Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1096 E. 2024/1519 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, zinanın ispatı, boşanma sebebi, kusur oranı, tazminat miktarı ve nafakaya itiraz konuları uyuşmazlık oluşturmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, Yargıtay'ın bozma ilamına uygun hüküm verildiği, delillerin eksiksiz değerlendirildiği ve özellikle kadının zina iddiasını ispatlayamaması gözetilerek taraf vekillerinin temyiz itirazlarının reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/813 E., 2023/813 K.

DAVA TARİHİ : 16.10.2019-27.11.2019

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı olarak açılan davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının, erkeğin kullandığı telefona ait iki yıllık telefon kayıtlarının getirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince erkeğin ve kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının zina sebebine dayalı boşanma davasının reddine ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek dava ve vekili cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde; kadının sözlü şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, ağabeyini çağırıp dövdürdüğünü, birlik görevlerini yerine getirmediğini, aşağıladığını, erkeğin ailesini istemediğini, kardeşinin cenazesine katılmadığını, eşini yatak odasına almadığını, kıskanç olduğunu ve kovduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap(karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde; erkeğin fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ihtiyaçları karşılamadığını, eşine ve çocuğa ilgisiz olduğunu, sadakatsiz olduğunu, sürekli telefon ile meşgul olduğunu, eşinden soğuduğunu söylediğini, yatağı ayırdığını, eve geç geldiğini, evi terk ettiğini, kira sözleşmesini feshettiğini ve doğal gazı kapattırdığını iddia ederek tarafların öncelikle zina, mümkün olmazsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara TEFE-ÜFE oranında artış yapılmasına ve kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2021 tarihli ve 2019/1279 Esas, 2021/714 Karar sayılı kararıyla; erkeğin davasının evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine, kadının davasının da öncelikle zina, mümkün olmazsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olduğu; kadının erkeğin zina yaptığını ispatlayamadığı ancak evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan, "senden soğudum, boşanmak istiyorum" diyen, evi terk ettikten sonra evin elektrik ve doğal gazını kestiren, ortak çocuğa ilgisiz davranan ve tarafların fiilen ayrı olduğu dönemde çocuğu arayıp sormayan erkek ile eşine hakaret eden, boğazını sıkarak onu darp eden, aşırı kıskanç davranan, sürekli aldatıldığından şüphelenerek tartışma çıkaran, yemek yapmayan ve eşi eşyalarını almak için eve geldiğinde onu darp etmeye çalışan kadının eşit kusurlu oldukları, eşit kusurlu eşlerin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; kadının zinaya dayalı boşanma davasının reddine, her iki tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk ve kadın yararına 11.05.2020 tarihli ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakalarının karar kesinleşinceye kadar devamına, çocuk yararına aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL yoksulluk nafakasına, iştirak ve yoksulluk nafakalarının karar tarihinden itibaren devir eden sonraki yıl karar tarihindeki yıllık ÜFE oranında artırılmasına ve tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kadının davasındaki terditli taleplerden zina nedeniyle boşanma talebinin reddi, erkeğin ikinci tanık listesi verdiği iddiası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafakaların miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 09.03.2022 tarihli ve 2022/390 Esas, 2022/393 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince dinlenen tanıkların adının ikinci tanık listesinde olmadığı, ön inceleme duruşmasında verilen süre içinde bildirilen delil listesindeki tanıkların dinlenmiş olduğu ve kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili erkeğin davasının kabulü, kadının zina nedeniyle boşanma talebinin reddi, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafakaların miktarı yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 22.06.2022 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesince ilgili GSM operatörüne müzekkere yazılarak erkek tarafından kullanılan telefon numarasına ait kayıtlar dosya içeriğine kazandırılmış ise de ilgili operatörce iki aylık kısa bir zaman dilimini kapsayacak şekilde gönderilen HTS dökümleri üzerinde yapılan incelemenin kadının zina davası hakkında hüküm kurmak için yeterli olmadığı; kadının iddiaları doğrultusunda dava tarihinden itibaren geriye dönük iki yıla ait telefon dökümleri üzerinde yapılacak incelemeyle ve özellikle erkeğin mutad dışı görüşmelerinin bulunduğu “62 03” ile biten telefon numarasının kime ait olduğu yönündeki araştırmanın sonucuna göre tüm deliller toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hüküm tesisi doğru olmadığı gerekçesiyle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmemesine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmasına karar verilerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davalarının kesinleştiği; kadının erkeğin zina yaptığını ispatlayamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda başka bir kadın ile sıklıkla telefon görüşmesi yaparak sadakat yükümlülüğünü ihlal eden, eşine fiziksel şiddet uygulayan, "senden soğudum, boşanmak istiyorum" diyen, evi terk eden ve terk ettikten sonra evin elektrik ve doğalgazını kestiren, ortak çocuğa ilgisiz davranan ve tarafların fiilen ayrı olduğu dönemde çocuğu arayıp sormayan erkeğin ağır, eşine hakaret eden, boğazını sıkarak onu darp eden ve erkek eşyalarını almak için eve geldiğinde onu darp etmeye çalışan kadının az kusurlu oldukları, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları karşısında kadına "kıskanç olduğu ve aldatıldığından şüphelenerek tartışma çıkardığı" kusurlarının yüklenemeyeceği; boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; erkeğin davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının zinaya dayalı boşanma davasının reddine, kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk ve kadın yararına 11.05.2020 tarihli ara kararı ile hükmedilen tedbir nafakalarının karar tarihi itibariyle her biri için aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, iştirak ve yoksulluk nafakalarının karar tarihinden itibaren devir eden sonraki karar tarihindeki yıllık TÜFE oranında artırılmasına, kadın yararına 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili tarafından iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden kararda yer alan "Belirlenen nafakanın karar tarihinden itibaren devir eden sonraki yıl karar tarihindeki yıllık TÜFE oranında artırılmasına" ifadesinin hükmün infazında tereddüte neden olacağı gerekçesiyle, hükmün "Belirlenen nafakaların karar tarihinden itibaren bir sonraki yıl başlamak üzere her yıl karar tarihindeki yıllık ÜFE oranında artırılmasına" şeklinde tavzihinin talep edilmesi üzerine; İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2023 tarihli kararı ile tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin davasının kabul edilmemesi, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin davasının reddedilmemesi, kadının davasındaki terditli taleplerden zina nedeniyle boşanma talebinin reddedilmesi, kadının zina nedeniyle davasının kabul edilmemesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle davasının kabul edilmesi talebi, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı, nafakaların artış oranı olarak ÜFE'nin kabul edilmemesi ve aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması davalarındaki hükümler, zinanın sübut bulmadığı, tazminatlar, nafakalar ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu ve özellikle kadının zina sebebine dayalı davasının ispatlanamamış olması sebebiyle reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve Dairenin 22.06.2022 tarihli ilâmı gereğince tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davalarının kesinleşmiş olması sebebiyle yeniden boşanma hükmü kurulmamasının yerinde olduğu anlaşılmakla; taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz Fatih'e yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Nazile'ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.