"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2272 E., 2023/2284 K.
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/152 E., 2023/754 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 2010 yılında evlendiklerini, çocuklarının bulunmadığını, müvekkilinin annesinin ağır hastalığından dolayı, davalının muvafakati ile müvekkil annesinin bakımlarına yardımcı olduğuna, bu evrede müvekkilinin gerek müşterek konuta gerekse annesinin evinde yaşadığını, müvekkilinin annesinin 2021 yılı Mart ayında vefat ettiğini, davalı tarafından müvekkiline sürekli psikolojik şiddet uygulandığını, müvekkilinin davalı tarafından sürekli küçük görüldüğünü ve müvekkiline olan hakaretlerin hiç eksik olmadığını, davalının agresif yapısı dolayısıyla en küçük şeylerde dahi sinirlendiğini, sinirini de müvekkilden çıkardığını, müvekkilinin artık ne yapacağını şaşırdığını, davalının bu haksız davranışının müvekkilinin psikolojisini bozduğunu, tüm bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaya artırım uygulanmasına, 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; tarafların 2010 yılında evlendiklerini, çocuklarının bulunmadığını, tarafların evlendikleri 30.04.2010 tarihinden davacının annesinin vefat tarihi olan 30.03.2021 tarihinden itibaren vefatının 52. gününden sonra tarafların fiili olarak birlikte yaşamaya başladıklarını, bu tarihten öncesinde ise tarafların fiili birlikte yaşadığı sürenin toplam 6 ayı geçmediğini, zaten davacı tarafın da bunu kabul ettiğini, tarafların uzun süre birlikte yaşayamamalarının nedeni davacının annesinin hasta olmasından dolayı davacıya ait evde annesine bakması olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin sesini yükselterek davacıya psikolojik şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, davalının agresif davranarak davacıyı müşterek haneden kovduğunun anlaşılmasına göre, yaşanan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile 16.09.2022 tarihli celse (9) nolu ara kararı uyarınca ve tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla dava tarihi olan 23.02.2022 tarihinden karar kesinleşinceye kadar devam etmek üzere kendisi için aylık 750,00 TL nafakanın devamı ile; kararın kesinleşmesinden itibaren davacının kendisi için aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının maddî ve manevî tazminat talebinin kabulü ile 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma, maddî-manevî tazminat ve nafaka talebi yönünden kabulüne ilişkin kararınun hukuka aykırı olduğunu, davacı kadının iddialarını ispat edemediğini, kararın kabulünün hatalı olduğunu, yerel mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir.
2. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakaları yönünden kanuna aykırı olduğunu, müvekkil lehine hükmedilen nafaka miktarlarının çok düşük olduğunu, yine mahkeme tarafından 26.01.2023 tarihli celse de tedbir nafakasını 1250,00TL olarak belirlenmesine rağmen gerekçe gösterilmeksizin kararında iş bu nafakanın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 750,00 TL olarak belirlemesinin kanuna aykırı olduğunu, tedbir nafakasının düşürülmesine neden olacak hiçbir gerekçe bulunmadığını, hükmedilen nafakanın her yıl üfe oranında artırılmasına yönelik talepleri bulunmasına rağmen bu talep yönünde olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulü ile dava dilekçelerinde açıkladıkları şekilde her yıl ÜFE oranında artırılmasına ve ayrıca maddî ve manevî tazminat miktarının da yükseltilmesine karar verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı kadının lehine hükmedilen tedbir nafakasının azlığına, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artarak devam etmesi talebinin reddine dair istinaf başvurusunun kabulü ile davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile tahsilde mükerrerlik olmaması kaydı ilk derece mahkemesinin 16.09.2022 tarihli celse (8) nolu ara kararı ve 26.01.2023 tarihli celse (2) nolu ara kararı uyarınca dava tarihi 23.02.2022 tarihinden 26.01.2023 tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL, 26.01.2023 tarihinden karar kesinleşinceye kadar devam etmek üzere aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası ile kararın kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, hükmedilen nafakaya TÜİK'in her yıl belirlediği ÜFE oranında artış uygulanmasına, tedbir nafakası yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine, erkeğin tüm; kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; istinaftaki nedenlerle kararın tamamı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.