"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1712 E., 2023/1796 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/341 E., 2022/316 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, kadına ait ziynet eşyalarını aldığını ve iade etmediğini, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına yasal faizi ile birlikte aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının her yıl TÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, annesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadının annesinin erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, kadının erkeği başkaları ile kıyasladığını, küçük düşürücü sözler söylediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, taraflarca dayanılan diğer vakıaların bir kısmının ispatlanamadığı, bir kısmının ise af kapsamında kaldığı, kadın tarafından sunulan sosyal medya mesaj kayıtlarının davadan sonraki bir tarihe ilişkin olduğu ve hükme esas alınamayacağı, erkeğin dayandığı vakıaları ispatlayamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak 08.05.2021 tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 08.05.2021 tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakası, kararın kesinleşmesiyle aylık 600,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının kararın kesinleşme tarihinden bir yıl sonra başlamak üzere her yıl yıllık ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının zedelen menfaati dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması sebebiyle tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının çok az olduğu, tazminatlara faiz uygulanması gerektiği belirtilerek; tazminatların ve nafakaların miktarları ve faiz yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kadının anne ve babasının tanık olarak alınan beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğu, kadının diğer tanıklarının ise bizzat görgüye dayalı beyanları olmadığı, kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, erkeğin ortak çocuğa ailesinin yardımı ile bakabileceği ve ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminatların ve nafakaların hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin ve kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, ortak çocuğun yaşı, alıştığı ortam, sosyal inceleme raporu dikkate alındığında, velâyetin anneye verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğun ve kusurlu davranışının kadının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata; ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, kusuru, kusurun niteliği, evlilik süresi, paranın satın alma, erkeğin ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası, nafakanı her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminat, davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile tazminatların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile her iki dava ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.