Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9839 E. 2024/7135 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, nafaka ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında daha önce açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davası bulunduğu, bu davadan sonra tarafların bir süre birlikte yaşamaya devam ettiği ve mevcut davada ileri sürülen kusurlu davranışların ispatlanamadığı gözetilerek boşanma hükmünün kesinleşmesi nedeniyle bu hususta bir inceleme yapılmayıp, tazminat taleplerinin reddine ve kusur belirlemesine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1213 E., 2023/1520 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 25. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/376 E., 2022/337 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, sürekli olarak hakarette bulunduğunu, eş ve çocuğa kaba davrandığını, kızını annesine karşı kışkırttığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci

fıkrası gereğince boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve aylık 750,00 TL iştirak nafakası, 50.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekilinin cevap dilekçesinde özetle; zaman zaman davacı tarafından ortak konut terk edilerek davalının çocukları ile bir başına bırakıldığını, davacı tarafından yaklaşık 2,5 senedir eve alınmadığını, sürekli iftira ve bahanelerle hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığını, davacı tarafın eşinden habersiz olarak ikinci telefon kullanmaya başladığını, hakaret ve tehdit edildiğini, açılan davanın kabulüne, boşanmaya karar verilmesi halinde müvekkili lehine 50.0000 TL manevî ve 50.000 TL maddî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin davacı kadına hakaret ve küfür ettiği, davacı kadının arkadaşına orosbu dediği ve arkadaşının abisinin üzerine yürüdüğü, buna karşılık davacı kadının da davalı erkeğe hakaret ettiği, davalı kocasını eve almadığı ve bu nedenle davalı kocasının 1-2 ay süre ile arabada yattığı anlaşılmış, tüm bu hususlar göz önüne alınarak tarafların eşit kusurlu olduklarına karar verilmiş, tarafların eşit kusurlu hareketleri sonucunda ortak hayatın devamının kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına, çocuklar yararına aylık 400,00'er TL iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın tarafından kusur tespiti ile tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek tarafından ise süresinde kusur tespiti, ortak velâyet, tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek boşanmaya hükmedilmiş ise de; davacı kadının 29.11.2018 tarihinde açtığı ve Ankara 3. Aile Mahkemesinin 17.12.2019 tarih ve 2018/1070-2019/926 sayılı dosyası ile görülen boşanma davasında, Mahkemece tarafların davadan sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri, davacının davalının kusurlarını affettiği veya hoşgörü ile karşıladığı hususu sabit görülerek davanın reddine karar verildiği, kararın 04.02.2020 tarihinde istinaf edilmeksizin kesinleştiği, davacı kadının işbu boşanma davasını ise 08.042020 tarihinde açtığı, reddedilen boşanma davası ile bu dava arasında davalı erkeğin gerçekleşen herhangi bir kusurun ispatlanamadığı dikkate alındığında bu davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilerek tarafların boşanmaları yönünde hüküm kurulması doğru olmadığı ancak taraflarca boşanma yönünden istinaf talebinde bulunulmadığından, boşanma hükmü artık kesinleştiğinden bu husus eleştirilmekle yetinildiği, tarafların bir arada yaşamaya başladığı ve daha sonra açılan bu davada ispatlanan kusur bulunmadığına göre tarafların tazminat taleplerinin reddinde bir isabetsizlik görülmediği, davalı erkeğin kusur tespitine ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kusurun (gerekçenin) yukarıda gösterildiği şekilde düzeltilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminatların reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; kusur atfedilemeyeceği belirtilmesine rağmen yargılama giderlerine ve maddî - manevî tazminata hükmedilmemesi ve tedbir nafakasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, nafaka ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 324 üncü, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.