Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1099 E. 2024/8593 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadına hükmedilen yoksulluk nafakasının koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanan kadının, yoksulluk nafakasına hükmedilmesini gerektirecek düzeyde yoksulluğa düşmediğinin ve kendisini geçindirebilecek düzeyde gelirinin olduğunun anlaşılması üzerine, yoksulluk nafakasına ilişkin hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1874 E., 2023/1891 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Geyve Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/909 E., 2023/780 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 01.04.2004 tarihinden bu yana evli olduğunu, evliliklerinden ... isimli 17 yaşında ortak çocuklarının bulunduğunu, tarafların ayrı evde yaşama konusunda anlaşmış olmalarına rağmen evlendikleri günden bu yana kendilerine ait müşterek bir evde yaşayamadıklarını, tarafların erkeğin üç kız kardeşi, bir erkek kardeşi, anne ve babası ile 18 yıldır aynı evde yaşadıklarını, müvekkilinin kendisine ait bir aile düzeni kuramadan kayınpeder ve kayınvalidesinin oluşturmuş olduğu düzenin içinde yaşamak ve kendisine verilen bir oda içerisinde bu duruma uyum sağlamak zorunda bırakıldığını, düğünde tanesi 30 gramdan 6 adet bilezik, zincirde beş adet cumhuriyet altını, kurdelede 3 adet cumhuriyet altını, 50 çeyrek altın, altın küpe ve altın saat takıldığını, ancak müvekkiline takılan belirtilen ziynet eşyalarına düğünün ertesi günü davalının ailesi tarafından zorla el konulduğunu, alınan ziynet eşyalarının yerine yenisinin yapılmadığını, altınların iade edilmesi müvekkili tarafından talep edilmiş ise de; eşi ve ailesi tarafından olumsuz karşılandığını, müvekkilinin hamile olmasına rağmen psikolojik şiddete maruz kaldığını, yemek yedikleri sırada sofraya alınmadığını, müvekkilinin davalı ve kız kardeşleri tarafından hem sözlü hem de fiziksel şiddet gördüğünü, hakaretlere ve aşağılamalara maruz kaldığını, davalının müvekkilinin hamileliği sürecinde kazandığı parayı anne, babası ve kardeşleriyle birlikte harcadığını, eşine maddî anlamda destek olmadığını, davalının müvekkiline hamileliği sürecinde yapmış olduğu davranışların sadakat yükümlülüğünün ekonomik yönden ihlal edildiğini gösterdiğini, ortak çocuk dünyaya geldikten sonra da ekonomik şiddetin devam ettiğini, çocuğun ihtiyaçlarının baba tarafından karşılanmadığını, müvekkilinin kendi ailesi ile olan kişisel iletişiminin engellendiğini, ailesinin evine gitmesine izin verilmediğini, müvekkilinin kendi ailesinden ziyarete gelmek isteyenlerin ise ortak konuta alınmadığını, şiddet sebebiyle müvekkilinin kendi ailesinin yanına sığındığını, şiddet ve aile evine gidip gelmelerin sürekli olarak devam ettiğini, ortak çocuğun büyümüş olmasına rağmen anne ve babası ile aynı odada yaşamak zorunda bırakıldığını, müvekkiline uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddetin, çocuk büyüdükçe ona da sirayet etmeye başladığını, ortak çocuğun teyzesini ziyarete gitmek istemesi üzerine, babası tarafından hem müvekkili hem çocuğun dövüldüğünü, uygulanan şiddetin hastane raporları ile sabit olduğunu, uzunca süredir devam edegelen mevcut durumun artık müvekkili için katlanılmaz hale geldiğini, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili yararına 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminat ile dava süresince, kendisi için 2.000,00 TL ve ortak çocuk için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, tedbir nafakasının davadan sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına karar verilerek müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların evlendikleri günden itibaren ayrı evde yaşamadıkları, erkek eşin anne, babası ve kardeşleri ile yaşadıkları, davalı eşinin psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığı; bu nedenle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( 4721 sayılı Kanun ) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine 10.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak davacıya verilmesine, tarafların ortak çocuğu ... için dava tarihinden itibaren hükmedilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının ortak çocuğun reşit olduğu 01.07.2023 tarihine kadar devamı ile davalı babadan alınarak velâyeten davacı anneye verilmesine, çocuk reşit olduğundan çocuk lehine talep edilen iştirak nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV.İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek tarafından yapılan istinaf başvurusunda özetle; davacı eşini sevdiğini boşanmak istemediğini davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacı kadın için yoksulluk nafakası takdir edilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı takdir edilen tazminat ve nafaka tutarlarının da makul olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek temyiz başvurusunda özetle; boşanma hükmü, kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî-manevî tazminatların esası ve miktarları, tanıklarının dinlenmeden İlk Derece Mahkemesi tarafından karar verilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı kadının boşanma davasının kabulünün ve lehine hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakasının ve tedbir nafakasının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. (4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi) İlk Derece Mahkemesi tarafından kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; toplanan delillerden kadının hasta bakıcılığı yaparak ayda 4.000,00 TL kazancının bulunduğu, erkeğin ise gündelik işlerde çalışması nedeniyle aylık 3.000,00 TL ile 5.000,00 TL arasında kazancının bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinde aranan koşullar somut olayda kadın yararına gerçekleşmemiştir. Hal böyle olunca kadının yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

3.Davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.