"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2167 E., 2023/2167 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Boğazlıyan 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/182 E., 2023/338 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek ve davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili asıl dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, müvekkilini sürekli olarak başkalarıyla kıyasladığını, "sen kendi çocuğunun katilisin" dediğini, maddî manevî ve fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkiline karşı Boğazlıyan CBS 2022/160 esas sayılı uzaklaştırma kararında müvekkilini kendi çocuğunun ölümüne sebep olması sebebiyle tekrardan suçladığını, ailesi için her türlü fedakarlığı yapan bir eşe karşı bu suçlama müvekkilinin manevîyatını derinden etkilediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte aylık 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili asıl davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilikleri fiilen bitmiş olduğunu, artık bu evliliği devam ettirmek müvekkil açısından mümkün olmadığını, müvekkilinin hamile iken yolculuğa çıkardığını, 2 gün süren kanaması olmasına rağmen zorla müvekkilini seyahat ettirdiğini, eşinin ambulans istediği halde çağırmadığını, hastaneye götürmediğini, müvekkilinin ambulansı aradığı ve davacının yolda arabayı kenara çekerek uyuduğunu, bu durumun davacının ne kadar ilgisiz ve sorumsuz olduğunu gösterdiğini, taraflar arasındaki en temel sorunun davacının parayı çok sevmesi olduğunu, kazandığı parayı nereye harcadığını dahi söylemediğini, müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ailesinden aldığı yardımlar ile ihtiyaçlarını karşıladığını iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş; karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına müvekkili yararına aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tanık beyanları ve taraflar arasındaki mesajlaşma kayıtlarına göre kadının erkek eşi eve almadığı, davacı erkeğin de izni olmaksızın kadının ses kaydını aldığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu olan tarafların birbirlerinden maddî ve manevî tazminat alamayacağı ve boşanma yüzünden kadının yaşı dikkate alındığında çalışabilecek durumda olduğu ve hakkında yoksulluk nafakası şartları oluşmadığı gerekçesi ile; her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, taraflar eşit kusurlu olduklarından tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına, kadın eşin yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü ve feriler yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile tedbir nafaka miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından, erkek eşe "izinsiz ses kaydı aldığı" kusuru yüklenmiş ise de, kadının dilekçeler aşamasında bu duruma vakıa olarak dayanmadığından erkeğe yüklenen kusurlardan çıkarılması gerektiği, gerçekleşen ve mahkemece belirlenene göre erkeğe "eşi hamileyken rahatsızlanıp düşük yaptığında ilgilenmediği, eşi ailesinin yanına ziyarete gittiğinde arayıp sormadığı ve ilgilenmediği, ekonomik olarak eşine destek olmadığı, evin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı ve en son evin anahtarını alıp eşini evde tek başına bırakarak kendi ailesinin yanına gittiği" vakıalarının kusur olarak yüklenmesi gerektiği, kadına izafe edilen kusurun ispatlandığı, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kusur gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşin ağır kusurlu olduğu halde, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve hatalı kusur tespitine bağlı olarak kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, kadın yararına dava tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihine kadar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, karar tarihi olan 11.07.2023 tarihine kadar tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına İlk Derece Mahkemesince hükmedilen nafaka yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek ve davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurların ispat edilemediği, mesajlaşmalar ve ses kayıtlarının dikkate alınmadan, tüm deliller değerlendirilmeden karar verildiğini belirterek; eksik inceleme, kusur tespiti, kadının davasının kabulü ve feriler yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, nafaka ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, erkeğin ve kadının boşanma davalarının kabulünün doğru olup olmadığı ve fer'iler noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkeğin ve davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Yasal olarak yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının az kusurlu olduğu, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, yaşları ve ortak çocuklarının bulunmaması da dikkate alındığında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" yönünde karar verilip verilemeyeceği hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının ödeme şekli yönünden erkek yararına, maddî tazminatın miktarı yönünden ise kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davacı-davalı erkeğin ve davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.