Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1143 E. 2024/8490 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının katılma yoluyla istinaf başvurusunun, harç yatırılmadığı için reddedilmesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bu başvuruyu değerlendirip hüküm kurmasının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının katılma yoluyla istinaf başvurusu harç yatırılmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ve bu karara karşı da bir istinaf yoluna başvurulmadığı halde, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davacı kadın lehine hüküm tesis etmesi usule aykırı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1896 E., 2023/1456 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Vakfıkebir Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/562 E., 2023/364 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kadına şiddet uyguladığını, özel hayatlarını başkalarına anlattığını, ilgisiz olduğunu, aşağıladığını, yatak odasına almadığını, hakaret ettiğini, çocuklar hasta olduğunda ilgilenmediğini, önceki evliliği nedeni ile aşağıladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 3.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, davacı kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 50.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının kendisine ve ailesine hakaret ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında şiddetli geçimsizlik bulunduğu, davalının davacıya birden fazla kez fiziki şiddet uyguladığı, bu hususta davalı hakkında uzaklaştırma kararı alındığı, davalının daha sonra tekrar fiziki şiddet uyguladığı, davalı hakkında yeniden uzaklaştırma kararı alındığı, davalının yatak odası sırlarını, özel hayatlarına ilişkin sırları 3. Kişilere anlattığı, çocukları hasta olduğunda davalının çocukları ile ilgilenmediği, davalının davacının ilk evliliğini yüzüne vurarak "sen bozuksun, bozuk malı kim ne yapsın" şeklinde hakaret içeren ve küçük düşürücü, aşağılayıcı sözler söylediği, yine davalının davacıya hitaben "ağzına sıçayım, ananı yapayım" şeklinde sürekli olarak kişilik haklarını zedeleyici hakaret içeren sözler söylediği, çocukları ile yeterince ilgilenmediği, bu durumun tanık beyanı, davalının cevap dilekçesinde yer alan kısmen ikrar içerikli beyanları, Kartal 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2012/21 Esas sayılı dosyası, 6284 sayılı kanun kapsamında alınan koruma kararları ile sabit olduğu, davalının ise davacı hakkındaki iddialarını ispat edemediği, davacı ile davalının kusur karşılaştırması yapıldığında, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, sonuç olarak, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak şekilde birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte temelinden sarsılmış olduğu, sevgi ve saygıları ile ortak hayatın devamlılığı ile evliliğe olan inanç ve isteklerinin kalmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar lehine hükmedilen ayrı ayrı 500,00 TL tedbir nafakasının ayrı ayrı 200,00 TL artırılarak ayrı ayrı 700,00 TL olmak üzere karar tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı 700,00 TL iştirak nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacı lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davacı kadın vekili katılma yolu ile istinaf talebinde bulunmuş, istinaf harçlarının yatmaması nedeni ile Bölge Adliye Mahkemesince 08.09.2023 tarihli kararı ile dosyanın harçların tamamlanması için geri çevrilmesine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesinin gönderdiği muhtıraya rağmen davacı taraf harçları yatırmamış, İlk Derece Mahkemesinin 18.10.2023 tarihli kararı ile istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karar davacı vekili tarafından istinaf edilmemiş, davacı vekili dosyaya sunduğu 23.10.2023 e imza tarihli dilekçesi ile dilekçesinde katılma talepli istinaf kanun yoluna başvurma dilekçesi olarak yazılmış ise de dilekçenin istinafa cevap dilekçesi olarak kabul edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının tamamının, tanık anlatımlarından ve ceza mahkemesi ilamlarından anlaşıldığı üzere gerçekleştiği, HMK'da tanık delilinin, koşulları oluştuğunda tüm dava türleri için kullanılabileceğinin hüküm altına alındığı; boşanma davalarının da, davanın mahiyeti gereği büyük oranda yeminli tanım anlatımları çerçevesinde sonuca bağlandığı; aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olanın tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olup akrabalık veya diğer bir yakınlık durumunun başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamayacağı, dosyada tanıkların, olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da bulunmadığı; tanıkların kişisel durumlarının