Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1031 E. 2024/8536 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı değerlendirildiğinde, yerel mahkemenin tarafların kusur oranlarına, boşanmaya, nafaka ve tazminata ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1212 E., 2023/2072 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/34 E., 2021/114 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kadının iddialarını kabul etmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadının davasının reddine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davalı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialaranın kabul etmediklerini erkeğin kusurlu davranışları ile nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek, erkeğin davasının reddini istemiş, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacı birleşen davalı erkeğin dayandığı vakıaların yeterince ispatlanamadığı, davalı birleşen davacı kadının dayandığı, evlilik birliğinin yükümlülüklerini davalıya yükleme, yeterli zaman ayırmama, telefonlarına şifreler koyma, sabahlara kadar mesajlaşma, Mart 2018 den itibaren eve gelmeme, telefonunu kapatarak kendisine ulaşılmasını engelleme, müşterek çocuğun yanında E. ile ilişkisi olduğunu kabul etme, hastalığında ilgilenmeme, müşterek haneyi terk, başka bir kadınla yakınlaşma, fiziksel şiddet, vakıaları ispatlanmış olup evlilik birliğinin devamı davalı birleşen davacı kadından beklenemeyecek derecede temelden sarsıldığı, boşanma aşamasına gelinmesinde davacı birleşen davalının tam kusurlu olduğu, hiç kimsenin kendi kusurlu davranışlarından bir hak elde etmesinin mümkün olmadığı, davalı kadının davanın reddini istemesinin kötü niyetli olmadığı, bu nedenlerle asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, birleşen dava yönünden ise birleşen davacı kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerektiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, esas davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kadın lehine verilen nafaka ve tazminat hükümleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur gerekçesi, kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafaka miktarları ile ara karar ile verilen tedbir nafakası hakkında hükümde yeniden karar verilmemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre; mahkemece erkek aleyhine belirlenen ve gerçekleşen; evlilik birliğinin yükümlülüklerini davalıya yükleme, yeterli zaman ayırmama, telefonlarına şifreler koyma, sabahlara kadar mesajlaşma, Mart 2018'den itibaren eve gelmeme, telefonunu kapatarak kendisine ulaşılmasını engelleme, müşterek çocuğun yanında E. ile ilişkisi olduğunu kabul etme, kadının hastalığında ilgilenmeme, müşterek haneyi terk, başka bir kadınla yakınlaşma, fiziksel şiddet uygulama maddî vakıalarının bizzat görgüye dayalı, somut ve samimi davalı-davacı tanık beyanları ve telefon kayıtları ile sabit olduğu, erkek aleyhine belirlenen bu vakıalar yanında, eve 2-3 gün gelmediği, bir meslektaşı ile girdiği gönül ilişkisini tüm uyarılara rağmen sonlandırmayıp öğretmenlik kariyerini düşürdüğü, bu sebeple idarecisi ve hissedarı olduğu okuldan istifa etmek zorunda bırakıldığı maddî vakıalarının da davalı-davacının somut, bizzat görgüye dayalı ve samimi tanık beyanları ise ispat edildiği halde erkeğe kusur olarak yüklenmemesi doğru görülmediği, kadına atfı mümkün hiç bir kusur ispat edilemediği, zira davacı-davalı tanık beyanlarının bir kısmının sebep ve saiki açıklanamayan soyut ifadelerden, bir kısmının duyumlardan, bir kısmının ise geçimsizliği ispata elverişli olmayana beyanlardan ibaret olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğuna ilişkin kusur belirlemesinde bir usulsüzlük görülmemiş ise de, kusur gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, her ne kadar ara karar ile verilen tedbir nafakasının ayrıca hükümde gösterilmemesinin kadın aleyhine hukuki sonuç doğurmayacağı Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatları ile sabit ise de, tereddütleri gidermek amacıyla yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu husus hakkında dairece karar verilmesi ve tedbir nafakasının hükümde de gösterildiği, Mahkemece davacı-davalı erkeğin esas davasının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, kadının istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, kadın lehine 125.000,00 TL maddî ve 125.000,00 TL manevî tazminata, kadının diğer, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen davası, kadının kabul edilen davası, kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün ve erkeğin davasının reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.