"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1409 E., 2023/1379 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2016/623 E., 2021/156 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiklerini, ortak iki çocuklarının olduğunu, müvekkilinin evlendiğinden itibaren kayınvalidesi ile birlikte yaşamaya başladığını, bu sürecin 6 yıl kadar devam ettiğini, müvekkilinin sürekli hastalığı devam eden kayınvalidesine hiçbir itirazda bulunmadan sorgusuz sualsiz bakımını üstlendiğini ancak davalının bakımının yapılmadığı ve annesine karşı saygısız ve ilgisiz davrandığı gerekçesi ile bir çok kez hakaret ve nefret içerikli söylemlerde bulunduğunu, eşinin kılık ve kıyafetine karıştığını, askerlik görevi nedeni ile yapılan görevlendirmelerde evden uzak kaldığı dönemde evin ve çocukların ihtiyaçlarını göndermediğini ya da ihtiyaçtan daha az bir kısmını göndererek eşini ve çocuklarını zor durumda bıraktığını, eşine karşı hiçbir saygı göstermediğini, ağza alınmayacak küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, bu tür küfür ve hakaretlerini toplum içerisinde de sürdürdüğünü, eşinin başkası ile ilişkisi olduğuna dair söylentiler çıkardığını, askerlik vazifesi dolayısıyla görevlendirildiği farklı şehirlerde gittiğinde eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olmaya başladığını, işi olmadığı halde eve bazen gelmediğini, nerede olduğu hakkında bilgi vermediğini, bu nedenle müvekkilinin aldatıldığını düşündüğünü, davalının çocuklarının eğitim ve öğretimleri ile ilgisiz olduğunu, sağlık sorunları ile ilgilenmediğini, davalının eve geç geldiğini, eve geldiğinde çocukların önünde eşine ağza alınmayacak küfürler ettiğini, çocukların psikolojisinin olumsuz yönde etkilendiğini, müvekkilinin ikinci çocuğuna hamileyken hem davalının hem de davalının annesinin psikolojik şiddetine maruz kaldığını, ortak çocuk ... dünyaya geldiğinde davalının kızının başına silah dayadığını, bu sebepten dolayı davalının ceza aldığını ve askeri sicil dosyasına işlendiğini, nişanda ve düğünde takılan takıların müvekkili tarafından davalıya verildiğini, davalının bu takıları kullanarak ailesinin üzerine araçlar aldığını, araçların bir kısım masrafının bu takılarla karşılandığını, bir kısım için kredi çekilerek evlilik birliği içinde ödendiğini belirterek tarafların onur kırıcı davranış, zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için aylık 500.00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkili lehine 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, müvekkiline düğünde takılan 8 adet Adana burması bilezik, 1 adet set, 3 adet yüzük ve 24 adet çeyrek altın bedelinin müvekkiline ödenmesine, bu altınlarla evlilik birliği içinde alınan Audi A6 2007 model araç ile Volkwagen Caddy 2011 model araç üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesinin 30/03/2017 tarihli duruşmasının 8 no'lu ara kararı gereğince davacı vekili tarafından sunulan 04/05/2017 tarihli dilekçesinde; ziynet eşyalarının gram, adet ve değerlerinin 7 adet 22 ayar 154 gr bilezik 21.800 TL, 3 adet 22 ayar 35 gr bileklik 1.200 TL, 22 adet çeyrek altın 5.027,66 TL, 22 ayar 80 gr set 4.000 TL olmak üzere toplam 32.027 TL olduğunu beyan etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kıdemli üsteğmen olarak askerlik vazifesini yaptığını, müvekkilinin davacı ile evlendiğinde farklı bir işte çalıştığını ancak davacının ısrarlarıyla askerlik sınavına girdiğini, davacının eşinin asker olması için tüm desteği verdiğini ve her yere gelmeyi kabul ettiğini ancak son 5 yıldır eşini işi, ilgisizliği ve kıskançlığı ile kızdırdığını, müvekkilinin onur kırıcı tavrı veya hakaretinin söz konusu olmadığını, davacının evliliği bitirmekle ve ayrılmakla sürekli eşini tehdit ettiğini, istedikleri olmadığında eşini tavırlarının kabalığı anlayışsızlığı ile suçladığını, davacının eşinin annesi ve babası ile yaşayacağını evlenmeden önce bildiğini ve bu şekilde yaşamayı düşünerek evlendiğini, 3 yıl gibi bir süre birlikte yaşadıklarını, sonrasında müvekkilinin asker olması nedeniyle birkaç il değişikliği yaşandığını, 6 yıl gibi sürenin söz konusu olmadığını, giyim kuşam konusunda da müvekkilinin asker olduğu dönemde eşin açık olması zorunluluğu bulunduğunu, davacının bu konuda yapıcı davrandığını, davacının evlilik boyunca ev hanımı olduğunu, yıllarca evin, çocukların, eşin gider ve bakımı müvekkili tarafından karşılandığını, davacının eşine karşı onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu ve hakaretler ettiğini, eşine karşı; "Senden koca mı olur, seninle neden evlendiysem, senin gibi bir adamdan bir an önce kurtulmak istiyorum, sen insan mısın, hayvan herif, cehenneme git kurtulayım" şeklinde hakaretler ettiğini, davacının zina yönündeki