Logo

2. Hukuk Dairesi2024/115 E. 2024/7969 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davası ile birlikte ziynet, çeyiz, nafaka ve tazminat taleplerinin incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına uygun olduğu değerlendirilerek, ziynet alacağı davasının tefriki yönündeki karar hariç, diğer hususlarda Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/979 E., 2023/865 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/490 E., 2022/179 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine, ziynet alacağı davasının bedel yönünden kabulüne, çeyiz eşyası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Bölge Adliye Mahkemesince verilen tefrik kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin, 5 inci alt bendi kapsamında olup bu maddede davaların ayrılmasına yönelik kararların kesin nitelikte olduğu açıkça belirtilmiştir. Temyiz isteminde bulunulan Bölge Adliye Mahkemesi kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin 5 inci alt bendine göre kesin nitelikte olduğundan, davacı-davalı erkeğin ziynet alacağı davasının kabulüne, davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davasındaki vekâlet ücreti ve yargılama giderine yönelik temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Taraf vekillerinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının vajinismus rahatsızlığının olduğunu ve tedaviden kaçındığını, bu durumun taraflar arasında tartışmalara neden olduğunu, kadının erkeğin maddî durumunu bilerek evlenmesine rağmen bu konuda küçük düşürücü sözler söylediğini, hakaret ederek aşağıladığını, erkeğin annesine de hakaret ettiğini, kadının en son 29.12.2017 tarihinde ailesinin yanına gittiğini ve geri dönmediğini, ortak çocuğu göstermediğini, eş olarak yükümlüklerini yerine getirmediğini, belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, aylık1.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; erkeğin mahrem konuları kendi ailesiyle paylaştığını, kadının ailesini eve istemediğini, misafir kabul etmediğini, kadını ve ailesini aşağıladığını, fiziksel, ekonomik ve cinsel şiddet uyguladığını, ailesinin kadına karşı hakaretlerine sessiz kaldığını, kadının maaş kartına el koyduğunu, sorumluluklarını yerine getirmediğini, 27.11.2017 tarihinde müvekklini baba evine bırakmak suretiyle evden kovduğunu belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyaları ve mehirin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde yasal faiziyle birlikte şimdilik 500,00 TL bedelinin tahsiline, çeyiz ve ev eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmazsa yasal faiziyle şimdilik 500,00 TL bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe ve erkeğin annesine hakaret ettiği, cinsel birleşmeye engel fizyolojik ve psikolojik rahatsızlığı olmamasına rağmen kadının kocası ile cinsel ilişkiye girmediği, erkeğe küçük düşürücü sözler söylediği ve ayrılık aşamasında müşterek çocuğu babasına göstermediği; erkeğin ise kadına karşı ilgisiz olduğu, kadının ailesini istemediği, eve misafir kabul etmeyi istemediği, kadın ile olan mahrem yaşamlarını ailesine anlattığı, eşya dahi almayarak kadına sürekli ekonomik şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, küçük düşürücü sözler söylediği, kadını evden attığı, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinde 750,00TL 'ye yükseltilmesine ve iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 15.000,00 TL maddî ve 12.500,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağına ilişkin aynen iade talebinin reddine, taleple bağlı kalınarak 499,00 TL ziynet alacağının yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının doğum takılarına ilişkin talebinden feragat ettiği anlaşıldığından feragat nedeniyle reddine,erkek tarafından çeyiz eşyaları kadına teslim edildiğinden konusuz kalmakla çeyiz eşyasına yönelik açılan davada karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka, reddedilen nafaka ve tazminatlar, ziynet alacağı davasının kabulü ile aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı, ziynet alacağı davasında aynen iade talebinin reddi, doğum giderlerine ilişkin ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık tespiti yapılmamasına rağmen hüküm tesisi, çeyiz ve ziynet alacağı istemlerinin birbirinden bağımsız davalar şeklinde değerlendirilerek ayrı ayrı hüküm tesis edilerek yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine, kadının ziynet alacağı talebine ilişkin davanın tefrikine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusuru bulunmadığını, kadının kusurlu olduğunu, birleşen davanın reddi gerektiğini, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, ziynet talebinin reddi gerektiğini, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakanın erkeğin ekonomik durumu ile uyumlu olmadığını, erkek yararına yoksulluk nafakası ve tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ziynet ve boşanma davalarında aleyhe hükmedilen yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kaldırılması gerektiğini belirterek birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, çocuk yararına hükmedilen nafaka, reddedilen nafaka ve tazminatlar, ziynet alacağı davasının kabulü, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, asıl davanın reddi gerektiğini, hükmedilen tazminatların miktarının az olduğunu, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarının erkeğin gelirine göre az olduğunu, doğum takılarına ilişkin bir talep bulunmadığı halde bu talepten feragat edildiği belirtilerek feragat nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ziynet alacağı davası ile çeyiz eşyası alacağı davasının aynı davalar olmasına rağmen ayrı dava gibi görülüp iki ayrı karar ve ayrı vekâlet ücreti yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı, çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı, çeyiz ve ziynet eşyaları davaları hakkında ayrı ayrı hüküm kurarak ayrı ayrı vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl ve birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası, tazminatlar, vekâlet ücreti, yargılama gideri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncumaddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Ziynet alacağı davasının tefrik edilmesi nedeniyle, davacı-davalı erkek vekilinin ziynet alacağı davasının kabulüne, davalı-davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davasında hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Taraf vekillerinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.