Logo

2. Hukuk Dairesi2023/988 E. 2023/1240 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı kadın lehine yeniden tazminata karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ailesinin evliliğe müdahalesi olduğunu ve erkeğin buna sessiz kaldığını, tarafların uzun bir müddet çocuklarının bulunmadığını, defalarca doktora gittiklerini, davalının hiç bir zaman yanında olmadığını, tüp bebek yöntemiyle hamile kaldığını, doğumda ve doğumdan sonra davalı ve çocukla ilgilenmediğini, davalının en son olarak müşterek hanedeki eşyaları alarak gittiğini, tüm ihtiyaçlarını anne babasının karşıladığını beyan ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kendisi için 1.500,00 TL, müşterek çocuk lehine 750,00 TL nafakaya hükmedilmesine, kadın lehine 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmemek için müşterek haneyi terkettiğini, kendisinin de boşanmayı kabul ettiğini, davacının kusurlu hareketleri nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek boşanmalarına, davacının nafaka maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, müşterek çocuğun velâyetinin davalı babaya verilmesine, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 30.05.2018 tarihli 2017/126 Esas ve 2018/351 Karar sayılı kararıyla; evliliğin ilk günlerinden bu yana davalının annesinin evlilik birliğine müdahalesinin bulunduğu, tarafların çocuklarının olmaması nedeni ile yapmış oldukları tedavi süresince davalının hiç bir zaman maddî manevî olarak davacının yanında olmadığı, hamileliğinin tehlikeli geçmesi nedeni ile davacının kendi anne babasının yanında kaldığı, bu süreçte de davacının yanında olmadığı, yine doğumdan sonra çocuğu ile de ilgilenmediği, evliliğin yüklediği birlik görevini yerine getirmediği, bu hali ile ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu, davalı tarafça ileri sürülen iddialarda somut olarak bir olaya bağlanamadığı da göz önünde bulundurularak davalının kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.03.2022 tarihli ve 2020/76 Esas, 2022/510 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde belirtilen kusurlu davranışlarının dosyadaki deliller ile kanıtlandığı, velâyetinin anneye verilmesinin ve müşterek çocuk yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinin ve nafaka miktarının uygun olduğu, davacı kadının ağır kusurlu olmadığı, boşanma ile yoksulluğa düşeceği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ve miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kabulü ile miktarının doğru olduğu belirtilerek tarafların istinaf taleplerini esastan reddetmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 12.09.2022 tarihli 2022/4897 Esas ve 2022/6859 Karar sayılı kararıyla tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının evlilik birliğinin sona ermesinde kusursuz olduğu, boşanmaya neden olan olaylar yüzünden davacının mevcut veya beklenen menfaatlerinin hukuka aykırı şekilde zedelendiği, maddî tazminat talebinde haklı olduğu anlaşılmış, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kişisel halleri, davacının yaşı, yeniden evlenme şansı gibi durumlarını zedeleyen mevcut ve beklenen menfaatlerin yoğunluk ve ağırlığı, evliliğin devam süresi, eşlerin eğitim durumları eşler arasındaki mal rejimlerinin sona ermesi nedeniyle yoksun kalınan menfaatler gibi nedenlerle kaybedilen veya yararlanılamayan menfaatler dikkate alınarak ve hakkaniyet ilkesi de gözetilerek kadın lehine 25.000,00 TL ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının kusurlu olduğunu, Mahkemece yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kusurlu kadın lehine tazminata hükmedilemeyeceğini belirterek kararı kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri ile 177 nci maddesi. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Borçlar Kanunun'un 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.