"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 26. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/126 E., 2022/190 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1996 yılında evlendiklerini, ortak iki çocuklarının olduğunu, davalının, müvekkiline karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının evlenmeden önce verdiği sözleri tutmadığını, ailesinin sözünden çıkmadığını, müvekkiline takılan altınların davalının ailesine emaneten bırakıldığını, ancak o altınların davalının ailesinin harcadığını, bir daha görülmediğini, ortak çocuk ...'in hastalığında dahi ilgilenmediğini, tatillerde müvekkilini ailesinin yanına yollamadığını, müvekkiline ettiği hakaret, küfür ve beddualarla müvekkilinin hasta olduğunu, hastalık sürecinde müvekkili ile ilgilenmediğini, müvekkilini küçük düşüren hareketlerde bulunduğunu, müvekkilini herkese karşı kötülediğini, tarafların aile olamadıklarını, birlikte bir yerlere gidemediklerini, çocukların eğitim masraflarını müvekkilinin karşıladığını, davalının, müvekkiline karşı uyguladığı fiziksel ve psikolojik şiddetten sonra af dilediğini, müvekkilinin af etmesinden sonra daha ağır hareketlerde bulunduğunu, müvekkilinin rahim duvarı kalınlaşması nedeniyle kürtaj olduğunu, kanser teşhisi konulduğunu, kalbinde delik oluştuğunu buna rağmen davalının, müvekkiline destek sağlamadığını, davalının yastığın altında silah olduğunu, müvekkilinin ölüm korkusu ile yaşadığını, müvekkiline karşı ekonomik şiddet uyguladığını bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, ergin olan ve olmayan ortak çocuklar yararına aylık 500,00 TL tedbir/iştirak nafakasına hükmedilmesini, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili yararına 75.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını ve taleplerini kabul etmediğini, eşini sevdiğini, eşinin yanında olduğunu ancak bazı haksızlıklara maruz kaldığını, eşinin yatağını ve odasını ayırdığını, yemeklere onu çağırmadığını, dışladığını, annesine karşı güler yüz göstermediğini, davacının kanser olmadığını, bizzat tedavisinde yanında olduğunu, kalbindeki delikten dahi kendisini sorumlu tuttuğunu, kötü niyetli olduğunu, eşinin, boşanmayı ve evden gitmeyi kendisine karşı silah olarak kullandığını, davacının despot davranışlarının olduğunu, evin işlerine dahi yardım ettiğini, ancak davacının memnun olmadığını, evin ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, davacının bir destekte bulunmadığını, ailesinin düğünde takılan takıları bozdurduğunu ve kendilerine verdiklerini, bu hususu da davacının bildiğini, ailesinin zor zamanlarda kendilerine destek olduğunu, aile işlerine karışmadıklarını, çocukların eğitim masraflarını kendisinin karşıladığını, hatta oğluna bir araba aldığını, davacının ise çocuklarına şiddet uyguladığını, davacının kendisini mağdur gibi gösterdiğini, kendisinin hasta olduğunda davacının ilgilenmediğini, oyuncak silahı oğlunun gördüğünü, yanlış anladığını, sonra oğlunun o silahı kırıp attığını, davacının kendisine hakaret ettiğini, kendisinin kimseye eşini kötülemediğini, eşinde sevgi ve saygının kalmadığını, yuvasının yıkılmasını istemediğini, eşi ile barışmak istediğini, davacının davasının ve taleplerin reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı kadın eşin maaş kartının davalı koca eşte olduğu, harcama yapacağı zaman kartı davalı koca eşten istediği, davalı koca eşin, davacı kadın eşine karşı ekonomik şiddet uyguladığı bu hususta taraflar arasında sıklıkla tartışmaya mahal verdiği tanık beyanları ile sabit olup en son ayrılmalarına neden olan son olayın da maddî anlaşmazlıklardan kaynaklandığının; görgüye dayalı tanık beyanı ile sabit olduğu üzere erkeğin, kadını hor gördüğü, hatta tanığı bizzat bir kaç defa arayarak davacı kadın eşin yetersiz olduğunu, olumsuz yönleri olduğunu beyan etmesi ile tarafların evlilik birliğinin devamında bir yarar kalmadığı ve davacı kadın eşin boşanma davası açmakta haklı olduğu, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, davacı kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 600,00 TL tedbir nafakası ile, 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi ve boşanma davasının kabulü, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara göre; ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esası ile ilgili hükme etki edecek sunulan tüm delillerin dava dosyası içerisine toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun, kusur belirlemesinin doğru olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.