Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9940 E. 2024/7112 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur durumu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğu iddiası uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin ağır kusurlu olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının ise uygun olduğunu değerlendirerek, istinaf mahkemesi kararını onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2193 E., 2023/2190 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/42 E., 2023/534 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, annesinin evlilik birliğine müdahalesine ses çıkarmadığını, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, hiçbir zaman düzenli bir işinin olmadığını, hiçbir işte uzun süre tutunamadığını, çalıştığı zamanlarda da müvekkilinin şahsi ihtiyaçlarını gidermediğini, harçlık vermediğini, kıyafet dahi almadığını, müvekkilinin hastalık ve tedavi sürecinde yanında olmadığını, süreci daha da zorlaştırdığını, güven sarsıcı davranışlarının olduğun, çoğu zaman telefon ile vakit geçirdiğini en son olarak müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, evden kovduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı- davalı kadın vekili 13.04.2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesi yönünde ıslah ettiklerini belirterek, davanın tüm talepleri ile birlikte kabulüne karar verilmesini, karşı davanın reddini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, müvekkiline sürekli kötü söz ve hakaretlerde bulunduğunu, "boynuzlu, itne, götü sikli" gibi kötü küfürler ettiğini, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin davacıyı bir türlü memnun edemediği için en son çare olarak emekli maaşını bankadan çekmesi için kartını davacıya verdiğini, müvekkilinin tüm gelirinin davacının elinde olmasına rağmen, davacının yine de memnun olmadığını, ortak çocukları müvekkiline karşı kışkırttığını, en son olayda kadının oğlu ile birlikte müvekkilini dövdüğünü ve evi terk ettiğini, davacı ve ortak çocuk ... hakkında Gülşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/298 Esas 2021/19 Karar sayılı dosyası ile müvekkiline karşı kasten yaralama suçu nedeniyle cezalandırılmalarına karar verildiğini, evlilik birliğinin sona ermesinde bizzat davacının kendisinin kusurlu olduğunu belirterek davacı kadının davasının reddine, karşı davanın tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin davacı kadına küfür ve hakaret ettiği, yürüyüş yaptığı için "nereye gittiğin nereden geldiğin belli değil" şeklinde ve "bacıların ikinci kocayı aldı, sen niye almıyorsun" şeklinde aşağılayıcı sözler söylediği, davacı kadının üzerine yürüdüğü ve evden kovduğu, aile birliğinin ihtiyaçlarını karşılamaktan imtina ettiği ve bu hususta da aşağılayıcı sözler söylediği, davacı kadının hastalık sürecinde maddî manevî destekte bulunmadığı, davalı erkeğin, davacı kadın ve çocuklarının kendisine şiddet uyguladığı ve ceza yargılamasının yapıldığı iddiasının tanık ... tarafından da beyan edildiği, olaya ilişkin Gülşehir Asliye Ceza Mahkemesi 2020/298 Esas sayılı dosyası ile davacı kadın hakkında kasten yaralama suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyet kararı verildiği, suç tarihinin 03.10.2020 olduğu, davalı erkek eşin daha önce de boşanma davası açtığı, açılan boşanma davalarından feragat ettiği, feragat ile önceki tarihli vakıaların affedildiği en azından hoş görü ile karşılandığından kadına kusur yüklenemeyeceği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkeğin tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, aylık 700,00 TL tedbir, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle;kusur tespitinin hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat ve nafaka bedellerinin düşük olduğu yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar ve tazminatların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

İlk Derece Mahkemesince erkeğin kadına küfür ve hakaret ettiği, yürüyüş yaptığı için "nereye gittiğin nereden geldiğin belli değil" şeklinde ve "bacıların ikinci kocayı aldı, sen niye almıyorsun" şeklinde aşağılayıcı sözler söylediği, kadının üzerine yürüdüğü ve evden kovduğu, aile birliğinin ihtiyaçlarını karşılamaktan imtina ettiği ve bu hususta da aşağılayıcı sözler söylediği, kadının hastalık sürecinde maddî manevî destekte bulunmadığı Gülşehir Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/298 Esas, 2021/19 Karar sayılı ilamı ile kadının ve ortak çocuk ...'ın erkeğe fiziki şiddet uyguladıkları sabit ise de erkek eşin bu davaya konu 03.10.2020 tarihli olaydan sonra Gülşehir Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2021/39 Esas, 2021/113 Karar sayılı davası ile eşi aleyhine boşanma davası açmış ve davadan 05.04.2021 tarihinde feragat ederek, önceki kusurlu eylemlerini affetmiş en azından hoş görmüş sayıldığı, taraflar arasında erkeğin feragatinden sonra gerçekleştiği iddia edilen bir olay da bulunmadığından, kadına atfedilecek kusur bulunmadığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu, ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, davalı erkeğin ise emekli olduğu, adına kayıtlı 10 dönümlük tarlasının olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, hükmedilen nafakaların nitelikleri, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları, nafaka ödedikten sonra elinde kalan geliri ile erkeğin geçimini sağlama imkanı ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasında isabetsizlik bulunmadığı ancak yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde bir isabetsizlik olmadığı ancak takdir edilen maddî tazminatın miktarının düşük olduğu gerekçesi ile; kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile lehine maddî tazminat miktarlarının azlığına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; kadın yararına aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında kadının kusuruz olduğu gerçeğinin tespiti ile hükmedilen nafaka ve maddî-manevî tazminat yönünden temyiz itirazlarının kabulü, ağır kusurlu erkeğin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi, ıslah dilekçesi dikkate alınarak, nafaka ile maddî ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, nafaka ve maddî tazminat miktarının ıslah dilekçesi ile artırılması mümkün olmadığını belirterek; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatların kabulü ve miktarı, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı reddedilen kendi davası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve miktarları ile ıslah noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 176 ıncı, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Neziha'ya yükletilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.