğunu, tarafların evliliklerinin son 5 yıla kadar gayet iyi olduğunu ancak son 5 yıl önce davalının yurt dışına gitmesi ve Türkiye'ye ailesinin yanına hiçbir şekilde dönmeyip evlilik birliğinin üzerine yüklediği hiçbir yükümlülüğü yerine getirmemesi nedeni ile evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını, davalının yurt dışında Fetö/PDY okullarında aşçı olarak çalıştığını, 15 temmuz darbe girişimden önce davalının çok sık olmasa da ailesinin yanına geldiğini ancak 15 temmuzdan sonra Türkiye'ye dönmeyeceğini beyan ettiğini, ayrıca davalının yurt dışında evlilik yaptığını ve çocuğunun olduğunu müvekkilinin yeni öğrendiğini, 15 temmuz darbe girişiminden sonra müvekkilinin davalıya, bu yapıya ait okullarda çalışmasını istemeyerek, davalının Türkiye'ye dönmesini ısrarla istemesine rağmen davalının ailesi yanına dönmediği gibi son 5-6 yıldır da ailesine maddî -manevî hiçbir destekte bulunmadığını, davalının maddî durumunun gayet iyi olduğunu, müvekkilinin şu anda 2 çocuğu ile birlikte geçinmekte zorluk çektiğini, davalının üzerine düşen görev ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini asli kusurlu olduğunu, tüm bu sebeplerden dolayı evlilik birliğinin devamına imkan kalmadığını bildirerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyete muhtaç ortak çocuk ... 'nın velâyetinin müvekkiline verilmesini, ... için aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili için aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen hususları kabul etmediklerini, müvekkilinin üzerine düşen aile yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkilinin, davacı ve ortak çocukların 2017 yılında ve 2019 yılında kendisinin bulunduğu ülke olan Kamboçya'ya gelmelerini sağladığını, 3 ay süre ile davacı ve ortak çocukların Kamboçya'da kaldıklarını, müvekkilinin davacıya her seferinde Kamboçya'ya yerleşme teklifinde bulunduğunu ancak davacının bu teklifleri reddettiğini, davacının bu davranışıyla evlilik birliğinde üzerine düşen ''eşlerin birlikte yaşama yükümlülüğünü'' ihlal ettiğini, müvekkilinin bu konuda kusursuz olduğunu, davacının, müvekkilinin yurt dışına çıkmasını ve yurt dışında kalmasını keyfiyet olarak gösterdiğini, bunun bir keyfiyet değil çalışması için bir zorunluluk olduğunu, müvekkilinin aşçı olduğunu, yurt dışında özel okullarda aşçılık yaptığını, müvekkilinin çocuklarının geçimini temin etmek, eşine ve çocuklarına güzel bir hayat sürdürmek amacıyla yurt dışına çıktığını, iddia edildiği gibi Fetö/PDY okullarında aşçı olarak çalışmadığını. çalıştığı özel okulların Kamboçya Ülkesinde faaliyet gösteren özel kurumlar olduğunu, müvekkilinin Türkiye'ye dönmemesinin sebebinin 15 Temmuz Darbe girişimi olarak mahkemeye lanse edilmeye çalışılsa da müvekkilinin bu konuda tarafı olduğu hiçbir ceza ve soruşturma dosyası bulunmadığını, müvekkilinin her zaman üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, yurt dışında dolar bazlı olarak ortak çocuk ...'ın hesabına para gönderildiğini, bu hususun hesapların incelenmesi sonucu ortaya çıkacağını ayrıca müvekkilinin kardeşlerininde davacı adına ödeme yaptıklarını, davacının, müvekkilinin kız kardeşine ait olan; ... Merkez/Niğde adresinde bulunan taşınmazda yıllardır kira dahi vermeden ikamet ettiğini, tüm bu sebeplerden dolayı müvekkilinin kusursuz olduğunu, müvekkilinin maddî durumunun iddia edildiği gibi iyi olmadığını, davacının psikolojik sorunlarının bulunduğunu, ilaç kullandığını, davacının müsrif bir kişi olduğunu, müvekkilin gönderdiği 2.500,00 TL'yi dahi üç günde harcadığını, bu durumu da ses kayıtları ile ispat edeceklerini, davacının evlilik birliği içerisinde üzerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilinin kusursuz olduğunu bilmesine rağmen maddî kaygılar ile iş bu davayı açtığını, evliliğin bitmesinde tam kusurlu tarafın davacı olduğunu, müvekkilinin çocuklarına karşı da üzerine düşen tüm yükümlülüklerini fazlasıyla yerine getirdiğini, çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesinin çocukların yararına olacağını, tüm bu sebeplerden dolayı tarafların boşanmalarına, davacının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine, ortak çocuk ...'nın velâyetinin müvekkiline verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte davacıdan alınarak davalı müvekkiline verilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin yaklaşık 2002 yılından beri çok uzun yıllardır yurt dışında aşçı olarak çalıştığı, önceleri Türkiye'ye gelip gitmekte iken dava açılış tarihinden geriye dönük son 5 yıldır Türkiye'ye hiç gelmediği, davacı kadının ortak çocuklardan ... ile bir kaç kez yurtdışına davalı erkeğin yanına gittikleri, davalı erkeğin davacı kadına yurtdışına yerleşmesi hususunda teklifte bulunduğu, ancak kalacak ortam sağlamadığı ve gerekli düzeni kurmadığı, bu hali ile davalı erkeğin teklifinin samimi bulunmadığı, davacı kadın tarafından davalı erkeğe Türkiye'ye geri dönmesi hususunda ısrarla sunulan tüm tekliflerin olumsuz karşılandığı ve davalı erkeğin haklı bir sebep olmaksızın 5 yılı aşkın süre boyunca Türkiye'ye hiç gelmediği, bu süreçte davacı kadınla manevî yönden hiç ilgilenmediği, davalı erkeğin başka bir kadınla birlikte yaşamaya başladığı ve çocuğunun olduğu, bu hali ile zina boyutuna varan sadakatsiz davranışlarının bulunduğu anlaşılmış olup davalı erkek aleyhine kusurlu davranış olarak değerlendirilmiş, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir karar tarihinden 2.000,00 TL tedbir, 2.500,00 TL yoksulluk nafakası, ... için 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarı ile sonlandırılmasına, kadın lehine 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakalar, maddî ve manevi tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık kusur, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174, 175, 176, 182 nci, 327 inci, 328 inci, 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.