Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1089 E. 2024/1458 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, tarafların tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve hükmedilen nafaka miktarının yerindeliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek, istinaf edilmiş olan boşanma kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1488 E., 2023/1561 K.

DAVA TARİHİ : 12.01.2021

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/36 E., 2022/681 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her ki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiş, erkeğin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesiyle; kadının 2016 yılında geçirdiği trafik kazası nedeniyle kolunda sakatlık oluştuğunu, davalının bu durumu bildiği halde 2018 yılı Temmuz ayında annesinin odunlarını kırmasını istediğini, müvekkilinin rahatsızlığını belirtmesine rağmen umursamayıp hakaret ederek ortak haneyi terk ettiğini, 7 ay sonra ortak haneye dönen davalının odasını ayırdığını, tarafların bu dönemden sonra aynı evde iki yabancı gibi yaşamaya başladıklarını, davalının müvekkilini beğenmediğini, istemediğini, sevmediğini söyleyerek rencide ettiğini, yine evden gitmediği takdirde evi zindan edeceğini söyleyerek psikolojik şiddet uyguladığını, davalının evlilik birliğinin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkiline maddî destek olmadığını, eviyle ilgilenmediğini, iyi bir gelire sahip olan davalının müvekkiline para vermeyerek evi terke zorladığını, müvekkilinin herhangi bir yerden gelirinin bulunmaması nedeniyle çoğu zaman yiyecek ekmek bulamadığını, komşularına giderek karnını doyurmak zorunda kaldığını, davalının eve geldiği zamanlarda ayrı bir odada kendisi yeyip içtiğini, müvekkilinin aç kaldığı bir gün davalının ekmeğini yemesi üzerine davalının sinirlenerek ortak çocukları Yasemin'i arayarak “hem benim ekmeğimi yiyor hem de benim evimde kalıyor” dediğini, davalının müvekkilini çalışması için zorlaması üzerine müvekkilinin part time ( 10 günlük ) bir işte çalışmak zorunda kaldığını, ancak günlük kazandığı paranın ekonomik harcamalarına yetmediğini, müvekkilinin davalı aleyhine açtığı tedbir nafakası davasının Eskişehir 2. Aile Mahkemesinin 2018/574 Esas, 2019/298 Karar sayılı ilamı ile tanık deliline dayanmadığı gerekçesiyle istinaf incelemesi sonucu reddedildiğini, davalının mahkeme kararında hükmedilen vekalet ücretlerini ve yargılama giderleri için yaptığı ödemenin iadesi için icra takibi başlattığını, davalının müvekkiline uyguladığı psikolojik ve ekonomik şiddetin yanında sadakat yükümlülüğüne de aykırı davrandığını, sosyal medya hesaplarından başka kadınlara bir eşe yakışmayacak yorumlarda bulunduğunu, müvekkiline sürekli olarak “ben senle aynı yatağa girmem, bana karı çok, daha güzelleri var, sen benim boyuma yetişemezsin" diyerek müvekkilinin kadınlık onurunu kırdığını, davalının tüm bunların yanında evi otel gibi kullandığını, evde olmadığı zamanlarda kimle kaldığı hakkında bilgi vermediğini, davalının başka kadınlarla yazışmalarını gören ortak çocukları Yasemin'in babasına tepki göstermesi üzerine davalının "Ben bir dul adamım annen bana karılık yapmıyor, bana karılık yapsaydı bende bunları yapmazdım" şeklinde cevaplar verdiğini, müvekkilinin zor durumda kalması nedeniyle Mahkemenin 2020/704 Esasında derdest tedbir nafakası davası açtığını, dava açılmasına sinirlenen davalının müvekkiline hakaret ve tehditlerde bulunarak evden kovduğunu, 30.12.2020 tarihinde 00.30 sıralarında ortak hanenin kapısına gelerek müvekkilini tehdit, hakaret ederek kapıyı tekmelediğini, müvekkilinin şikayeti üzerine davalı hakkında 6284 sayılı Kanun uyarınca uzaklaştırma tedbiri verildiğini, müvekkilinin bir eş olarak üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalının tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin fiilen sona erdiğini ileri sürerek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksuluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesiyle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, taraflar arasındaki sorunların 2018 yılı değil evliliğin başından bu yana davacının evliliğe alışamaması, müvekkiline kötü davranmasından kaynaklandığını, davacının müvekkilinin Kütahya'nın köyünde yaşayan annesini ziyarete gitmediği gibi müvekkilinin gitmesine de müvekkilini