"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1999 E., 2022/2888 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/354 E., 2021/71 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin müvekkilinin ailesinden borç para aldığını, geri ödemediğini, müvekkiline ekonomik şiddet uyguladığını, sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, psikolojik şiddet uyguladığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, müvekkiline kredi çektirdiğini, kredi kartından harcamalar yaptığını ancak borçlarını ödemediğini, evdeki eşyaları alarak evden ayrıldığını, evin faturalarını ödemediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekiline verilmesine, ortak çocuklar için aylık1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL manevî, 6.400,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının iddialarının asılsız olduğunu, bu iddiaların taraflar arasında daha önceden görülen ve feragat ile sonuçlanan davadan önce olduğunu ve eldeki davada ileri sürülemeyeceğini, kadının müvekkilini aldattığını, müvekkilinin oğlunun annesini ... isimli bir adamla "aşkım, cicim, sevgilim" kelimeleri ile mesajlaşırken yakaladığını, kadının bu durumu inkar etmediğini, evin anahtarını değiştirdiğini, kadının birlik görevlerini ihmal ettiğini, yemek hazırlamadığını iddia ederek, kadının davasının reddine, müvekkilinin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadın tarafından 06.02.2017 tarihinde ... 2. Aile Mahkemesinin 2017/108 esas sayılı dosyası üzerinden açılan boşanma davasından 14.02.2017 tarihinde feragat edildiği, eldeki davada bu tarihten sonraki olayların dikkate alınacağı, buna göre davalı karşı davacı erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, eve bakmadığı, eşyaları götürerek evden ayrıldığı, buna karşın davacı karşı davalı kadının ise sadakatsiz olduğu, tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları, ortak çocukların yaşına, sağlık ve eğitim durumuna, alıştığı ortama ve tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusurları ile dava süresince gözlemlenen eğilimleri değerlendirilerek küçüklerin velâyetinin davacı anneye verilmesine karar verildiği, velâyeti anneye verilen küçüklerin bakımına, eğitim ve gözetimine katkıda ve yardımda bulunmak için babanın dosyadaki deliller ve sosyal ekonomik araştırma raporuna göre belirlenen mali gücü oranında iştirak nafakasına, hükmedildiği, ödeyeceği nafaka miktarı belirlenmiştir. davacı karşı davalı kadının çalıştığı ve yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 250,00'şer TL tedbir nafakasının, karar tarihi itibari ile aylık 500,00 TL'ye çıkarılmasına ve karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamında, davacı karşı davalı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, davalı karşı davacı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının asli kusurlu olduğunu, sadakatsiz olan kadının eylemlerinin müvekkilinin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini, müvekkili yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesinin çocukların yüksek yararına olduğunu belirterek, kusur belirlemesi, velâyet, müvekkilinin reddedilen manevî tazminat talebi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmün sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu ancak İlk Derece Mahkemesince davalı karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet eyleminin eski tarihli olduğu, sonrasında evlilik birliğinin devam ettiği, bu eylemin kadın tarafından affedildiği ya da en azından hoşgörüyle karşılandığı, toplanan delillere göre; evlilikteki maddî yükümlülüklerini yeterince yerine getirmeyen davalı-karşı davacı erkek ile başka bir erkekle görüşerek sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davacı-karşı davalı kadının eylemleri neticesinde evlilik birliği temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılmasında davacı karşı davalı kadının daha fazla kusurlu olduğu, karar gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesi gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda davacı karşı davalı kadının daha fazla kusurlu olduğu ve bu eylemlerin davalı karşı davacı erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, mahkemece erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar vermesinin hatalı olduğu, buna dair karar kaldırılarak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecesi ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınmak suretiyle davalı karşı davacı erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği, şeklinde gerekçe ile erkeğin kusur belirlemesi ve manevî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, gerekçenin değiştirilmesine, davalı karşı davacı erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata, sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı karşı davacı erkeğin kusurlu olduğunu, müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin kusurunun olmadığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, erkeğin ekonomik şiddetinin halen devam ettiğini, müvekkilinin ekonomik zorluk içerisinde olduğunu, erkeğin ekonomik durumunun son derece iyi olduğunu, erkek yararına manevî tazminat koşullarını oluşmadığını belirtilerek kusur belirlemesi ve müvekkili aleyhine hükmedilen manevî tazminat yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davalarında birliğin temelinden sarsılmasında kusurun kimden kaynaklandığı, birliğin temelinden sarsılmasına neden olan kadının kusurlarının erkeğin kişisel haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.