"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/741 E., 2023/2139 K.
KARAR : Başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ilgın Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/242 E., 2021/750 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın reddedilmesi gerektiğini, Mahkemece davanın kabul edilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "davalının, "geçimsiz olduğunu, ailesiyle ve çevresiyle sürekli kavgalı olduğunu, ailesine kötü muamele gösterdiğini, tartışma çıkardığı" iddialarını ispat ettiği, diğer ileri sürdüğü vakaları yukarı yapılan değerlendirmeler ile ispatlamayamadığı, davalının dinlenen tanıkların yukarıda belirtilen hükme esas beyanlarının irdelenmesi ile "ailesinin evlerine gelmelerini yasakladığı, "davacının ayrılık kararı alınmasıyla çocuklarıyla ilgilenmediği" iddialarını ispat ettiği, taraflarca ispatlanan vakaların tarafların evliliklerini kötüye yönlendirdiği dikkate alınarak tarafların eşit kusurlu olduğu kanaatine varılıp hukuken korunmaya değer bir evliliğin kalmadığının tespiti ile boşanmalarının kabulüne eşit kusur nedeniyle tazminat taleplerinin reddine, tarafların sosyal ekonomik durumu dikkate alınarak davacı kadın için nafakaya hükmedilmesine, müşterek çocukların velayetinin çocukların yaşı dikkate alınarak velayetin anneye verilmesi ile baba ile görüş günü tahsis edilmesi ile tarafların müşterek çocuklarının masraflarına ortaklaşa katlamak zorunda olduklarından çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedilerek aşağıda şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklardan ... yararına takdir edilen 250,00 TL iştirak nafakasının, karar tarihinden itibaren aylık 600,00 TL'ye çıkartılmasına, ortak çocuk ... yararına takdir edilen aylık 200,00 TL iştirak nafakasının, karar tarihinden itibaren 450,00 TL'ye çıkartılmasına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile aylık 750,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına tarafların tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadına yüklenen kusurların gerçekleştiği, kadının başkaca kusurunun ispat edilemediği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davacı erkeğe de kusur yüklenmiş ve taraflar eşit kusurlu kabul edilmiş ise de; davalı kadının sosyal inceleme raporunda alınan beyanında eşini sevdiğini, boşanmak istemediğini beyan ettiği, bu halde kadının erkeği affetmiş sayılacağı ve kadın tarafından ileri sürülen vakıalar nedeniyle erkeğe kusur yüklenemeyeceği, buna göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarını oluşmadığı, geçici velâyeti tedbiren anneye verilen ortak çocuklardan ... için aylık 250,00 TL, ... için 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, ancak boşanma davasının açılması ile birlikte hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olduğu, iştirak nafakasının ancak boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte vücut bulacağı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi tarafından nafakanın niteliğinde hata yapıldığı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarında isabetsizlik olmadığı, ortak çocuk ... için talepten fazla tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiği, ortak çocuklardan ... için takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının da az olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, kusura ilişkin gerekçenin değiştirilmesine, ortak çocuk ... için dava tarihinden itibaren aylık 250,00 TL tedbir nafakasının, İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL'ye çıkarılmasına, boşanma kararı kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, ortak çocuk ... için aylık 200,00 TL tedbir nafakasının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL'ye çıkarılmasına, boşanma kararı kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların sair istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma davası, kusur, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3.Değerlendirme
1. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede sarsıldığının sabit olması gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadının sosyal inceleme raporunda beyanları nazara alınarak davalı kadının eşini affettiği bu nedenle davacı erkeğe kusur yükleme olanağı bulunmadığı belirtilmiş ise de, sosyal inceleme raporunda kadına atfen yazılan hususlardan, davalı kadının, davacı erkeği affettiğinin kabulü mümkün olmamakla birlikte, davalı kadının cevap dilekçesinde davacı erkeğe kusur izafe etmediği, aralarında bir sorun olmadığını öne sürdüğü nazara alındığında davacı erkeğe kusur yüklenmemesinde sonucu itibari ile hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Buna karşın Mahkemece davalı kadının tam kusurlu olduğu kabul edilerek, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı kadına kusur olarak yüklenen vakıalara ilişkin tanık beyanları, sebebi ve saiki açıklanmayan, inandırıcı olmaktan uzak, soyut izahlardan ibaret olup, davalı kadının kusuruna esas başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Bu durumda davalı kadının ispatlanan kusurlu bir davranışı olmadığı gözetilerek, davacı erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.