Logo

2. Hukuk Dairesi2024/108 E. 2024/2251 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme boşanma kararının Türkiye'de tanınıp tanınmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının yabancı mahkemede usulüne uygun tebligat yapılmaksızın savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle, 5718 sayılı Kanun'un 54. maddesi (ç) bendi uyarınca yabancı mahkeme kararının tanınmasının mümkün olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/287 E., 2023/2420 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Emirdağ 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/171 E., 2021/413 K.

Taraflar arasındaki yabancı mahkeme boşanma kararının tanınması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile Fransa ülkesinde o ülke kanuna göre boşandıklarını, kararın kesinleştiğini, Türkiye de de tanınmasına ihtiyacının olduğunu iddia ederek 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un ( 5718 sayılı Kanun) gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına ilişkin kararın tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme kararının açıkça kamu düzenine aykırı olduğunu, karardan ve duruşmalardan haberdar olmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılıp çağrılmadığının, mahkemede temsil edilip edilmediğinin, kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilip verilmediğinin belirlenmesinde lex fori'nin (tenfizi istenilen kararı veren mahkemenin bulunduğu ülke hukukunun) uygulanacağı, dosyaya ibraz edilen belgelerden tenfizi istenilen mahkeme kararının kesinleştiği şerhi düşüldüğü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’unun 6 ncı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi gereği ispat külfeti hakkını dayandırdığı olguların varlığını olgulara dayanan taraf ispatla yükümlü tutulduğu,somut olayda söz konusu yabancı mahkeme ilamı mahkemenin bulunduğu yer kanuna göre kesinleştiğine göre aksini davalının ispat etmesinin gerektiği, davalı da bu durumu ispat edemediği, davalının bu yöndeki itirazlarının yerinde görülmediği, yabancı mahkeme ilamında Türkiye Cumhuriyeti Devleti kamu düzenine aykırı bir düzenleme ve durumun mevcut olmadığı, ilâmın, münhasıran Türk Mahkemelerinin yetkisine giren bir konuyu düzenlemediği ve Türk kamu düzenine aykırı olmadığı, kendisine karşı tanıma istenen kişinin hükmü veren yabancı mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmadığına veya o mahkemede temsil edilmediğine yada kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verildiğine dair dosyada haklı bir delil ve itiraz bulunmadığı, tenfizi istenen yabancı mahkeme ilamının 5718 Sayılı Kanun’un gerekli koşulları taşıdığı gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ilişkin Dunkerque Adli Mahkemesinin Esas No: 19/01099 esas A20/00365 karar numaralı, 07.07.2015 karar ve 09.11.2020 kesinleşme tarihli ilamın boşanmaya ilişkin kısmının tanınmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yabancı mahkemece savunma hakkının kısıtlandığını, haberdar olmadığını, tanınabilir bir karar olmadığını ileri sürerek kararın tümü yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 19.10.2017 tarih, 2016/25373 Esas ve 2017/11365 Karar sayılı ilamında işaret edildiği üzere 5718 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin ( ç) bendi gereğince ilgilisine tebligat yapılmaksızın savunma hakkı kısıtlanarak hüküm verilmiş olması tanıma ve tenfiz istemine engel teşkil edeceği, yabancı mahkemede aleyhine hüküm verilen tarafın savunma hakkının kısıtlanması ilgili tarafa usulü dairesinde tebligat yapılmaması halinde tanıma ve tenfiz talebinin reddine karar verilmesinin gerektiği, tanıma davasına konu yabancı mahkeme ilamında kadına tebligat yapılmadığının belirtildiği, bu durumda davalının savunma hakkının kısıtlandığının kabulünün gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Fransa Cumhuriyet Mahkemesinin davalıya tebligata ilişkin hükümleri uyarınca yargılamayı sürdürüp dosya hakkında karar vermesi o ülkenin yasalarına göre hukuksuzluk teşkil etmeyeceğini, yabancı mahkemenin kendi kanunlarını uygulaması ve bu kanunlara göre karar vermesi hususunda bir hukuksuzluk var ise bu durumun Fransız yargısı tarafından çözüme bağlanması gerekirken verilen kararın tenfizinin ülkemizde istenmesi savunma hakkının ihlali anlamına gelmeyeceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yabancı mahkeme kararının tanınması davasının reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığ noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 5718 sayılı Kanun’un4 üncü, 14 üncü, 54 üncü, 55 inci ve 58 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddesi, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...