"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2263 E., 2023/2625 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/494 E., 2023/310 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına sürekli şiddet uyguladığını, hatta bundan dolayı kadının 2014 yılı içerisinde koruma kararı aldığını, kadını gece geç saatlerde dışarıya attığını, evlilik birliğinde üzerinde düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, gece hayatına düşkün olduğunu, kadınn düğünde takılan altınları alarak harcadığını tekrar geri vermediğini, müvekkilinin memur olduğunu ancak endi maaşını alamadığını, kadının maaşını elinden aldığını, tarafların bir araya gelerek evlilik birliğini yürütmelerinin mümkün olmadığını, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, dava dilekçesinde yazılı olan hususları kabul etmediklerini, kadının boş bir senet imzalattığını ve bu senetten dolayı sürekli tehdit ettiğini, kadının kıskanç bir yapıya sahip olduğunu, kadının erkeği bir eş olarak görmediğini, değer vermediğini, müvekkilinin annesinin kanser olduğu dönemde kadının destek olmadığını, saygısız davranışlar sergilediğini, öfke kontrol sorunu olduğunu, küçük tartışmaları dahi büyüttüğünü, erkeği sürekli ortak haneden kovduğunu belirterek, öncelikle davanın reddine karar verilmesini, aksi kanı halinde ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini ve erkek lehine 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evi, eşi ve çocukları ile ilgilenmediği, sıklıkla eve geç geldiği, zaman zaman eve gelmediğinin dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğu, erkeğin kadına şiddet uyguladığı bu nedenle kadının vücudunun çeşitli yerlerinde morluk ve kızarıklık olduğu; kadının da erkeğe şiddet uyguladığı, tartışma ve şiddet nedeniyle erkeğin boynunda iz olduğu, tanık ...'in yanında erkeği ittiği ve elini çizmek suretiyle kadının da erkeğe şiddet uyguladığı, kadının, erkeğin ailesini ortak hanede misafir etmek istemediği, erkeğin ailesine karşı kapı çarpmak evinde misafir etmemek gibi olumsuz tavırlar sergilediği, erkeği "gerizekalı sen mi bunu yapacaksın, güldürme beni" şeklinde aşağılayıcı sözler sarfettiği, gerçekleşen bu olaylara göre evlilik birliği temelinden sarsıldığı, tarafların birbirlerine karşı şiddet uygulamaları, erkeğin evi eşi ve çocukları ile ilgilenmemesi, eve geç gelmesi ve başka kadın ile mesajlaşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunması, kadının ise; erkeği aşağılayıcı sözler sarf etmesi, erkeğin ailesini evde misafir etmek istememesi nedenleri ile gerçekleşen bu kusurlu davranışları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, nafakanın karar kesinleştiğinde aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesini, kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin reddini, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir-iştirak nafakası miktarı yönlerinden
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesini, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir-iştirak nafakası miktarını, erkeğin maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden (maddî-manevî tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmamasını) istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;erkeğe yüklenen ''kadına şiddet uyguladığı, evi ile ilgilenmediği ve sıklıkla eve geç geldiği, zaman zaman eve gelmediği, başka kadın ile mesajlaşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu'' yönündeki kusurların görgüye dayalı tanık beyanları ve mesaj kayıtları ile sabit olduğu, tanık ...'ın beyanı ile de şiddetin sürekli olduğu, ancak ''eşi ve çocukları ile ilgilenmediği'' yönündeki kusurun kadın tarafından dayanılan bir vakıa olmaması nedeniyle kusur olmaktan çıkarılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenen tüm hususlarda erkek tanıklarının beyanlarının ise 2014 yılında yaşanan olaylara ve sonrasında erkeğin annesinin kanser hastalığı nedeni ile Ankara'da tedavi gördüğü 1-2 yıllık sürece ilişkin olduğu, bu tarih sonrasında evlilik birliğinin uzun süre devam etmesi nedeniyle bu vakıaların erkek tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı ve bu vakıalar nedeniyle kadına kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, kusur olmaktan çıkarılması gerektiği, buna göre taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise kusurunun bulunmadığı, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakasının yeterli olduğu, ancak iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğu, kadının maddî-manevî tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesi ve tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmaması, kadının kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; durumun tam tersi olduğunu, yani kadın tarafından ileri sürülen vakıaların eski yıllara, erkek tarafından ileri sürülen vakıaların daha yeni yıllara ait olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulünün gerekip gerekmediği, iştirak nafakası ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.