"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/487 E., 2023/1814 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Bursa 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/250 E., 2021/47 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 5 yıllık evli olduklarını, tarafların görücü usulü ile evlendiklerini, ortak çocuklarının bulunmadığını, davalının müvekkilini 5 yıl kendi anne ve babası ile aynı dairede oturmak zorunda bıraktığını, davalının müvekkiline sürekli fiziksel ve duygusal şiddet uygulayarak hakaretler ettiğini, bu nedenle müvekkilinin hamileyken bebeğini kaybettiğini, davalının, bebeğini kaybeden davacının yanına hastaneye bile gitmediğini, yaşadıklarını kimseye anlatmaması, anlatırsa kötü şeyler olacağı tehdidi ile yıllarını evde kapalı olarak geçirmek zorunda kalan müvekkilinin korkusundan yıllarca sıkıntılarını ailesi ile bile paylaşamadığını beyanla müvekkilinin davalı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilerek aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 10.000,00 TL maddî tazminat ve 40.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesine özetle; davacıya hiçbir zaman fiziksel veya psikolojik bir şiddet uygulamadığını, davacının iddia ettiği bir şiddet olayı var ise bu iddiasının darp raporu ile destelenmesinin gerektiğini, ancak böyle bir raporun söz konusu olmadığını, davacının hamileliğinin 2. ayında düşük sonucu gebeliğinin sonlandığını, bu süre içerisinde sürekli eşinin yanında kaldığını, kendisinin ailede tek çocuk olduğunu annesi ve babası ile kalmalarının hiçbir zaman bir probleme neden olmadığını, davacının "iyi ki annen ve baban ile kalıyoruz, onlar kendi annem ve babam gibi bana yaklaşıyorlar, onları çok seviyorum" şeklinde söylemlerinin olduğunu, kendisinin gayet sakin bir insan olduğunun çevresi ve herkesçe bilindiğini, eşini sevdiğini, ayrılmalarını gerektirecek hiçbir somut olgunun olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının rızası olmadığı halde evlendikleri tarihten fiilen ayrıldıkları zamana kadar davalının, davacıyı kendi annesi ve babası ile birlikte ikamet ettirerek müstakil bir aile konutu sağlamadığı, davalının, 2016 Yılında Davacının Ağabeyi ...'in düğününde davacının boğazına sıkmak sureti ile fiziksel şiddet uyguladığı ve düğüne gelen misafirlerinin huzurunda davacıya "gerizekalı ve manyak" gibi sözler söyleyerek hakaret, ayrıca sinkaflı şekilde küfür ettiği, 2018 yılında da ise tarafların davacının babası ...'in evinde misafir olarak bulundukları sırada davalının, davacının boğazına sarıldığı, vuracağı esnada baba ...'in ve Ağabey ...'in araya girdikleri, davalının (2017 ya da 2018 yılında) gebelik neticesinde düşük yapan davacıyı hastaneye götürmediği gibi hastaneye ziyarete dahi gelmediği ve fiilen ayrıldıktan sonra tarafların hiç bir araya gelmedikleri mahkememizce sabit olmuş, bu nedenler ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, bunda davacıya fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan davalının tam kusurlu olduğu, davacının ise bir kusurunun olmadığı anlaşıldığından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine 400,00 TL yoksulluk nafakası, 10.000,00 TL maddî tazminat 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece sadece davacı tanıklarının beyanlarının değerlendirildiğini, objektif davranması kendilerinden beklenmeyecek tanıkların beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, delillerin yeterince tartışılmadan karar verildiğini, müvekkilini kusurlu kabul eden mahkeme kararının bozulması gerektiğini, hiç kusurunun bulunmadığını, tazminat miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın reddi gerektiğini bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece sadece davacı tanıklarının beyanlarının değerlendirildiğini, objektif davranması kendilerinden beklenmeyecek tanıkların beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, delillerin yeterince tartışılmadan karar verildiğini, müvekkilini kusurlu kabul eden mahkeme kararının bozulması gerektiğini, hiç kusurunun bulunmadığını, tazminat miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğunu, davanın reddi gerektiğini bildirerek, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi için temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen nafaka ve tazminatları ile miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 169 uncu, 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.