Logo

2. Hukuk Dairesi2023/9992 E. 2024/2077 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldıysa kusurun kimde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine ve uygulanması gereken hukuk kurallarına uygun olduğu değerlendirilerek, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1639 E., 2023/2091 K.

DAVA TARİHİ : 03.11.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/834 E., 2022/201 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması uyarınca açılan boşanma davasının kabulüne tarafların boşanmalarına ve ferilerine, kadının pek fena muamele ve onur kırıcı davranışta bulunmaya dayalı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadına fiziksel şiddet uyguladığını, hor gördüğünü, gebertirim seni kimse elimden alamaz gibi sözlerle ölümle tehdit ettiğini, bunun üzerine kadının baba evine sığındığını, kadının İzmir'de, erkeğin ise Konya'da üniversite de profesör unvanı ile çalıştıklarını, tarafların İzmir'de evlilik birliğinin kurulması yönünde anlaştıklarını, erkeğin aylarca İzmir'e habersizce gelmediğini, senden profesör olsa ne olur, sen o görevleri yapamazsın, kabul etme, sen yemek yapamazsın, sen hiç bir şeyden anlamazsın, ne biçim annesin gibi söylemlerde bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 162 nci maddei uyarınca pek kötü ve onur kırıcı davranış ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk yararına aylık 3.500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın yararına 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dava dilekçesinde özetle; çocuğun doğumu sonrası kadının, babasının evinde yaşamakta ısrar ettiğini, ortak haneye dönmediğini, paranı gereksiz yere harcıyorsun, sen maaşını bana ver, ben sana haftalık harçlık vereyim gibi sözlerle maddî yönden baskı yaptığını, erkeğin Konya ilinde bulunan evinin satılarak, İzmir'den ev alınması hususunda da baskı yaptığını, gelirinden fazla sonu gelmez isteklerde bulunduğunu, ortak çocuğa isim konulmasını kavga haline getirdiğini, kendi isteği doğrultusunda ortak çocuğa isim koyduğunu, kadının çalıştığı Katip Çelebi Üniversitesine atanması için başvuru yaptığını, kadının "bölümde seni istemiyorum, sakın gelme, gelirsen pişman olursun, ayrılırız, çocuğunu göremezsin, ben bölüme ablamı alacağım hemen gidip kadroya atanmak istemediğine dair feragat belgesi vereceksin" gibi sözlerle tehdit ettiğini, İzmir'e gelmesini engellediğini, 24 Ağustos 2020 tarihinde davacının babasının Ayşegül eve dönmeyecek, biz evliliğinizin bittiğine dair rektör ve dekana bilgi verdik. Kadroya atanmak için başvuru yapma, güvenliğe bilgi verildi, seni kapıdan içeri almayacaklar, senden bir şey olmayacağı anlaşıldı, senin doçent olmak gibi bir hedefin yok gibi sözlerle müvekkilini aşağıladığını, anlaşmalı boşanma olmazsa çocuğu göremeyeceksin gibi sözler söylediğini, kadının ortak konutu terk ettiğini, beyanla davanın reddine, boşanmaya karar verilecekse ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin agresif kişiliği, davacıya yönelik "bizi ölüm ayırır, mezarlarımız yan yana olacak" gibi tehdit içeren sözleri, davacıya bağırarak kollarından tutarak tartaklaması, öfkeli bir şekilde duvara vurarak şiddet içeren eylemleri, davacıya yönelik "senden profesör olsa ne olur, bana neden bu görevler gelmiyor da, sana geliyor, sen bu görevleri kabul etme, ağır görevler, sonra gidersen, görevlere beraber gideriz, bensiz gidemezsin" gibi küçük düşüren sözleri, ortak çocuğun bezinin değiştirme sırasında ise davacıya "sen beceremezsin, bırak ablam becersin" yine çocukla ilgili olarak "sen ne biçim annesin, senden anne olmaz, nasıl bakacaksın", yemekle ilgili olarak "bak görüyormuşun, iyi bak, öğren, gerçi sen beceremezsin" gibi hakaret ve küçük düşürücü sözleri, davalının annesinin de "çekişmeli boşanma olacak, Hakkı'yı eşinden boşanmış dedirtmez, bedelini özetiriz, Ayşegül mahkemede rezil olacak, sürünecek, ne olmuş iki laf söyledi se, kemiklerini mi kırmış, erkek kadını döver de söver de, sever de, boşanma olmayacak, Ayşegül profesör olmuş şey mi olmuş" gibi hakaret ve küçük düşüren sözleri, evlilikten sonra davalının İzmir'e gelmek için çaba sarf etmemesi, kadın ise evlilikte eşini değil, ailesini daha fazla önemsemesi, Konya'da bulunan davalıya "of gelme" diyerek ortak konuttan uzaklaştırması, davacının babasının "Hakkı'ya yeterince süre verdik, eğer anlaşmalı boşanma tutanağını imzalamaz ise, çocuğu bir daha göstermeyeceğiz, olaylar çekişmeliye dönerse, çirkinleşir, üniversitelere yazılar yazılır" gibi tehdit içeren sözleri gerekçe gösterilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının hükmün kesinleşmesini takip eden yıllarda kesinleşme tarihi itibariyle her yıl TÜİK' in yayınladığı ÜFE artış oranında arttırılmasına, kadın yararına aylık 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata ve 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan davanın reddi, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarları yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, tazminatlar, taraflar arsındaki telefon ve sms görüşmelerinin tespitine yönelik delil toplanması taleplerinin toplanmaması nedeniyle eksik inceleme yapılması yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına yansıyan hakaret, şiddet eylemlerinin sıklığı, içerikleri ve ağırlığı dikkate alındığında davalı erkeğin kadına pek fena muamele ve onur kırıcı davranışta bulunmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gereği kadın lehine takdir edilen tazminat miktarları ile çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak miktarlarının az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk yararına 1.500,00 TL tedbir ve 3.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan davanın reddi, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, kişisel ilişki, tazminatlar ve eksik inceleme yapılması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları, kadının reddedilen boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kişisel ilişki ve delillerin toplanmasında eksiklik bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu, 331 inci, 335 inci ve 336 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.