"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1084 E., 2023/1758 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalova Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/451 E., 2021/233 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı dava cevap dilekçesinde özetle; tarafların 16 yıllık evli olduklarını, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, davalının özel sektörde çalıştığını, eşler 2 senedir şubat 2017 yılından bugüne kadar fiilen ayrı yaşadıklarını, iki çocuklarının olduğunu, davalının çocukları müvekkiline göstermediğini, davalının müvekkilini özellikle son 1 senede hergün ağlattığını, bunları çocukların gözü önünde yaptığından çocukların sürekli müvekkilini ağlarken görmek zorunda kaldığını, müvekkilinin artık sağlığının bozulduğunu ve kronik iltihaplı romatizma rahatsızlığının nüksettiğini, davalının geliri olmayan ev hanımı olan müvekkilinin hiçbir maddî ihtiyacını karşılamadığını, tedavisini de yaptırmadığını, davalının eşine karşı nedensiz yere çok küçümseyici davrandığını sürekli hakaret ve tehdit ettiğini, tüm bu nedenlerle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, dava süresince tedbiren velâyetinin müvekkiline verilmesine, her bir çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, nafakanın TÜFE - ÜFE oranında arttırılmasına, davalının müvekkiline 250.000,00 TL maddî, 350.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalının müvekkiline 5.000,00 TL tedbir - yoksulluk nafakasına dönüşmesine ve her sene TÜFE - ÜFE oranında arttırılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının kendisine ve çocuklarına karşı davranışlarında saygı ve sevgi çerçevesinin dışına çıkarak sert bir tutum sergilemeye başladığından, başından itibaren gerçek anlamda bir aile sıcaklığının ve evlilik birliğinin kurulamadığını, davacının, 2017 yılının Şubat ayında evi terk etmiş olduğundan kendisiyle karı - koca olarak birlikte yaşamasının artım mümkün olmadığını, davalının sürekli sosyal ağ siteleriyle ilgilendiğini, eşini ve çocuklarını sürekli ihmal ettiğini, davalının evdeki eşyalara zarar verdiğini, aldığın hediyeleri kırdığını, fotoğrafları yırttığını, kendisini odaya kapatma gibi normal dışı davranışları sergilediğini, davalının çoğu zamanını ya sosyal medya sitelerinde ya da kuaförde geçirdiğini, davalının davranış bozukluğunun olduğunu, kendisine karşı ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu tüm bu nedenlerle asıl davanın reddine, karşı davasının kabulüne tarafların evliik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın kendisine ödenmesine, ortak çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesine karar verilmesine, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, verilen cevap dilekçesi davacı vekiline tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından verilen cevaba cevap dilekçesi tebliğ edilmiş ve ikinci cevap dilekçesi verilmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadının tedavi giderleri ve diğer ihtiyaçları için maddi destek sağlamadığı, eşine karşı küçük düşürücü ve aşağılayıcı sözler sarfettiği, ortak konuttaki ev eşyalarını kırıp döktüğü, buna karşılık kadının da eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz ve alakasız davranışlar sergilediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve çekilmez hale gelmesinde erkeğin ağır kusurlu ve kadının az kusurlu olduğu anlaşıldığından açılan boşanma davalarının ayrı ayrı kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, çocukların velâyetinin babaya verilmesine, kadın için aylık 1.000,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar bu şekilde devamına, karar kesinleşmesinden itibaren tedbir nafakasının kaldırılmasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davacı lehine hükmedilen tazminat miktarlarının düşük olduğunu, yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin ve velâyet kararının hatalı olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davacı-karşı davalı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının yüksek olduğunu bildirerek, kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davacı lehine hükmedilen tazminat miktarlarının düşük olduğunu, yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin ve velayet kararının hatalı olduğunu bildirerek temyiz etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kusur tespitinin hatalı olduğunu, davacı-karşı davalı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının yüksek olduğunu bildirerek temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesi, velâyet, tazminat ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkeğin tüm, kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki "hakkaniyet ilkesi" ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince daha uygun miktarda maddî ve manevi tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3.Boşanma yönünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşulu ile geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Toplanan delillerden; kadının sağlık durumu, düzenli bir işi ve düzenli bir gelirinin olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadın lehine, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki "hakkaniyet ilkesi" de dikkate alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi gereğince uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi, maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere erkeğin tüm, kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.