Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1112 E. 2024/8215 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, sarsıldı ise hangi tarafın kusurlu olduğu, tedbir nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve varsa miktarı, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçelerin usul ve yasaya uygun olduğu ve davacı erkeğin temyiz sebeplerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1876 E., 2023/2031 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 24. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/184 E., 2022/376 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadının dört ay önce ortak konutu terk ettiğini, davalı kadının psikolojik sorunları olup en küçük problemde kendisine zarar vermeye çalıştığını, arabayla giderken camdan bağırıp, direksiyonu kırarak kaza yaptırmaya çalıştığını, kadının bu agresif ve sorunlu hareketleri nedeniyle geçimsizliğin ortaya çıktığını, davalı kadının çocuk sahibi olmak istemediğini, evlenmeden önce kendisine bu konuda bilgi vermediğini, kendisinin çocuk sahibi olmak istediğini, ancak davalı kadının kendisinden habersiz doğum kontrol hapı kullandığını iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

2.Davacı erkek vekili 20.10.2021 tarihli ıslah ve 05.10.2021 tarihli ıslah dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, davalı kadının rızası ile davacı erkeğin ailesi ile birlikte oturduklarını, davalı kadın ayrılmak istediğinde davacı erkeğin hemen bir ev tuttuğunu, davalı kadının her seferinde evi kendisinin terk ettiğini, psikolojisi bozuk olanın davalı kadın olduğunu, hiçbir sebep yokken kavga çıkardığını, kendisine ve eşyalara zarar verdiğini, davalı kadının herhangi bir hastalığı olmamasına rağmen cinsel birleşmeden kaçındığını, davacı erkeğin çocuk sahibi olmak istemesine rağmen kadının çocuk sahibi olmak istemediğini, bu konuda bilgi vermediğini ve erkeğin bilgisi dışında doğum kontrol hapı kullandığını, davalı kadının ailesinin varlıklı olduğunu ve nafakaya ihtiyacı olmadığını, davacı erkeğin ise işsiz olduğunu, davalı kadının altınlarına çok küçük bir kısmı hariç kalan kısmına kadının babası tarafından el konulduğunu iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacı erkek ile bir sorunları olmadığını, birbirlerini sevdiklerini, davacı erkeğin annesinin müsrif davranışları nedeniyle maddî olarak kendilerini zora soktuğunu, kendisini ailesinin evine davacı erkeğin bıraktığını, kendisinin bir sağlık problemi olmadığını, eşinin annesinin baskısı ile dava açtığı beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili 05.10.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; taraflar evlendikten sonra beş ay boyunca davacı erkeğin ailesi ile beraber oturduklarını, ancak davacı erkeğin ailesinin evliliklerine sürekli müdahil olması ve davacı erkeğin annesinin tehditkar tutumu nedeniyle evlerini ayırdıklarını, davacı erkeğin kendi maddî ihtiyaçları dururken ailesine maddî destek verdiğini ve tarafların tüm kavgalarının davacının ailesinin müdahalesinden kaynaklandığını, davacı erkeğin ailesinin davalı kadının tüm takılarına rızası dışında el koyduğunu, davacı erkeğin öfke kontrol sorunu olduğunu, her kavgada davalı kadını darp ettiğini, hatta evin kapılarını kırdığını, davalı kadın kolunun morluklarını telefona çekince davacı erkeğin bunu görüp telefonunu gasp ettiğini, saçlarından çekmek süretiyle yerde süreklediğini, sürekli babasının evine götürmekle tehdit ettiğini ve son kavgada gece davalı kadını ortak konuttan zorla çıkararak babasının evine bıraktığını beyan ederek davanın reddine, davacı erkeğin kusurlu davranışları sebebiyle boşanmalarına, kadın lehine 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkek dava dilekçesinde belirttiği sebeplerle, evlilik birliğinin davalı kadın kusurlu davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığını ileri sürmüş ise de verilen kesin süre içerisinde tanık bildirmediği, iddialarını ispata yarayan başka bir delil de sunmadığı, 20.10.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile yeni vakıa ileri sürerek tanık bildirdiği, davacı erkeğin tanıklarının yeni vakıalara ilişkin olarak beyanlarının alındığı, davacı erkeğin tanıklarının görgüye dair bilgilerinin olmadığı, davalı kadın tanıklarının beyanına göre ise davacının davalı kadına şiddet uyguladığı, mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılmasının tamamen davacı erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklandığı, davalı kadına atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediği gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine ve davacı kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kararın kesinleşinceye kadar aynen devamına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kadının evlilikten önce çocuk sahibi olmak istemediğini söylemediğini, doğum kontrol hapı kullanarak taraflar arasındaki güveni zedelediğini, davalı kadının sürekli olarak evi terk ettiğini, hiçbir sebep yokken kavga çıkardığını ve psikolojik şiddet uyguladığını, darp iddiasının doğru olmadığını, ortak konutu kendi isteği ile terk ettiğini, evlenmeden önce sağlık problemlerini söylemediğini, tedbir nafakasının ise kusur durumuna göre değil, tarafların maddî durumuna göre verilen bir nafaka olduğunu, davalı kadının kendi isteği ile çalışmadığını ve ailesinin durumunun iyi olduğunu, davacı erkeğin ise işsiz olduğunu, davalı kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına, davanın, nafaka ve tazminat taleplerimizin kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usulü işlemlerin yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde ve aleyhine boşanma davası açılmak ile ayrı yaşama hakkı elde eden davalı kadın lehine tedbir nafakası verilmesi ve miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili, istinaf dilekçesini tekrar ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği, kadın lehine tedbir nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, erkek lehine nafaka ve tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 nci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.