"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/350 E., 2022/693 K.
KARAR : Bozma sonrası yeniden hüküm kurulması
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yoksulluk nafakasının kaldırılması davası hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece işbu davanın kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekilince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.07.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 02.07.2024 gününde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davalı ... mirasçılarından ... vekili Avukat ... ve diğer mirasçılar vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kara harp okulu mezunu olduğunu, görevini yaparken davalı ile tanışıp evlendiklerini, bu evlilikten ortak üç çocuklarının bulunduğunu, davacının turizm sektöründe çalışmaya başladığını, ortak çocukların isimlerinin baş harfleri ile ... Turizm ve Yatırım A.Ş'yi kurduğu, tarafların boşanma protokolünü imzaladığı tarihte davacının maddî durumunun iyi olduğunu, davacının emekli maaşı dışında herhangi bir gelirinin olmadığını, davacının yüzde 99 hissesine sahip olduğu ... Turizm ve Yatırım A.Ş'den her yıl zarar ettiğini, şirketin gelirinin önceki yıllara ait zararlarını bile karşılamadığını, davacının, davalıya aylık 60.000,00 TL nafaka ödediğini, ... Turizm ve Yatırım A.Ş'nin davacının maddî sıkıntılarının giderilmesinde yardımcı olacağını iddia ederek davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, kabul edilmediği takdirde indirilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde karşılıklı olarak anlaşarak boşandıklarını, davalının yetkilisi olduğu bütün şirketleri davacıya devrettiğini, protokolde belirtilen nafakada davalının diğer mal varlıklarının paylaşımından feragat etmesi ile belirtilen nafakayı kabul ettiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği ... Turizm ve Yatırım A.Ş'nin zarar ettiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının maaşının yaşam standartlarının üstünde olduğunu, maaşının yüksek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.02.2021 tarihli ve 2016/650 Esas, 2021/145 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dosya içerisinde bulunan delil ve belgelerden tarafların Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/727 Esas ve 2010/956 Kararının 08.03.2011 tarihinde kesinleşen ilamı ile boşandıkları, davalı yararına 20.000 Amerikan Doları karşılığı Türk Lirası yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacının sahibi olduğu şirket defterleri üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve şirketin boşanma kararından sonra zarar etmeye başladığı, öz sermayesinin negatife döndüğünün tespit edildiği, Kıbrıs'taki şirketten de 2016 yılında ayrıldığı gelen müzekkere cevabından tespit edildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde karar tarihinden sonra davacının mali durumunun kötüleştiği, bununla birlikte Uyaptan yapılan sorgulamada her iki tarafın da birden fazla taşınmazının bulunduğu, davacının halihazırdaki ekonomik durumu ve davalının da çalışmadığı, yalnızca kira gelirlerinin olduğu dikkate alındığında protokol ile ödenmesi kararlaştırılan nafakanın tamamen kaldırılmasının hakkaniyete aykırı olacağından ve tarafların ekonomik durumu nafakanın kaldırılmasını gerektirmediğinden davacının nafakanın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği, ancak davacının ekonomik durumu kötüleştiğinden davacıyı sözleşmeyle bağlı tutmanın da hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığından nafaka yükümlüsünün gelir durumu da gözetilerek davanın kısmen kabulü ile nafakanın kaldırılması talebinin reddine, Manavgat Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/727 Esas ve 2010/956 Karar sayılı ilamı ile davalı yararına hükmedilen aylık 20.000 Amerikan Doları karşılığı Türk lirasının dava tarihinden itibaren 8.000 Amerikan Doları karşılığı Türk Lirasına indirilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.11.2021 tarihli ve 2021/1186 Esas, 2021/2328 Karar sayılı kararıyla; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili kabul edilen kısım yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 07.02.2022 tarih, 2021/10699 Esas, 2022/987 Karar sayılı kararıyla: davacının anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen yoksulluk nafakasını ödemeyi kabul ettiği 23.12.2010 tarihinden işbu davanın açıldığı 20.07.2016 tarihine kadar geçen zaman içerisinde; davalı kadının ileri yaşta olup kronik rahatsızlıklarının bulunduğu ve çalışmadığı, yalnızca bir kısmı boşanma protokolü ile kendisine devredilen taşınmazlardan elde ettiği kira gelirinin bulunduğu, davacının ise ekonomik ve sosyal durumunda önemli ölçüde bir değişikliğin olmadığı, hâlen Antalya İlinde bulunan beş yıldızlı oteller zinciri sahibi turizmci iş insanı olarak çalışma hayatına devam ettiği, anlaşmalı boşanma protokolünün düzenlendiği tarihte Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına göre Amerikan Doları alış kuru 1,54 TL iken işbu davanın açıldığı tarihteki Amerikan Doları alış kurunun 3,03 TL olduğu, bu durumda nafakada uyarlama gerektirebilecek döviz kurundaki âni ve yüksek bir dalgalanmadan da bahsedilemeyeceği, kaldı ki davacının turizmci iş insanı olarak gelirinin büyük bir kısmını da döviz üzerinden elde ettiği hususu hep birlikte değerlendirildiğinde ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ile yoksulluk nafakasının indirilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda yeniden değerlendirme yapıldığı, bozma ilamında da belirtildiği üzere davanın açıldığı tarih itibariyle değerlendirme yapıldığında; döviz kurunda uyarlama yapılacak derecede bir dalgalanma olmadığı, davacının turizm işi ile uğraştığından gelirinin büyük bir kısmının da döviz üzerinden elde ettiği, boşanmadan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumunda ciddi bir değişiklik bulunmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davacının gelirinin önemli ölçüde azaldığı, şirketini zarara uğradığı, enflasyon oranları dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması, kabul edilmediği takdirde ise indirilmesi istemine ilişkin olup uyuşmazlık davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı mirasçılarına verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.