"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/243 E., 2023/280 K.
DAVA TARİHİ : 05.11.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/503 E., 2022/882 K.
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalı kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, o davada erkeğin istinaf başvurusunun reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, kararda ziynetlerin ortak konutun alımı için kullanıldığının belirtildiğini ancak bunun doğru olmadığını, erkeğin evin alınmasından önce emekli olduğunu, alınan ev için evin eski sahibine 65.000,00 TL ödendiğinin banka dekontları ile sabit olduğunu, erkeğin 79.226,57 TL emekli ikramiyesi aldığının da ispatlandığını, böylelikle evin kadının ziynetleri bozdurularak değil erkeğin emekli ikramiyesi ile alınmış olduğunun kanıtlanmış olduğunu ve tanık S. hakkında yalan tanıklıktan suç duyurusunda bulunulduğunu iddia ederek ziynet alacağı davasının yargılamasının iadesine karar verilerek davanın reddine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarını ziynet alacağı davasında da ileri sürdüğünü ancak kanıtlayamadığını, yalan tanıklıktan yapılan adli soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini ve ileri sürülen nedenlerin kanunda sınırlı olarak sayılan yargılamanın iadesi sebepleri arasında olmadığını iddia ederek davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının yargılamada tanık olarak dinlenen S. hakkında yalan tanıklıktan suç duyurusunda bulunduğunu belirterek yargılamanın iadesini talep ettiği ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2022/189843 soruşturma ve 2022/424 karar numaralı kararıyla yalan tanıklık suçundan kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararı verildiği ve bu durumda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 375 inci maddesindeki yargılamanın iadesi şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ziynetlerin ortak konutun alınması için bozdurulmadığını, davacının evin alınmasından önce emekli olduğunu, alınan ev için evin sahibine 65.000,00 TL ödendiğinin ve davacının 79.226,57 TL emekli ikramiyesi aldığının da ispatlandığını, böylelikle evin erkeğin emekli ikramiyesi ile alındığının açık olduğunu, tanık S. hakkında yalan tanıklıktan verilen kovuşturmaya yer olmadığına kararına itiraz edildiğini ve yargılamada tanıkların evin alınmasından sonra da kadının kolunda bilezikleri gördüklerini söylediklerini belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yargılamanın iadesi müessesinin kesin hükme bağlanmış olan bir davaya yeniden bakılamayacağı kuralının istisnası olduğu, yargılamanın iadesinin bazı ağır yargılama hatalarından dolayı maddî anlamda kesin hükmün bertaraf edilmesi ve daha önce kesin hükme bağlanmış olan dava hakkında yeniden yargılama yapılmasına imkân veren olağanüstü bir kanun yolu olduğu, bir hüküm kesinleşmedikçe ona karşı yargılamanın iadesi yoluna gidilemeyeceği, yargılamanın iade sebeplerinin kanunda tahdidi olarak sayıldığı ve bunlar dışında bir sebepten dolayı yargılamanın iadesi yoluna başvurulamayacağı, sebeplerin kıyas yolu ile genişletilemeyeceği, mahkemenin tarafların ikrar veya kabulü ile bağlı olmaksızın ileri sürülen sebebin varit olup olmadığını re'sen araştırmakla yükümlü olduğu, sebebin varlığını ispat yükünün davacıya ait olduğu, bu araştırma sonucunda mahkemenin ileri sürülen sebebin doğru olmadığı kanısına vardığında yargılamanın iadesi davasını reddedeceği, davaya bakan hâkimin her şeyden önce davanın dinlenilebilirlik(mesmu) koşullarının mevcut olup olmadığını araştırması gerektiği; somut yargılamada, davacının 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamında “yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması” iade sebebine dayanarak erkeğin ziynetleri bozdurarak aldığı iddia edilen bağımsız meskene ilişkin ödemelerin erkek tarafından yapıldığını gösterir dekontları ve erkeğin emekli ikramiyesi dekontlarını sunduğu ancak bu belgelerin 6100 sayılı Kanun'un 375 inci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi kapsamında değerlendirilemeyeceği, yine ziynet eşyalarının iadesi davasında dinlenen kadın tanığı S.'nin yalan tanıklık suçu işlediğinden bahisle tanık hakkında suç duyurusunda bulunulmuş ise de adli soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve bu karara karşı yapılan itirazın reddedilerek kararın kesinleştiği, bu haliyle davacı yargılamanın yenilenmesini gerektirir bir hususu ispatlayamadığından, davasının reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; ziynetlerin ortak konutun alınması için bozdurulmadığını, davacının evin alınmasından önce emekli olduğunu, alınan ev için evin sahibine 65.000,00 TL ödendiğinin, davacının 79.226,57 TL emekli ikramiyesi aldığının ve böylelikle evin erkeğin emekli ikramiyesi ile alındığının ispatlandığını, tanık S. hakkında yalan tanıklıktan verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiş olsa da yargılamada tanıkların evin alınmasından sonra da kadının kolunda bilezikleri gördüklerini söylediklerini belirterek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi davasının reddinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, yargılamanın iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci, 374 üncü, 375 inci, 378 inci ve 379 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.