Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9826 E. 2024/393 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, hükmedilen iştirak nafakasının miktarı ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin boşanmaya ve fer'ilerine ilişkin verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, davalı kadının temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1480 E., 2022/1974 K.

DAVA TARİHİ : 12.08.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/752 E., 2021/921 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmamış, davalı tarafın istinaf başvurusu ise esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken istinaf yoluna başvurmayan davacı erkeğin Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davalı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki son olayda kadının erkeği müşterek eve almadığını, erkeğin 3 gün eve gitmediğini, bunun üzerine kadının abisinin diğer akrabaları da alarak Van'dan Eskişehir'e gelip erkeğe ve babasına küfür ettiğini ve tartışma ortamı oluştuğunu, kadının bu olaydan sonra ortak çocuk ile birlikte Van'da ki babaevine giderek evi terk ettiğini, kadının evlilik birliği içinde tutarsız davrandığını, sosyal medyaya bağımlı olduğunu bu nedenle elinden telefonu düşürmediğini, erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, her tartışmada erkeğe ve ailesine hakaretler ettiğini, beddualar ettiğini, kadının erkeğe ve erkeğin ailesine gönderdiği mesajlarda hakaret ve tehdit ettiğini, yine ablasının da erkeğin annesine gönderdiği mesajlarda durumun aynı olduğunu belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin babaya verilmesine, aksi halde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; kadının eşini ve çocuğunu sevdiğini, evliliğini sonlandırmak istemediğini, evi erkeğin terk ettiğini, kadının erkeği evden uzaklaştırdığına ilişkin iddianın doğru olmadığını, 4 gün boyunca evde kadınla çocuğu yalnız ve aç bıraktığını, arayıp sormadığını, kadına "abini ara gelsin seni götürsün senden boşanacağım bitti" dediğini, bunun üzerine kadının abisi ve yanındakilerin geldiklerini, konuşmanın tartışmaya döndüğünü ve kadının Van'a baba evine gitmek zorunda kaldığını, evi terk etme niyetinin bulunmadığını, kadının gönderdiği mesajların bu ruh hali ile yazıldığını, kadının kardeşlerinin yazdığı mesajların erkeğe yönelik olmadığını, kadının erkeği daha sonra defalarca aramasına rağmen cevap bulamadığını belirterek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ise ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, aylık 1.500,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin annesine "sizin eve gelmek istemiyorum bir daha beni çağırma, oğlunu görmeyeceksin" şeklinde sözler söylediği, kadının ailesi ile sık görüştüğü, kadının Van'daki kendi ailesine yapacağı bayram ziyaretinin erkeğin babasının pandemi nedeniyle ertelemesini istemesine kızdığı ve tartışma çıkarttığı, tartışma sonucu kadının erkeği eve almadığı, bunun üzerine erkeğin kadının abisini arayarak boşanmak istediğini söylediği, kadının abisinin diğer akrabaları da toplayıp kavgaya gelir gibi geldiği, 30.07.2020 tarihinde yaşanan tartışmada kadının abisinin erkeğe "sen karına sahip çıkamadın şerefsiz" dediği, kadının erkeğin babasına "senin namusun şerefin yok mu 5 gün evde beni yalnız bıraktın" dediği, yaşanan tartışma neticesinde kadının akrabaları ile birlikte Van'daki babaevine döndüğü, tarafların bir daha bir araya gelmediği, kadının erkeğe çektiği mesajlarda "çocuk beyinli, boşanmayacağım ama seni süründüreceğim, senin asıl cehennemin şimdi başladı, 40 yıldır ananın dizinin dibindeydin 40 yıl daha oturursun" dediği, kadının ablasının da erkeğin annesine gönderdiği mesajlarda "götüne kınavur artık, al kızın Veyseli kundakla ağzına emzik koy, Aselin beşiğinde salla bunu da bil bu Veysel'in güzel günleri, her sabah uyandığında çocuklarını dualarla yolla çünkü biz her gün her aksam sana ve Veysel'e beddua edeceğiz kına yak Allah seninde karşına cıkartsın" şeklinde hakaret ve beddua ettiği, bu olaylardan sonra erkeğin boşanma davası açtığı, kadının son olayda erkeğin eve gelmeyerek kendisini ve çocuğu aç bıraktığı iddiasının ispatlanamadığı, aksine kadının "kapıyı kırsan da açmam eve gelme" şeklinde mesajlar çektiği, erkeğin aç bıraktığına yönelik iddianın ispatlanamadığı, kadının erkeğe hatalı ve pişman olduğuna, erkeği sevdiğine dair mesajlar çektiği, bu nedenle erkeğin af edildiği, mevcut duruma göre kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında çocuğun yaşı dikkate alınarak her ayın birinci ve üçüncü haftası Pazar günü 10:00 - 17:00 saatleri arasında, dini bayramların ikinci günü 10:00 - 17:00 saatleri arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve 800,00 TL iştirak nafakalarına, kadın yararına hükmedilen 750,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığını, kadının tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmadığını, kadının erkek ile barışmaya çalışmasının aftan değil çaresizlikten kaynaklandığını, hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğunu ve kadının geliri bulunmadığından yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişki sürelerinin yetersiz olduğunu, mesafenin fazla olması nedeniyle sağlıklı iletişim kurulamadığını ve çocuğun üstün yararı gereği kişisel ilişki süresinin artırılması gerektiğini belirterek kişisel ilişki süresi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin boşanmak istediğini söylemesi üzerine kadının erkeğin eve gelmemesini söylediğini, bu durumdan sadece kadının kusurlu bulunmasının haksız olduğunu, kadının tanık beyanlarına itibar edilmediğini, erkeğin beş gün eve gelmemesi üzerine Mahkemenin evde gıda maddelerinin bulunduğuna ilişkin tespitinin hatalı olduğunu, gıda maddelerinin her gün alınan şeyler olmadığını, bu nedenle evde bulunmasının doğal olduğunu, kadının bu sürede yanında parası olmadığından kendisinin ve çocuğun günlük ihtiyaçlarını karşılayamadığını, kadının çaresizlikten özür dilemesinin erkeği affettiğini göstermediğini, erkeğin tam kusurlu olduğunu, bu nedenle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, hükmedilen iştirak nafakasının çok düşük olduğunu belirterek kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kadından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, hükmedilen iştirak nafakasının miktarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadına yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı kadın vekilinin temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.