"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1701 E., 2023/2775 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bucak 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/178 E., 2021/532 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalının, kendisine yönelik şiddet uyguladığını, küfür ettiğini, evden kovduğunu, hakaret ettiğini, davalı ile yaklaşık 15-20 gündür ayrı yaşadıklarını, kendisinin Antalya' da bulunan kadın sığınma evinde 16 gün kaldığını, oğlunun kaza geçirdiğini duyması üzerine Bucak Devlet Hastanesine oğlunun yanına gelmek zorunda kaldığını bu sebeple sığınma evinden ayrıldığını, davalının nakliye işi yaptığını ve mali durumunun iyi olduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL, kendisi için aylık 2.000,00 TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili 25.01.2021 tarihli dilekçesinde özetle; kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; eşini sevdiğini eşi ile aralarında evlilik birliğini bitirecek derecede bir geçimsizlik olmadığını, ailesinin tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, davanın açılana kadar bir arada karıkoca yaşantılarının devam ettiğini, hatta birlikte aynı evde yaşadıklarını, davalı ile 15.07.2020 tarihinde kendisinin çarşıda olduğu sırada oğlu ...'nin kendisini aradığını ve "Annem yemek pişirmiyor açım, çarşıdan sipariş ver ye diyor annem bana" dediğini, kendisinin davacıyı aradığı, davacının kendisine telefonda "ne pişireceğim, çarşıdan sipariş versin yesin" dediğini, eve dönünce davacı ile bu olay nedeni ile tartıştıklarını, Antalya'dan Bucak'a taşınmaları nedeniyle anne ve babasının kendilerine ev ziyaretine geldiklerini bu esnada davacının, anne ve babasına yönelik olarak "köpeğinizin sırtını başını çuvala kattım dışarı koydum, gideren götürün, torununuzu da götürün, ben yalnız yaşayacağım" dediğini, bu esnada davacının kendisini camdan dışarı atacak olduğunu, bu nedenle davacının kolundan ve omzundan tuttuğunu, davacıya asla vurmadığını, dövmediğini, şiddet uygulamadığını davacının kolundaki morlukların kendisinden kaynaklı olduğunu, söz konusu tartışmadan sonra evden çıktığını gece 22.00 sıralarında oğlunun kendisine "baba eve gelir misin" diye aradığını, kendisinin o sırada zaten eve geldiğini, eve geldiğinde davacının annesi ve babasının orada olduğunu gördüğünü, davacının ne kadar eşyası, kıyafeti varsa babasının aracına konulmak üzere olduğunu gördüğünü, kendisinin davacının ailesine yukarı çıkalım konuşalım demesine rağmen ortada hiçbir sebep yokken davacının ailesini polis aradığını ve evi bu şekilde terk ettiğini, tüm bu yaşananlara rağmen ve ortak çocukları olması nedeniyle yuvasını yıkmak istemediğini ve davacı ile boşanmak istemediğini, asıl kusurlu olanın davacı olduğunu, tüm bu nedenlerle davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davlı erkek vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin, eşinin başkasıyla görüştüğünden şüphelendiğini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tanık anlatımlarından ve GSM kayıtlarından davacı kadının, başka bir erkekle telefonda ve sosyal medyada görüşerek güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, davalı erkeğin de kadına fiziksel şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin sarsılmasında kadının daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının maddî ve manevî tazminat ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin evlilik birliği boyunca süregelen birden çok fiziksel şiddetinin olduğu, süregelen birden çok küfür ve hakaretlerinin olduğu, kadının ise başka bir erkekle telefonda ve sosyal medyada görüşerek güven sarsıcı hareketinin bulunduğu anlaşılmakla tespit edilen kusurlara göre evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin ağır kusurlu, kadının ise erkeğe göre daha az kusurlu olduğu anlaşılmakla kararın kusur belirlemesi ve kusur derecelendirmesine ilişkin gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde maddî ve manevî tazminat talebi bulunmadığından Mahkemesince bu talepleri hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması gerekirken bu taleplerin reddine karar verilmesinin hatalı olduğuna, kadın her ne kadar istinaf dilekçesi ile tazminat talep etmiş ise de dilekçeler aşamasında tazminat talebi olmadığından bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; dilekçeler aşamasında talep edilmeyen tazminatları yargılama aşamasında beyan dilekçesiyle talep ettiklerini, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminatların kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek; tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, davacı tarafından tazminatların usulüne uygun olarak talep edilip edilmediği, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.