köyden birisinin istediği gibi asılsız bir dedikodu duyduğu için karşı çıktığını, tarafların birkaç kez birlikte köye gittiklerinde davacının her defasında kavga çıkardığını, müvekkilinin annesinin yaşlı ve bakıma muhtaç olması nedeniyle ortak haneye getirmek istediğinde davacının karşı çıkması nedeniyle getiremediğini, bu durumun Eskişehir 2.Aile Mahkemesinin 2018/574 Esasında açılan dosyadaki tanık beyanları ile de sabit olduğunu, iddiaların aksine müvekkili 2018 yılı temmuz ayında kavga edip ortak evden kovan istemeyen kişinin davacı olduğunu, davacının müvekkilini eve almaması nedeniyle arabada kalmak zorunda kaldığını, müvekkilinin evi terk edip 7 ay kadar gelmediği iddiasının doğru olmadığını, eş dost ve ortak çocukların araya girmesi ile eve döndüğünü, eve döndükten sonra odasını ayırdığını aynı evde iki yabancı gibi yaşamaya başladıklarını, müvekkilinin iddiaların aksine evin tüm ihtiyacını karşıladığını, pazar ve market alışverişini yaptığını, evliliği ayakta tutabilmek için elinden geleni yaptığını, davacının ise "ben senin aldıklarından yemem, benim yiyeceğim ayrı sakın sen de benim aldıklarımdan yeme, benim sana ihtiyacım yok" diyerek müvekkili ile inatlaştığını, müvekkilinin davacıyı evden kovmadığını, aksine davacının türlü iftiralarla hakkında uzaklaştırma kararı aldırılarak evden atıldığını, davacının iyi bir geliri olup ortak hane ve evliliği için hiçbir harcama yapmadığını, kazandığı tüm parayı kişisel ihtiyaçları için kullandığını, davacı için Eskişehir 2.Aile mahkemesinin 2018/574 esasında lehine 600,00 TL tedbir nafakası bağlandığını, müvekkilinin istinaf etmesi üzerine yerel mahkeme kararının kaldırıldığını, müvekkilinin kanunun ona verdiği hakkı kullanarak yargılama gideri ve vekalet ücretini almak için icra takibi başlattığını, davacının daha sonra nafaka davası açtığını ve anlaşma üzerine lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, davacının boşanma davasına delil oluşturmak için müvekkilinin tehdit ettiği gerekçesiyle Eskişehir 1.Aile Mahkemesinin 2020/4743 D.iş sayılı dosyası üzerinden uzaklaştırma kararı alındığını, davacının mesnetsiz ve gerçek dışı suçlamalarıyla ilgili müvekkili hakkında Savcılık tarafından Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiğini, müvekkilinin uzaklaştırma süresince kızında kaldığını daha sonra ev kiraladığını, tarafların davacıdan kaynaklı aynı evde ayrı yataklarda iki yabancı gibi yaşadıkları süreçte müvekkilinin Facebook üzerinden bazı gruplara üye olup yazışmalar yapmışsa da eşine ve evliliğine ihanet etmediğini, yazışmalar incelendiğinde müvekkilinin yeni bir ilişki teklifi yada gönül ilişkisi olduğuna dair bir durum olmadığının görüleceğini, kaldi ki davacının bu iddiaları boşanma davasını hemen açmadan önce değil Eskişehir 2.Aile Mahkemesinin 2018/574 esas sayılı dosyasında sunduğunu, davacının bu yazışmalara rağmen aynı evde yaşamaya devam ettiğini, davacının evliliklerinin başından itibaren evliliğin anlam ve önemini kavrayamadığını, müvekkiline saygı ve sevgi göstermediğini, sürekli hakaret edip kötü davrandığını, müvekkilini türlü bahanelerle evden kovarak arabada yaşayacak kadar çaresiz durumlara düşürdüğünü, müvekkilinin eşi ve çocuklarının rahat yaşaması için emekli olduktan sonra ikinci bir işte çalıştığını, bütün emekli parasını kullandığını, kredi çekerek araba aldığını, ne kazanırsa davacıya verdiğini, davalının ise sonradan işe gererek Gürgen Otelde tam zamanlı çalışıp iyi gelir elde ettiğini, bütün gelirini kendisine harcadığı halde evin ve kendisinin hiçbir ihtiyacı ile ilgilenmediği iddiasıyla nafaka davası açarak haksız kazanç elde ettiğini, sigorta şirketinden aldığı tazminatın miktarını dahi müvekkilinden saklayarak evlilik birliğine olan güven, sadakat ve dürüstlük duygusunu tamamen yerle bir ettiğini ileri sürerek, esas davanın reddine, karşı boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 1990 yılında evlendikleri, pek geçinemedikleri ve sürekli tartıştıkları, her iki taraftan da kaynaklı ara sıra uzun süreli küslükler yaşadıkları, bir tartışmada erkeğin kadının yüzüne vurduğu, kadının da mutfaktan bıçak alıp geldiği, ortak çocukların hemen araya girdikleri, bu olay sonrası taraflar birbirlerine küsseler de barıştıkları, bazı yaşanan olayların af kapsamında kaldığı en azından hoş görü ile karşılanmış sayılacağı, ancak