Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1024 E. 2024/8539 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı ve kusurun kimde olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının boşanmayı kabul etmesi ve davacı erkeğin, kadının evden ayrılmasının birlik görevlerini yerine getirmemek amacıyla olduğunu ispatlayamaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddine ve tedbir nafakasına hükmeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2046 E., 2023/2436 K.

KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/472 E., 2020/327 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların yaklaşık 4-5 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, davalı olan kadının ortak çocukları İstanbul'da üniversiteyi kazanınca kızının yanına gittiği, İstanbul'a gittikten sonra ortak haneye geri dönmediği, davalı kadının da açılan boşanma davasını kabul ettiği ancak maddî manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunduğu, bu taleplerin süresi içinde istenmediği, karşı tarafın bu taleplere karşı muvafakatinin bulunmadığı sabit olan olaylara göre taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, tarafların yaklaşık 4-5 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, davalı kadının İstanbul'da öğrenci olan kızının yanında kaldığı, müşterek konuta dönmediği, davalı kadının da boşanmayı kabul ettiği, bu aşamadan sonra evlilik birliğinin devamının mümkün olmadığının anlaşıldığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci-ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar vermek gerektiği, davalı tarafın ön inceleme duruşmasında tazminat talebinde bulunduğu tazminat miktarını belirtmediği, bunun yanı sıra tahkikat aşamasında 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat talebinde bulunduğu davacı vekilinin bu taleplere karşı muvafakat etmediğinden ve söz konusu talepler süresi içinde istenmediğinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, ortak çocuk ...'in velâyetinin davalı anneye verilmesi ve ortak çocuk ... için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar vermek gerektiği gerekçesi ile; davanın kabulü tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, davalı kadının maddî manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin taleplerinin yasal süre içinde istenmediği anlaşıldığından bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; kusurunun olmadığını beyan ederek davanın kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş ve kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece davalı kadına "...üniversiteyi kazanan ortak çocuk için İstanbul'a gittiği bir daha da ortak konuta dönmediği" kusuru yüklendiği, kadının tam kusurlu kabul edilerek belirtilen şekilde hüküm tesis edildiği, davacının boşanma davasının kabul edilebilmesi için davalının boşanmaya sebebiyet verecek nitelikte kusurunun bulunduğunun ispatı zorunlu olduğu, dinlenen tek davacı tanığı olan ... yeminli beyanında özetle "...davalının, ortak kız çocuğu İstanbul'da üniversiteyi kazandığında onu yalnız bırakmamak için yanına gittiğini" beyan ettiği, davacı yanın dayandığı sair vakıaları ispatlayamadığı, davalının evden kesin olarak ayrılma vakıası yönünden ise davacı yanın davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmemek amacı ile evden ayrıldığının ve bu amaçla birlikte yaşamaktan kaçındığını ispatlaması zorunlu olduğu, toplanan deliller, dinlenen tanık beyanı davalının birlik görevlerini yerine getirmemek amacı ile evden ayrıldığını ve bu amaçla birlikte yaşamaktan kaçındığını kabule yeterli ve elverişli olmadığı, Mahkemece davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerekirken boşanmalarına karar verilmesi yerinde olmadığı, kabule göre de kadın ve ortak çocuk lehine 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince tedbir nafakası hususunun da bir değerlendirme yapılmaması yerinde olmadığı gerekçesiyle; davalı kadının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın ispatlanamadığından reddine, ortak çocuğun Dairenin karar tarihi itibarı ile reşit olduğundan tedbiren velâyet ve tedbiren kişisel ilişki ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk 20.06.2003 doğumlu ... için ergin olduğu tarihe kadar geçerli olmak üzere dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, davalı kadın için dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı kadının yargılama sırasında katıldığı duruşmada boşanmayı kabul ettiğini beyan ederek davanın reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.