"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1099 E., 2023/1979 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ödemiş 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/885 E., 2020/22 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/350 Esas sayılı dosyası ile boşanma davasının görüldüğünü, Mahkemece 28.02.2012 tarihinde davanın reddine karar verildiğini, kararın 02.05.2013 tarihinde kesinleştiğini, tarafların ilk boşanma davasının açıldığı 2011 yılından beri ayrı yaşadıklarını, boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra üç yıllık sürenin dolduğunu, kadının erkeğin kardeşinin cenazesinde erkeğe küfür ettiğini, erkeği ölümle tehdit edip evden kovması nedeniyle evlilik birliğinin sona erdiğini, kadının yakınları ile birlikte erkeğe şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin küçük sorunları bile büyütüp tartışma çıkardığını, kadına şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, bu hakaretleri toplum içinde söylediğiri, "aşağılık, adi, şerefsiz " dediğini, erkeğin alkolik olduğunu, hatta bu nedenden dolayı İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne alkol tedavisi gördüğünü, ancak tekrar alkole başladığını, kadına ve çocuklarına şiddet uygulamaya devam ettiğini, erkeğin kadını aldattığını, kadını ters ilişkiye ve oral sekse zorladığını, erkeğin ortak konutu terk ettiğini, kadına iftira attığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin reddedilen boşanma davasından sonra kadın ile ortak konuta belirli aralıklarla gelip gittiği ya da çeşitli nedenlerle kadınma ile iletişime geçmeye çalıştığı, dolayısıyla fiili ayrılık gerçekleşmediğini iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuk ... Nar yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 20.000,00 TL maddî,100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; davacı-karşı davalının 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca, davalı karşı davacının ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma davası açtıkları, taraflar arasında görülen ve erkek tarafından kadın aleyhine açılan Ödemiş 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/350 Esas sayılı dosyası kapsamında 28.02.2012 tarihinde davanın reddine karar verildiği, kararın 02.05.2013 tarihinde kesinleştiği, o tarihten bu yana tarafların biraraya gelmediklerinin tanık beyanlarıyla sabit olduğu, tarafların 10 yıldan fazla süredir ayrı yaşadıklarının anlaşıldığı, davacı-karşı davalının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca açtığı boşanma davasının kabulüne karar vermek gerektiği, davalı-karşı davacı kadının açtığı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açmış olduğu boşanma davası yönünden ise; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi olarak davacı-karşı davalı erkeğin kusurlu olduğunun iddia edildiği, dinlenen tanık beyanlarına göre davacı-karşı davalının alkol problemi olduğu, alkol alıp eşini ve çocuklarını dövdüğü, ayrıca esrar kullandığı, kendini kaybedecek dereceye gelip çocuklarını ve eşini sabaha kadar uyutmadığı, eşine hitaben "orospu, başka erkeklerde yatıp kalkıyorsun, orospu çocuğu" şeklinde hakarette bulunduğu, ayrıca davacı-karşı davalı erkeğin evlilik birliği sürerken başka bir kadınla beraberlik yaşadığı, sadakat yükümüne aykırı davrandığı, hala da bu beraberliğin sürdüğü, beraber yaşadıkları, bu hususun tarafların kızı tanık ... ve oğlu tanık ... tarafından bizzat görüldüğü, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde davacı karşı davalı erkeğin eşine ve çocuklarına bakmadığı, maddi destekte bulunmadığı, sarhoşken gelip evlerinin kapısını penceresini kırdığı anlaşıldığı, evlilik birliğinin geldiği aşamada davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tarafların ortak çocukları karar tarihi itibariyle reşit olduklarından velâyet hususunda düzenleme yapılmasına yer olmadığına karar vermek gerektiği gerekçesi ile; erkek tarafından açılan davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca, kadın tarafından açılan davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüne ve tarafların boşanmalarına, İzmir 8. Aile Mahkemesinin 2009/957 Esas, 2010/363 Karar sayılı dosyası kapsamında davalı-karşı davacı ... lehine tedbir nafakasına hükmedildiği görülmekle, bu dosya kapsamında kadın lehine tedbir nafakası tayinine yer olmadığına, kadın yararına aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, tarafların ortak çocukları karar tarihi itibariyle reşit olduklarından velâyet hususunda düzenleme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın davasının kabulü ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası takdiri ve miktarlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olması sebebiyle davasının reddi ve bu sebeple kadın aleyhine ücreti vekâlete hükmedilmemesi gerektiğini sair hususların onanması gerektiği yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın davasının kabulü ile kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası takdiri ve miktarlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti ve erkeğin kabul edilen davası ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasının şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.