evlilikte kadının erkeğe karşı hep mesafeli davrandığı ve evdeki para idaresinin kendisinde olmasını istediği, erkeğin evin giderlerini karşıladığı hatta 2018 yılına kadar aldığı parayı eşine verdiği ancak 2018 yılında kadının eşinin başka kadınların fotoğrafları altına sosyal medya da beğeni tarzında ''günaydın bebeğim aşkım, merhaba güzelim ve benzeri'' şeklinde yorum yazdığını görmesi ile aralarının yine açıldığı, uzun süredir odalarının da zaten ayrı olduğu, hem aynı evin için de küs oldukları ve birbirleri ile konuşmadıkları, hem de birbirlerinin ne yapıp yapmayacağına karar verme ve kontrol etme çabası içine girdikleri, kadının erkeğin köye annesine gitmesini engellemek için arabanın kablosunu kestiği, erkeğinde tamir ettirip yine köye gittiği, birbirleriyle inatlaştıkları, erkeğin evden ayrılana kadar evin faturalarını karşılamaya devam ettiği ancak evi ev arkadaşı gibi kullanmaya başladıkları ve beraber yemek yemedikleri için erkeğin mutfak alışverişini yapmamaya başladığı, erkeğin böyle yaparak kadını cezalandırdığı düşüncesi ile harçlıkta vermediği, kadının da uzun süredir sigortasız olarak çalıştığı ve çalışıp para kazanmaya devam ettiği, herkesin kendi ihtiyaçlarını karşıladığı, kadının da erkeğin çamaşırı olsun temizliği olsun hiç ilgilenmediği, yemek de yapmadığı, erkeğin bazen bu konulardan kaynaklı kadına serzenişlerde de bulunarak "benim evimde benim ekmeğimi yiyor" dediği yinede aynı evde ev arkadaşı gibi yaşamaya devam ettikleri, kadının zaman içinde kayın validesine yeri geldi baktığı, ilgilendiği, ancak erkeğin annesinin ameliyat olması sebebiyle kışın onlarda gelip kalmasını yemek yapsın bize bir faydası olsun diyerek şartlı kabul ettiği, erkeğin annesinin de yaşlıyım yapamam dediği, kadının da ben çalışıyorum bakamam dediği, her konuda ortak bir noktada buluşamadıkları gibi bu konuda da uzlaşamadıkları, kadının aynı evde yaşarken mutfak masraflarını karşılamadığı için erkeğe karşı tedbir nafakası davası açtığı ve Eskişehir 2.Aile Mahkemesinin 2018/574 Esas sayılı dosyası ile tanık deliline dayanılmayıp tanık dinlendiği için Bölge adliye mahkemesince usul açısından oluşan eksiklikten kaynaklı davanın reddine karar verildiği ve tekrardan kadının tedbir nafakası davası açtığı, iş bu boşanma davası 12.01.2021 tarihinde açılınca tarafların 14.01.2021 tedbir nafakası davasında sulh olduklarını beyan etmeleri ile tedbir nafakasına ilişkin davada sulhun tasdikine karar verildiği ve boşanma davasının devam ettiği, ancak erkeğin ortak konuttan ayrılması ile tarafların bir daha bir araya gelmedikleri, boşanma davalarında kusur incelemesinin boşanma davaları açılmadan önceki, dava açılmasına sebebiyet veren ve süreklilik arz eden ve vakıa olarak taraflarca dayanılan olaylara yönelik yapılabileceği, tanık beyanlarında olayları bilen, duyuma değil görgüye dayalı bilgisi olan ve çelişki içermeyen dosyadaki diğer tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde, birbirlerini doğrular nitelikteki tanık beyanlarının hükme esas alınabileceği, tarafların boşanmada eşit kusurlu oldukları, taraflar için evlilik birliği ortak yaşamı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, tarafların tedbir nafakası davasında iş bu dava açılış tarihinden sonra 14.01.2021 tarihinde sulh oldukları ve sulhun tasdikine karar verildiği, tarafların nafaka konusunda sulh oldukları, erkeğin emekli olduğu ve asgari ücretle çalışmaya devam ettiği, kadının da uzun süredir sigortasız olarak günlük işlerde çalıştığı, boşanmayla davacı kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tek kusurlu olanın erkek olduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; tek kusurlu olanın kadın olduğunu ileri sütrerek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, tarafların başkaca kusurlu bir davranışının da kanıtlanamadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren, bu olaylar nedeni ile kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin gerektiği gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, kadın için 60.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatların miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın için hükmedilen tazminatlar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak tarafların davalarının kabulünün yerinde olup olmadığı, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.