Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9789 E. 2024/7781 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, kadının açtığı birleşen boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği, nafaka ve tazminat taleplerinin miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/301 E., 2023/1452 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/129 E., 2019/806 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadınal hiç bir şekilde anlaşamadıklarını, huzursuzluklar ve kavgaların başgösterdiğini, eşinin sürekli olarak kendi ailesi ile birlikte hareket ettiğini ve ailesinin evliliğe müdahil olduğunu, eşiyle aralarında cinsel açıdan kadından kaynaklı soğukluk olduğunu, bu soğukluğun halen devam ettiğini, yaklaşık 7 yıldır kadın ile ayrı yaşadıklarını, kadın aleyhine Bakırköy 2. Aile Mahkemesinin 2011/144 esas sayılı dosyası üzerinden boşanma davası açtığını, davanın 02.10.2012 tarihinde reddine karar verildiğini, bu kararın kesinleştiğini, gerek bu davadan önce gerekse bu davadan sonra kadın ile ayrı yaşadıklarını, aralarında sevgi ve saygı kalmadığını ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın erkeğin asıl davasına cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; tarafların kuzen olduklarını ve 1984 yılında evlendiklerini, erkeğin evlilik birliği içinde başka kadınlar ile ilişkiler yaşadığını, evi ile ilgilenmediğini, oğlunun düğününe dahi gelmediğini, evin geçimine katkı yapmadığını, en son davalının 2010 yılında kadını sevmediğini beyan ederek evden ayrıldığını ve yeniden ortak haneye dönmediğini, erkeğin 2011 yılında açmış olduğu boşanma davasının reddine karar verildiğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Bakırköy 2. Aile Mahkemesinin 2011/144 Esas, 2012/945 Karar sayılı dosyası, dosya kapsamındaki diğer delillerle birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında ilk görülen davanın kesinleştiği 04.07.2013 tarihinden itibaren bu davanın açıldığı tarihe kadar 3 yılı aşkın bir sürenin geçtiği ve bu süreçte taraflar arasındaki evlilik birliğinin tesis edilemediği, dolayısıyla erkeğin davası yönünden yasal koşulların gerçekleştiği; kadının birleşen boşanma davasına gelince de; gerek fiili ayrılık öncesinde gerek fiili ayrılık sonrasındaki dönemde bir baba ve eş olarak sorumluluklarını yerine getirmeyen, eşine ve çocuklarına hakaret eden, şiddet uygulayan, onlara karşı son derece ilgisiz davranan, oğlunun düğününe dahi katılmayan, maddî-manevî olarak ailesini tamamen terk eden, arayıp sormayan, parasal katkıda bulunmayan, başka bir kadınla birlikte yaşayarak sadakatsiz davranan erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile erkeğin davası yönünden tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği tarafların boşanmalarına, kadının davası yönünden tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 250,00 TL tedbir ve 700,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; usule ve kanuna tamamen ayrı şekilde farklı gerekçelerle kadının birleşen davasının da kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile manevî tazminatın da istinaf incelemesi sonucunda kaldırılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince sadece kadın tanıklarının beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulduğunu, erkeğin neden daha kusurlu olduğunun somut gerekçelerle açıklanamadığını, bu konuda gerekli araştırmanın da yapılmadığını, erkeğin geliri ile kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının orantısız olduğunu ileri sürerek birleşen davanın kabulüne, kusur tespitine, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davada boşanmaya karar verilmiş olmasına, maddî ve manevî tazminatlar ile tedbir ve yoksulluk nafakalarının miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin davası açısından yasal koşulların gerçekleştiği, erkeğin önceki boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlattığı, önceki boşanma davasının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesinden sonra evlilik birliğini yeniden tesis etmek için çaba göstermediği, başka bir kadınla birlikte yaşayarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, tarafların birlikte yaşadıkları süreçte evin masraflarını karşılamadığı, eşine ve çocuklarına ilgisiz olduğu, babalık görevlerini yerine getirmediği, fiili ayrılık döneminde eşine maddi destekte bulunmadığı, ortak çocuğun düğününe gitmediğinin sabit olduğu; ancak İlk Derece Mahkemesince erkeğe, eşine ve çocuklarına hakaret ettiği, şiddet uyguladığı yönünde de kusur yüklenmiş ise de kadın dilekçelerinde boşanma sebebi olarak dayanılmayan bu vakıaların kusur tespitinde erkeğe yüklenmesinin doğru olmadığı, erkeğin fiili ayrılık dönemine ilişkin olarak da kadının kusurlu bir davranışını kanıtlayamadığı, şu hale göre, boşanmaya neden olan olaylarda, önceki boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan, önceki boşanma davasının reddine ilişkin hükmün kesinleşmesinden sonra evlilik birliğini yeniden tesis etmek için çaba göstermeyen, başka bir kadınla birlikte yaşayarak sadakat yükümlülüğünü ihlal eden, tarafların birlikte yaşadıkları süreçte evin masraflarını karşılamayan, eşine ve çocuklarına ilgisiz davranan, babalık görevlerini yerine getirmeyen, fiili ayrılık döneminde eşine maddi destekte bulunmayan, ortak çocuğun düğününe gitmeyen erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde yanlışlık bulunmamakta ise de asıl davada hükmedilen tedbir nafakasının miktarının az olduğu, bunun yanı sıra birleşen davada 06.06.2017 tarihli tensip ara kararı ile aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilerek mükerrer nafakaya sebebiyet verildiği, kadının çalışmadığı, iş ve gelirinin bulunmadığı, sağlık sorunları nedeniyle çalışabilcek durumda da bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde yanlışlık bulunmamakta ise de tarafların sosyo-ekonomik durumları, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde hükmedilen yoksulluk nafakasının da az olduğu, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmesi, kişilik hakkının saldırıya uğraması nedeniyle kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde bir yanlışlık bulunmamakta ise de hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve tedbir nafakası yönlerinden, kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kadın için asıl dava tarihi olan 20.02.2017 tarihinden başlamak, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar devam etmek ve gerek asıl gerek birleşen davada hükmedilen tedbir nafakaları ile mükerrerlik oluşturmamak üzere aylık 600,00 TL tedbir nafakasına, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 80.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen birleşen boşanma davası, kadın için hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.