Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1110 E. 2024/8219 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin boşanma davası istinaf aşamasında yaptığı feragat beyanının kapsamı ve İlk Derece Mahkemesinin feragat nedeniyle istinaf başvurusunu reddeden ek kararının hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin istinaftan feragat dilekçesinin boşanma hükmüyle sınırlı olmadığı, tüm fer'i konuları da kapsadığı ve İlk Derece Mahkemesi ek kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2613 E., 2023/2058 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/813 E., 2023/449 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edildiğinin, akabinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusundan feragat edildiğinin anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesince 07.09.2023 tarihli ek karar ile istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Ek kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin, davacı kadını hep küçümsediğini, davacı kadını ve ailesini hiçbir zaman kabullenemediğini, davalı erkeğin müşterek konuta gelmediğini, müşterek konutun kirasını ödemediğini ve başka bir kadın ile ayrı bir evde yaşadığını, davalı erkeğin kumar oynadığını, bu borçlar nedeniyle davacı kadın adına kayıtlı evin satıldığını, davalı erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, davacı kadına saygı göstermediğini, hakaretler ettiğini, bu durumun çocukları da etkilediğini, mevcut durumun davacı kadın için artık katlanılmaz hale geldiğini iddia ederek davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, reşit olmayan ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuk ve davacı kadın lehine 3.000,00 'er TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, boşanma için aranan şartların mevcut olmadığını, delil ortaya konulmadığını, çelişkili olduğunu, hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davalı erkeğin başka bir kadın ile ilişkisi olmadığını, eve gidememesinin nedeninin davacı kadının eve almaması olduğunu, davacı kadının davalı erkeği eve gelmemesi hususunda tehdit ettiğini, evin satılmasının kumar borcu gibi bir sebepten olmadığını, sağlık sorunları nedeniyle evin satıldığını, nafaka, maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşmadığını beyan ederek davanın ve tüm taleplerinin reddine, boşanmaya karar verildiği takdirde ortak çocuğun velâyetinin davalı erkeğe verilmesine ve davacı kadının diğer tüm taleplerinin reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin evi terk ettiği ve başka bir kadınla yaşadığı, davalı erkeğin borçlarının olduğu ve davacı kadına hakaret ettiği, işbu hususların tanık olarak dinlenen tarafların ortak çocuğu ... tarafından bildirildiği ve itibar edilmesine engel bir durum bulunmadığı, bu itibarla da davalı erkeğin kusurlu olduğu, buna mukabil davacı kadına yüklenebilecek bir kusurun varlığının ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetini davacı anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki tesisine, ortak çocuk için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdiren aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak sürdürülmesine, davacı kadın için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdiren aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak sürdürülmesine, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili tarafından davanın ve diğer taleplerin kabulü yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması, davalı erkeğin sunduğu 05.09.2023 tarihli dilekçesi ile kararın vekili aracılığıyla istinaf edilmiş ise de feragat ettiğini, kararın sürelerinden vazgeçtiğini, davayı kabul ettiğini, kesinleştirilmesini beyan etmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesince verilen 07.09.2023 tarihli ek karar ile, davalı erkeğin 05.09.2023 tarihli dilekçesi ile istinaf yasa yolundan feragat ettiği gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı erkeğin feragat beyanının sadece boşanma hükmüne ilişkin olduğunu, boşanmanın eki niteliğindeki diğer hükümlere ilişkin herhangi bir feragat iradesinin olmadığı, boşanma hükmü hariç önceki istinaf dilekçelerindeki hususları tekrar beyan ve talep ettiklerini beyanla, feragat beyanın sadece boşanma hükmü yönünden dikkate alınmasına, diğer hükümlerin kaldırılarak tüm taleplerin reddine karar verilmesi istemi ile

istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2023 tarihli istinaf başvurusu değerlendirme ek kararının hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı erkeğin 19.09.2023 tarihli istinaf başvurusu değerlendirme ek kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı erkeğin feragat beyanının sadece boşanma hükmüne ilişkin olduğunu, boşanmanın eki niteliğindeki diğer hükümlere ilişkin herhangi bir feragat iradesinin olmadığını, feragat beyanından önceki istinaf dilekçesinde yer alan hukuka aykırı delil iddiaların istinaf incelemesinde değerlendirilmediğini, istinaf ilamında gerekçeli kararda yer alan hukuka ve kamu düzenine aykırı hususların değerlendirilmemesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın bozulmasına karar verilmesi talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı erkek tarafından sunulan istinaftan feragat dilekçesinin geçerli kabul edilip edilmeyeceği, sonuç doğurup doğurmayacağı, İlk Derece Mahkemesi'nin ek kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 310 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 349 uncu maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.