Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9788 E. 2024/7780 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, nafakaların ve tazminatların miktarının doğru belirlenip belirlenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve yasal düzenlemeler değerlendirilerek, davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1088 E., 2023/2123 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kulu 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/223 E., 2023/72 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; kadına sözlü ve fiziki anlamda şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, ortak çocuk ...'a da şiddet uyguladığı, insani görüşmeleri "aldatma" olarak tanımladığı, kadına itham etmeye çalıştığı, müşterek hanenin giriş kapısına birden fazla kilit vurduğu, çaresiz kalan kadının ortak çocuk ile birlikte müşterek hanede kalması imkansız hale geldiği gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000 TL maddî, 150.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek sürede verdiği cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, aralarında geçimsizlik bulunmadığı, komşu ve çevreden sorulduğunda kendisinin gayet uyumlu geçimli bir insan olduğunun anlaşılacağı, kadının yemeklerine Cipralex 10 mg isimli ilacı kendisinin bilgisi dışında kattığını, bu ilaçla kendisini uyutmaya ve sağlığını bozmaya çalıştığını, bu durumu polise bildirdiğini, evlendikten sonra davacı üzerine daire devrettiğini, bir dairenin de ortağı olduğunu, bir dairesinin de kayın pederi üzerine kayıtlı olduğunu, davacının çevresinin dolduruşuyla kendisini boşayarak mal mülk sahibi olmaya çalıştığını, kendisini aldattığından ve başkasıyla ilişkisi olduğundan şüphelendiğini, çocuğunun da DNA testi yapılmasını ve kendisinden olup olmadığının tespit edilmesini isteyerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 08.09.2020 tarihli kararı ile; erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, ortak çocuk için aylık 150,00 TL tedbir ve 200,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, kararın davalı erkek tarafından tüm yönlerden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğe yapılan cevaba cevap dilekçesinin tebliğinin geçersiz olduğu ve dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlandığının kabulüne imkan bulunmadığı, davalı erkek vekilinin eksik inceleme ile karar verildiği ve delillerin toplanmadığı yönlerine temas eden istinafının bu hususu da kapsadığı değerlendirilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, sadakatsizlik ithamında bulunduğu, ATK'nun raporuna göre ortak çocuğun babasının davalı olduğu, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına yer olmadığına, ara kararla hükmedilen tedbir nafakasının iş bu karar tarihinden itibaren geçerli olmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kadın lehine aylık 1.000,00 TL'ye, ortak çocuk için aylık 600,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın için 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek istinaf dilekçesinde; boşanma kararına bir diyeceği olmadığını, asıl mağdur olanın kendisi olduğunu, kadın tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin bildirdiği delillerle kadının kusurunu ispat edemediği, kadın ve ortak çocuk lehine tedbir nafakası takdirinin doğru ve kadın açısından miktarının makul olduğu, ortak çocuk açısından talep aşılacak şekilde 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, tedbir nafakasının resen nazara alınması nedeni ile usulü kazanılmış hak oluşmayacağından kadın tarafından istinaf edilmeyen ilk karardaki miktarın aşılarak ve fakat talep içinde kalınarak kadın için tedbir nafakası takdirinde isabetsizlik bulunmadığı, kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde olduğu, ancak miktarının aleyhe istinaf yasağının ihlali suretiyle fazla tayin edildiği, kadın lehine maddi ve manevî tazminat takdirinin doğru olduğu, fakat miktarının aleyhe istinaf yasağının ihlali suretiyle fazla tayin edildiği, 25.000,00 TL maddî 25.000,00 TL manevî tazminatın dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle erkeğin ortak çocuğa hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk için 22.04.2022 tarihinden 09.02.2023 tarihine kadar aylık 300,00 TL, 09.02.2023 tarihinden itibaren ise aylık 500,00 TL tedbir nafakasının babadan alınıp anneye ödenmesine, bu nafakanın boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, İlk Derece Mahkemesince çocuk lehine hükmedilmiş olan tedbir nafakasıyla tahsilde tekerrür oluşturulmamasına, kadın için, boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz dilekçesinde; tanıklarının dinlenmeden karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, eksik inceleme olup olmadığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.