"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1996 E., 2023/1692 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/332 E., 2021/409 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2002 yılında evlendikleri, bu evlilikten ..., ... ve ... adında ortak üç çocukları olduğu, kadının yarattığı şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanmak istediği, kadının sorumluluğunu bilmediği, evine bakmadığı, sürekli olarak yalan söylediği, erkeğin evliliğini sürdürmek için çok uğraştığı, kadının ise 1,5 yıl önce ortak çocukları alarak babasının evine gittiği, erkeği terk ettiği, kadın tarafından aleyhe ileri sürülen iddiaların doğru olmadığı iddia ve vakıaların ileri sürülerek, evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, yaşı küçük ortak çocukların velâyet hakkının anneye verilmesine, kadın tarafından açılan karşı boşanma davasının ve maddi taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların2000 yılında evlendikleri, bu evliliklerinden ortak üç çocuklarının olduğu, taraflar arasında evlendikten çok kısa bir süre sonra geçimsizlik başladığı, fikren ve ruhen anlaşamadıkları, bu yüzden evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davacı-davalının da kusurlu hareketleri ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği edimleri yerine getirmemesi sonucu evlilik birliği çekilmez bir hal aldığı, erkeğin dava dilekçesinin kabul edilemez olduğu, erkeğin, kadına fiziksel ve duygusal şiddet uyguladığı, hakaret ve küfür ettiği, uyguladığı şiddet nedeni ile erkek aleyhine uzaklaştırma aldığı, erkeğin, kadını darp etmesine ilişkin önceki yıllarda raporlar olduğu, erkeğin, kadına karşı basit yaralama suçundan ceza aldığı, davacı- davalının evlilik birliğini kurduğu yıldan başlayarak sürekli sorumsuz hareket ettiği, kadın ve ortak çocukların giderleri ve diğer ihtiyaçları ile ilgilenmediği, davalının bu hususları dile getirdiğinde davalıya yönelik şiddet uyguladığı, çocuklara bağırmak sureti ile rahatsız ettiği, bu nedenle kadının çocukları koruma güdüsü ile ailesine sığındığı, bunun konut terki olmadığı, davacının dava dilekçesinde beyan ettiği davalının sorumluluğunu bilmeyip evine bakmadığı ifadesinin asılsız olduğu, kadının çocuklarının şiddet ortamında büyümelerini istemediği, sürekli kavga ve bağırışmanın olduğu ortam olmaması adına sürekli sessiz kalmak zorunda bulunduğu, tarafların ortak çocukları ...'nin anemi hastası olduğu, sürekli kontrol ve dikkatli bir bakım gerektiren bir durum olduğu, davacı- karşı davalının ortak çocukları ve özellikle ... ile ilgilenmediği, ihtiyaçları ve tedavi giderlerine dahi katkı sunmadığı, kadının babası tarafından ortak çocukların ihtiyaçlarının karşılandığı, kadının bu yönden de sürekli yalnız kaldığı karşı iddia ve vakıaların ileri sürülerek erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyet hakkının anneye verilmesine, kadın ve ortak çocuklar için yargılama süresince tedbir, kararın kesinleşmesi ile birlikte kadın için yoksulluk, ortak çocuklar için iştirak nafakası olarak aylık 750,00'şer TL nafaka ile boşanma nedeni ile kadın lehine 50.000,00'er TL maddî ve manevî tazminatın davacı- davalı erkekten alınarak, davalı- davacı kadına ödenmesine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin sürekli olarak fiziksel şiddet, hakaret, birlik görevlerini yerine getirmeme eylemleri nedeniyle tamamen kusurlu olduğu, kadının kusurunun ispat edilemediği belirtilerek davacı- davalı erkek tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca açılan boşanma davasının reddine, davalı- davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyet haklarının anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadının, yoksulluk nafakası talebinin geliri olduğu ve şartları oluşmadığından reddine, ortak çocuklar için dava tarihinden kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası olarak aylık 150,00'şer TL nafakanın davacı- davalı erkekten alınarak, davalı-davacı kadına ödenmesine, takdir edilen nafakaların, her yıl karar tarihinden itibaren TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE oranında artış yapılmasına, boşanma nedeni ile davalı- davacı kadın lehine 15.000,00.'er TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın davacı- davalı erkekten alınarak, davalı- davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, karşı davanın kabulü, asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, Mahkemece kadının tanıklarının beyanlarına göre hüküm kurulduğu, takdir edilen maddî ve manevî tazminatın haksız olduğu, kaldırılmasının gerektiği, Mahkemece kusur olarak yüklenen ceza dosyasında, kadın şikayetçi olduktan sonra ortak hanede eşi ile birlikte yaşamaya devam ettiği, bu kusurun af kapsamında kaldığı belirterek, tüm yönlerden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın tamamı yönlerinden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı var ise geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün, erkeğin davasının reddinin yerinde olup olmadığı, nafakalar, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.