beyanlarının soyut olduğunu, davacının son 2-3 yıldır eşini bir gün boşayacağını, yalnız kalacağını ve kendisini görmek zorunda kalmayacağını söylediğini, eşinden 2-3 yıldır ilgi görmediğini, eş vazifesini yerine getirmediğini, müvekkilinin iş hayatını ve kariyerini olumsuz etkilemek için hırçın davranışlar gösterdiğini, müvekkili şikayet ederek kariyeri ve onuru ile oynadığını, geçen Şubat ayında Diyarbakır’dan görevden geldiğini, davacının soğuk karşıladığını ve eşini hiçe saydığını, kıskanç söylemleri sonucunda kavga çıktığını ve müvekkilinin evi terk ettiğini, huzurdaki davada davacının tam kusurlu olduğunu, açıklanan nedenlerle davacının boşanma talebinin kabulüne, diğer tüm taleplerinin reddine, ortak çocukların velâyetlerinin babaya tevdiine, karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacı eşi ve çocuklarına karşı ilgisiz olması, ailesine manevî olarak destek sağlamaması, böylelikle evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmemesi; davacının ise davalı eşine karşı olan tavrı ve davalı eşinin ihtiyaçlarına ilgisiz davranması, tarafların evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmemesi neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve bu durumun taraflar için ortak hayatı çekilmez hale getirmiş olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, zina ve onur kırıcı davranış özel nedenlerine dayalı boşanma davasının reddine, ortak çocuklar ... ve ...'ın velâyetlerinin davacı anneye bırakılmasına, baba ile şahsi münasebet tesisine, davacı kadın lehine aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar lehine aylık 400,00'er TL tedbir nafakasının 750,00'şer TL olarak her ay davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, karar kesinleştikten sonra bu nafakanın 750,00'şer TL iştirak nafakası olarak devamına, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacının ziynet eşyası alacağına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; zina ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma talebinin reddi, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat talebinin reddi ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları ile ziynet eşyası talebinin reddi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, ziynet eşyası alacağı bakımından; davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkiline takılan ziynetlerin davalı tarafından alınarak, davalının babası üzerine araç alındığını iddia etmiş, davalı vekili ise cevap dilekçesinde, davacının ziynetleri kendisi ve ailesi için bozdurarak harcadığını sadece müvekkili tarafından 4 bileziğin alınarak bozdurulduğunu ve araç alımı için babasına verildiği şeklinde savunmada bulunmuştur. Davacı tanıkları, ziynetler konusunda bilgileri olmadığını beyan etmiş, davalının anne ve babası tanık beyanlarında, ziynetlerin davacı tarafından bozdurularak harcandığını, davacının altınları ile oğullarının kesinlikle araç almadığını, aracı kendilerinin aldığı şeklinde şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalının cevap dilekçesindeki ikrarından 4 adet bileziğin davalı tarafından davacıdan alınarak bozdurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça 4 adet bileziğin davacı tarafından rıza ve iade şartı olmaksızın verildiği ispatlanamamıştır. 30.10.2019 tarihli kuyumcu bilirkişi raporunda, 4 adet 22 ayar 88 gr bileziğin alış değeri 10.485,90 TL olarak hesaplanmıştır. İlk derece mahkemesince 4 adet bilezik yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken davacının ziynet eşyası davasının reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu bakımdan davacının ziynet eşyası davasının reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının buna ilişkin kısımlarının kaldırılmasına, davacının ziynet eşyası davasının kısmen kabulü ile 4 adet 22 ayar toplam 88 gr bilezik bedeli 10.485,90 TL'nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine davacının ziynet eşyası davasının reddine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, davacının diğer istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; zina ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma talebinin reddi, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat talebinin reddi ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları ile ziynet eşyası talebinin reddi yönlerinden temyiz talebinde bulunulmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zina ve onur kırıcı davranış sebeplerine dayalı davaların reddinin yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, tazminat, nafakalar, ziynet alacağı davası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 161 inci, 162 nci, 174 üncü, 175 inci, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.