Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9835 E. 2024/1218 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozmaya uyularak hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararına uygun hüküm verildiği, Yargıtay'ın kısmi bozma kapsamı dışında kalan hususların kesinleştiği, tazminat miktarının belirlenmesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat ile hakkaniyet ilkesinin gözetildiği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/955 E., 2023/1294 K.

DAVA TARİHİ : 17.01.2018

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi’nin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının öz bakımını, ev düzenini sağlamaktan kaçındığını, sorumsuz davrandığını bu yüzden sosyal çevreden uzaklaşmak zorunda kaldıklarını, özellikle çocuk doğduktan sonra öz bakımını ihmal ettiği gibi cinsel birliktelikten de kaçındığını, erkeğin ailesini istemediği ve onlara karşı saygısız davrandığını, onları hor gördüğünü, kadının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin 8 ay önce evden ayrıldığını, bundan sonra 20 Ekim 2017 tarihinde kayınvalidesinin kendi annesini arayarak oğlunu işinden edeceğim, onu dövdüreceğim, kolunu bacağını kırdıracağım, bütün aleme rezil edeceğim şeklinde tehdit ettiğini, çocuğun babadan nefret etmesi için elinden geleni yapacağını söyleyerek suçlama ve tehditlerde bulunduğunu belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, erkeğin eşine evdeki düzenin sağlanmasında destek olmadığını, ayrı yatmaya başladığını, boşanmak istediğini, artık kendisini beğenmediğini, yanına yakışmadığını söyleyerek psikolojik şiddet uyguladığını, Mayıs 2017 tarihinde müşterek konuttan kişisel eşyalarını alarak ayrıldığını, erkeğin açtığı dava tarihinden sonra erkeğin başka bir kadınla olduğunu ortak kullanılan araçta bulduğu telefon diskinin içerisindeki fotoğraflardan öğrendiğini, ufak bir araştırma yapınca, eşi ile hemşiresinin büyük bir aşk yaşadıklarını öğrendiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal eden erkeğin zina yaptığını, hastanedeyim, nöbetim var, acil hastam var, ameliyat çok uzun sürdü, kongredeyim, iş seyahatim var gibi beyanlarının altında sevgili ile yaptığı kaçamakların olduğunun ortaya çıktığını, aleni şekilde eşini aldattığını, çocuğuyla sevgilisini tanıştırdığını, birlikte tatile, etkinliklere katıldıklarını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına üretici fiyat endeksi (ÜFE) oranında artırım kaydı ile aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına yasal faiziyle 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın tarafından dosyaya sunulan deliller ve fotoğraflar incelendiğinde erkeğin kadını başka kadınla aldattığı, kadının ise yemek yapmadığı, evi düzenli tutmadığı, evin dağınık olduğu, eşine "gerizekalı buzdolabının kapısı açık kalmış" şeklinde rencide edici konuştuğu bu durumda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle, erkeğin davasının 4721 saylı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL tedbir ve 2.000,00 TL iştirak nafakasına ve belirlenen nafakanın ÜFE oranında arttırılmasına, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın lehine 150.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını süresi içinde taraf vekilleri istinaf etmiştir.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının zinaya dayalı davasının kabulünün hatalı olduğunu, zina olgusunun ispatlanamadığı gibi zamanaşımına uğradığını, gerekçede zamanaşımı ile ilgili bir değerlendirme yapılmadığını, belirterek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen zina hukuki sebebine dayalı davası, hatalı tespit belirlemesi ile kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile miktarları yönünden kararı istinaf etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; somut uyuşmazlıkta zina nedeniyle boşanmaya karar verildiğine göre, davacı karşı davalı tarafın davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, zina yapan ve bunu aleni bir şekilde gerçekleştiren erkeğin bunun hukuki sonuçlarına katlanması gerektiğinden maddî ve manevî tazminat taleplerinin tümünün kabulü gerektiğini, somut olayda erkeğin tam ve ağır kusurlu olduğunu, ekonomik durumu oldukça iyi olup, evlilik birliğinin sona ermesine kendi kusuru ile sebebiyet verdiğinden ve boşanma nedeni ile davalı karşı davacı müvekkilin yoksulluğa düşeceği sabit olduğundan maddî ve manevî tüm tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararı kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası ile lehe hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin zina eyleminin sabit olduğu, kadının dava açıldıktan sonra telefon kartını bulduğu yönündeki beyanına göre davanın süresinde açılmış olduğunun değerlendirildiği, sonuç itibariyle Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda kadının az kusurlu, erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, ancak kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı erkeğin zamanaşımı yönünden gerekçeye yönelik istinaf talebinin ve davalı-karşı davacı kadının tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, davalı-karşı davacı kadın için boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere 200.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- davalı erkek vekili kusur belirlemesi, kadının kabul edilen zina hukuki sebebine dayalı davası, hatalı kusur belirlemesi ile kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile miktarı yönünden; davalı- davacı kadın vekili kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası ile lehe hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Daire’nin 23.02.2023 tarih ve 2022/9601 Esas, 2023/715 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk için belirlenen nafakalara ilişkin hüküm davalı-karşı davacı tarafça istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı-karşı davacı kadının İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk yararına belirlenen nafaka miktarı yönünden temyiz dilekçesinin reddine; Mahkemece davalı-karşı davacı kadına yüklenen eşine karşı rencide edici konuştuğu vakıasının erkek tarafından dayanılmadığından kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin, ancak dosya kapsamından kadının erkeğin annesine saygısız davranışlarının olduğu vakıasının ispatlandığının, Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre erkeğin yine de kadına nazaran ağır kusurlu olduğu; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu gerekçesi ile kararın maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay'ın kısmi bozma kapsamı dışında kalan hususlar kesinleştiği, bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, uyulan bozma ilamı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak kadın yararına daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminata karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kadın yararına 400.000,00 TL maddî ve 350.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin zina eylemi nedeniyle işyerinde dahi zor durumda kaldığını, onurunu zedelendiğini ileri sürerek; kararın tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uyularak hükmedilen tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı- davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.