"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1275 E., 2023/1306 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Yenice(Karabük) Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/91 E., 2022/63 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; tarafların 30.11.2019 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının olmadığını, müvekkilinin ilk eşinin vefat etmesi sebebiyle kendisine manevî destek aradığını, davalının para için müvekkiliyle evlendiğini, bakire olmadığını, müvekkiline cinsel yoldan bulaşan hastalık bulaştırdığını, sürekli telefonuyla ilgilendiğini, güven sarsıcı ve sadakatsiz davranışlarının olduğunu, cinsellikten kaçındığını, babasının müvekkiline kızımı boşayacaksın, senin evinde domuz yaşamaz dediğini, davalının parça parça ortak konuttaki eşyaları ailesinin yaşadığı konuta götürdüğünü, müvekkilinin biraz araştırdığında davalı ve ailesi tarafından mağdur edilen kişiler olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin de evliliklerinin iki ayı dolmadan suç duyurusunda bulunduğunu, davalının takılar sayesinde para kaçırmak için evlendiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; karşı davalının bağımsız konut temin etmediğini, müvekkilinin daha evliliklerinin ilk haftasında üç farklı evde kaldığını, davalının bu konar göçerliğinin evlilikleri boyunca devam ettiğini, karşı davalının müvekkilinin ilk cinsel ilişkiden kaynaklı geçirdiği rahatsızlık sebebiyle gördüğü tedavi sürecinde müvekkili ile ilgilenmediğini, baskı uyguladığını, müvekkilini yalnız bıraktığını, eve gelmediğini, arayan müvekkiline kızıp hakaret ettğini, belli bir süre cinsel ilişkiye girilmemesi tavsiye edilmesine rağmen müvekkili ile cinsel ilişkiye girdiğini, müvekkili yok gibi davrandığını, müvekkilinin hiç bir ihtiyacını karşılamadığını, evin anahtarını dahi vermediğini, ailesinin evliliğe müdahalesine izin verdiğini, kimseyle görüştürmediğini, korkuttuğunu, müvekkilinin ailesiyle olan iletişimine dahi müdahale ettiğini, sürekli kaba davranıp aşağıladığını, küfrettiğini, 25.01.2020 tarihinde gerçekleşen olayda müvekkilinin babasını küçük görüp üzerine yürüdüğünü, bu olaydan sonra müvekkilini engellediğini, aramadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, nafakanın ÜFE oranında artırılmasına, faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-davalı kadının sürekli telefonla görüştüğü, telefonla ilgilendiği, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, davacı-davalı erkeğin taraflara ait müşterek ve sabit bir konut sağlamadığı, tarafların sürekli farklı bir konutta kalmasına neden olduğu, davalı-davacı kadın üzerinde baskı kurmaya çalıştığı, ev anahtarını vermediği, davalı-davacı kadın hastalandığında onunla ilgilenmediği, bu hale göre davacı-davalı erkeğin daha kusurlu, davalı-davacı kadının ise davacı-davalı erkeğe göre daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle karşılıklı davaların kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, davacı-davalının maddî ve manevî tazminata ilişkin taleplerinin reddine, davalı-davacı lehine hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının devamına, karar kesinleştiğinde aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine, 10.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleşmesi ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, davalı-davacı yararına hükmolunan tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ile miktarları, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri bakımından istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların azlığı, nafakalara artış oranı belirlenmesi talepleri bakımından karar verilmemesi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği, tarafların boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğu, Mahkemece hükmedilecek nafakanın gelecek yıllarda ÜFE oranında artırılmasına ilişkin talep bakımından karar verilmemesi de doğru olmadığı, bu sebeple davalı-davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata ve artırım hükmü kurulmasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı kadın için 13.01.2022 tarihli 3 nolu ara karar ile aylık 350,00 TL olmak üzere takdir edilen tedbir nafakasının Daire karar tarihine kadar devamına, Daire karar tarihinden itibaren davalı-davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası takdiri ile davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, takdir edilen bu nafakanın boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren aynı miktar (aylık 1.000,00 TL ) üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, takdir edilen bu nafakanın devam eden yıllarda hükmün kesinleştiği tarih esas alınmak suretiyle her yıl TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE artış oranında artırılmak suretiyle davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, davalı-davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat takdiri ile boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-davalı erkekten alınarak, davalı-davacı kadına verilmesine, davalı-davacı kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminat takdiri ile boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-davalı erkekten alınarak, davalı-davacı kadına verilmesine, davalı-davacı kadının sair, davacı-davalı erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve hükmedilen nafaka miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık, asıl ve karşı davanın kabulü, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.