Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9831 E. 2024/5501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında davacı erkeğin istinaftan feragat etmesi üzerine, davalı kadının katılma yoluyla yaptığı nafaka miktarına ilişkin istinaf talebinin incelenip incelenmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin boşanma davası istinaf başvurusundan feragat etmesi ve davalı kadının katılma yoluyla istinaf başvurusunun, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 348. maddesinin 2. fıkrası uyarınca bağımsız bir istinaf başvurusu olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek, davalı kadının nafaka miktarına ilişkin istinaf talebinin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1058 E., 2023/1279 K.

KARAR : İstinaf talebinin reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/465 E., 2022/744 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf talebinin feragat nedeniyle reddine, davalının katılma yoluyla istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 08.06.1990 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak üç çocuklarının bulunduğunu, evlilik birliği boyunca eşler arasında duygu ve düşünce birliğinin sağlanamadığını, hiçbir konuda fikren ve ruhen anlaşamadıklarını, evlilik birliğinin devamı için gerekli olan karşılıklı sevgi ve saygı bağının kalmadığını, bu durumdan ortak çocuk ...' un da olumsuz etkilendiğini, bu nedenlerle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı göz önüne alınarak tarafların boşanmalarına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; öncelikle ortada evlilik birliğini temelinden sarsan bir neden varsa bunun asli ve ağır kusurunun davacı eşe ait olması sebebiyle haksız ve maddi dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama süresince ve tarafların boşanmalarına karar verilmesi halinde ortak küçük çocuk ...’un velâyetinin müvekkili anneye verilmesine, yargılama sırasında dava tarihinden itibaren müvekkil eş için 25.000,00 TL, ortak küçük çocuk ... için 10.000,00 TL aylık tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalı müvekkiline verilmesine, boşanmaya karar verilmesi halinde müvekkil eş yönünden nafakanın yoksulluk ve küçük çocuk yönünden ise iştirak nafakası olarak devamına, davacının kusurlu davranışları ve özellikle sadakatsizliği karşısında müvekkilinin uğradığı maddî zararlar karşılığı olarak 2.500.000,00 TL maddî ve yaşadığı derin acı ve elem karşılığı olarak 2.500.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tanık beyanlarının sebep ve saik içermeyen soyut beyanlar olduğu, davalının kusurlu davranışının davacı tarafından ispatlanamadığı, davacının eşi ve çocukları ile ilgilenmediği, başka bir kadınla ilişkisinin olduğu, bu birliktelikten iki çocuğu olduğu, boşanmayı kabul etmeyen davalıya ekonomik şiddet uyguladığı, davacının başka kadınla birlikteliğinin ve sadakata aykırı davranışlarının olduğu, kimsenin kendi kusurundan hak elde edemeyeceği gerekçesiyle davacının davasının reddine, davalı ve ortak çocuk ... için kararlaştırılmış olan tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı erkek vekili 25.09.2023 tarihli dilekçesiyle, yapmış olduğu istinaf başvurusundan feragat etmiştir.

2-Davalı kadın vekili ise katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının istinaf talebinden feragat ettiği görülmekle davacının istinaf talebinin feragat nedeniyle reddine, davalının katılma yoluyla istinaf talebinin 6 ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 348 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamu düzeninden olan boşanma davaları ile tedbir ve yoksulluk nafaka taleplerinin istinaf incelemesine re'sen devam edilmesi gerekir iken davacının feragati nedeniyle müvekkilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun reddedilmesin,n usul ve yasaya da aykırı olduğunu beyanla temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, istinaf kanun yolundan feragat edilmesi durumunda katılma yoluyla istinaf dilekçesindeki istinaf taleplerin incelenebilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 307 nci vd. maddeleri, 348 inci, 349 uncu, 355 inci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.