"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2037 E., 2023/2113 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Kayseri 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/237 E., 2023/665 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının, aşırı kıskançlık yaptığını, sürekli huzursuzluk çıkardığını, müvekkilinin ailesine ve misafirlerine kötü davrandığını, temizlik hastalığı olduğunu, ailesine ve eşine karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkiline hakaret ettiğini, aşağıladığını, küçük düşürdüğünü, kadının sosyal medyadan sesli, görüntülü ve yazılı cinsel konuşma yaptığını, kadının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Yavuz'un velâyetinin müvekkiline verilmesine kadının karşı davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, kabul etmediklerini, müvekkili ve çocukları ile ilgilenmediğini, erkeğin, müvekkiline ekonomik, sözlü, duygusal, psikolojik ve fiziki şiddet uyguladığını, evde çocukların yanında uygunsuz şekilde konuştuğunu, çirkin tekliflerde bulunduğunu, tehdit ettiğini, ailesiyle görüşmesini istemediği, hastalık bulaştırmaya çalıştığını ve "geberip ölsen" şeklinde söylediğini, sadakatsiz davranarak aldattığını, ortak evi terk ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının mümkün olmadığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Yavuz'un velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 2.500,00 TL tedbir ve yoksululuk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının davacı erkeği sürekli aradığı, eve misafir gelmesini istemediği ve bunu tavırlarıyla belli ettiği, eve misafir geldiğinde misafire "Oraya oturma, orada durma, üstünü çıkart" şeklinde söylediği, tarafların birbirlerine karşılıklı olarak hakaret ettikleri, erkeğin ise kadına "Sen kadın değilsin" şeklinde söyleyerek aşağıladığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, "S.tr git, manyak, dangalak, şerefsiz, kapıdaki it olamazsın, diğer kadınların tırnağı olamazsın" şeklinde söyleyerek hakaret ettiği, kadın bir şey aldığı zaman sen bunu niye aldın şeklinde söyleyerek kavga çıkardığı, evin ihtiyaçlarını gerektiği gibi karşılamadığı, erkeğin, "Kırığım şöyle böyle, rüyamda şu kadını gördüm" şeklinde konuştuğu, kadının kendi ailesiyle görüşmesini istemediği, covid döneminde erkeğin kendisi covid iken kendi çatalıyla kadının çatalını değiştirip kadın hakkında "Ölüp gitse de kurtulsak" şeklinde söylediği, tatile gittiklerinde erkeğin Nadia isimli bir kadınla konuştuğu, sibel isimli kadınla ilişki yaşadığı, kadın, ortak çocuk Yavuz ile tatile giderken Sibel ve Sibel'in çocuğunun da geldiği, kadının Sibel'i istemediğini söylediğinde kadına fiziksel şiddet uyguladığı, erkeği sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadına karşı cimri davrandığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, tarafların sosyal ekonomik durumu gözetildiğinde çocuğun lehine iştirak nafakasına, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların kusurunun ağırlığı, tarafların evlilik süreleri, paranın alım gücü, yeniden evlenme şansı hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirilerek uygun miktarda maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi ile aylık 1.500,00 TL'ye artırılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine takdir edilen aylık 600,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi ile aylık 2.000,00 TL'ye artırılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 90.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin 16.07.2023 tarihli dilekçesinde istediği maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında erkeğin asıl davasının ispat edilip edilmediği ve kabulü şartlarının olup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu madesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.