ya da toplumun etik kurallarına aykırı tutumlarının da yargılama için önemli olmadığı, bu şekilde tanık beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığı gibi ceza Mahkemesinin mahkumiyete dair ilamının da hukuk hakimini bağladığı, erkeğin mahkumiyeti sonucunu doğuran ilk suçun işlenmesinden sonra tarafların bir ara gelmesi nedeni ile olay affedilmiş ise de eylemin tekrarlanması halinde aftan söz edilmeyeceği, erkeğin davanın açılmasından önce yani 14.01.2022 tarihinde eşine yönelik kasten yalama ve hakaret suçlarından Vakfıkebir Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/91 Esas sayılı ilamı ile yeniden mahkumiyetine karar verildiği, tarafların sonrasında bir araya gelmiş olmadığı, yani kadının kendisine yönelik şiddet eylemini affetmiş sayılmayacağı, erkeğin ise gerekçeli kararda açıkça değinildiği şekilde, kadına yönelik vaki bulunmayan isnatlarını, tanık ya da başkaca delille desteklemiş olmadığı, tabidir ki soyut iddialarının hükme esas alınmayacağı, evlilik birliğinin Mahkemece kabul edilen erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, kadının birliği devam ettirmeye zorlanmayacağı, boşanma kararı verilmiş olmasında, bu şekilde kadının feri taleplerinin de kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, hükmedilen tedbir nafakalarının da tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve dosya kapsamı ve hakkaniyet ölçüsünde olduğu çok ya da az olduğundan söz edilmeyeceği, maddî tazminat ilişkin hükümde manevî yazmasının da maddî hata olup her daim düzeltilebileceği, iştirak nafakalarının az olduğu, davacı kadın yararına hükmedilen manevi tazminatın az olduğu gerekçeleri ile davalı erkeğin tüm istinaf itirazları ile kadının sair hususlara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarına, manevî tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf incelemesine konu işbu kararın hüküm kısmının 6 nolu fıkrasının kaldırılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen muhafazasına, davacı kadının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile; 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ortak çocuklar lehine hükmedilen ayrı ayrı 500,00 TL tedbir nafakasının ayrı ayrı 200,00 TL artırılarak ayrı ayrı 700,00 TL olmak üzere karar tarihinden hükmün kesinleşmesine kadar davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı 1.500,00 TL iştirak nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine," şeklinde düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, davacı kadının katılma yoluyla istinaf başvurusunun İlk Derece Mahkemesince reddedilmesi ve bu kararın istinaf edilmemesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesinin kadının istinaf talebi var gibi değerlendirme yapmasının ve bu şekilde karar vermesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3.Değerlendirme

Dosyanın yapılan incelemesinde İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davacı kadın vekili tarafından dosyaya katılma yolu ile istinaf dilekçesi sunulduğu ancak istinaf harçlarının yatırılmaması sebebi ile Bölge Adliye Mahkemesince dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince istinaf harçlarının tamamlanması için davacı kadın vekiline muhtıra gönderildiği, muhtıranın usule uygun şekilde 07.10.2023 tarihinde davacı vekiline elektronik tebligat yolu ile tebliğ edildiği, davacı tarafın muhtıraya rağmen istinaf harçlarını ödememesi üzerine İlk Derece Mahkemesince 18.10.2023 tarihli karar ile davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verildiği, istinaf başvuru değerlendirme kararının davacı kadın vekiline 23.10.2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacı kadın vekilinin bu karara karşı istinaf dilekçesi vermediği, 23.10.2023 elektronik imza tarihli dilekçesi ile, dilekçesinde katılma talepli istinaf kanun yoluna başvurma dilekçesi olarak yazılmış ise de dilekçenin istinafa cevap dilekçesi olarak kabul edilmesine karar verilmesini talep ettiği, buna rağmen Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusu varmış gibi değerlendirilip davacı kadın yararına hükmedilen manevî tazminatın ve velâyeti davacı anneye verilen ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının arttırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı kadın vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusu olmadığı halde Bölge Adliye Mahkemesince varmış gibi değerlendirilip dilekçesinin incelenmesi ve kadın yararına hüküm tesis edilmesi hatalı olup, istinaf sebepleri ile bağlı olarak yeniden istinaf incelemesi yapılarak karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkeğin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Temyiz peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.