Logo

2. Hukuk Dairesi2024/1162 E. 2024/8483 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçeleri dikkate alınarak usul ve yasaya uygun bulunan karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1667 E., 2023/2659 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/340 E., 2022/198 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının sürekli TV seyrettiğini, gördüğü hayatlara özenip davacı erkeğin maddî durumunun üzerinde şeyler istediğini, aşağıladığını, sürekli kavga ettiğini, ailesinin evine gittiğini, çocukla ilgilenmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, çocuğu hırpaladığını, kafasına göre ailesinin evine gidip iki üç gün kalıp eve döndüğünü, ailesini istemediğini, 2 senedir ayrı yattığını, eşyalara zarar verdiğini, ailesine ev içindeki durumları anlattığını, ailesine hakaret ettiğini, babasının erkeğe hakaret ettiğini, hakaret ve küfür ettiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin kadına şiddet uyguladığını, kadına ve ailesine hakaret ve küfür ettiğini, psikolojik baskı yaptığını, ailesinden soyutladığını, ayrı ev açmadığını, alkolik olduğunu, ailesini evini basıp kapısını kırdığını belirterek davacı erkeğin davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın birleşen tedbir nafakası davası ile çocuk için aylık 300,00 TL, kendisi için aylık 1.200,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı-davacı kadın vekili birleşen boşanma davasında dava dilekçesi ile; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, ailesinden kopardığını, hapis hayatı yaşattığını, aşırı kıskanç olduğunu, alkolik olduğunu, en son kadını komalık hale getirecek şekilde dövdüğünü, bu nedenle kadının abisinin yanına sığındığını, bundan sonra arayıp sormadığını, ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı erkeğin iddialarını ispatlayamadığı, davacı-davalı erkeğin eşini darp ettiği, bu olay nedeniyle davalı-davacı kadının kök ailesinin yanına sığınmak zorunda kaldığı, bu olay nedeniyle tarafların fiili ayrılık yaşadığı, fiili ayrılığa erkeğin sebep olduğu, fiili ayrılık döneminde kadının ekonomik ihtiyaçlarıyla davacı-davalı erkeğin layıkıyla ilgilenmediği, gerçekleşen bu olaylar nedeniyle asıl davanın davacısı erkeğin tam kusurlu olduğu, bu şartlarda taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olduğu, geçimsizliğin evliliği temelinden sarstığı ve ortak hayatı çekilmez kıldığı gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, toplanan deliller, sosyal inceleme raporu, çocukların yaşı dikkate alınarak ortak çocuk ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, dava tarihi olan 03.07.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak ve asıl davanın 2 nolu celsesi 5 nolu ara kararı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aylık 300,00 TL tedbir nafakasının ...'dan alınarak ortak çocuğa velâyeten ...'a ödenmesine (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla), fazlaya ilişkin talebin reddine, boşanma kararının kesinleşmesine müteakip iştirak nafakası olarak devamına, kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile dava tarihi olan 03.07.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak kaydı ile aylık 500,00 TL tedbir nafakasının ...'dan alınarak ...'a ödenmesine, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) fazlaya ilişkin talebin reddine, boşanma kararının kesinleşmesine müteakip yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, birleşen nafaka davasında ... yönünden, dava tarihi olan 08.06.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak ve asıl davanın 2 nolu celsesi 5 nolu ara kararı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aylık 300,00 TL tedbir nafakasının ...'dan alınarak ortak çocuğa velâyeten ...'a ödenmesine, ... yönünden, dava tarihi olan 08.06.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak ve 8 nolu ara kararla takdir edilen nafaka ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aylık 500,00 TL tedbir nafakasının ...'dan alınarak ...'a ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili; her üç dava ve ferileri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalı erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, kararın sadece erkek tarafından istinaf edilmesi nedeni ile erkeğe ilave kusurlar verilerek erkeğin hukuki durumunun aleyhine ağırlaştırılamayacağı, İlk Derece Mahkemesince kadına kusur yüklenmemiş ise de kadının olup biten her şeyi annesine anlattığının tanık ...'ın beyanıyla, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğinin tanık ...'nin beyanıyla sabit olduğu, gerçekleşen bu kusurlara rağmen kadının kusursuz kabul edilmesinin hatalı olduğu, gerçekleşen olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, kadının kusurlu davranışlarının da evlilik birliğini temelinden sarstığı, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, kadının birleşen boşanma davasının kabulünün yerinde olduğu, birleşen tedbir nafakasının ise miktar itibari ile kesin olduğu gerekçesi ile davacı-davalı erkek vekilinin, birleşen önlem nafakası davasının kabul edilmiş olmasına yönelik istinaf talebinin reddine, davacı-davalı erkek vekilinin, birleşen boşanma davasının kabul edilmiş olmasına, velâyete, çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı-davalı erkek vekilinin, kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu, davalı-davacı kadının ise az kusurlu olduğunun tespitine, davacı-davalı erkek vekilinin, asıl davanın reddedilmiş olmasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının asıl davaya ilişkin olan 1. Bendi ile asıl davanın yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin olan 11/a, b, c bentlerinin kaldırılarak asıl dava yönünden yeniden hüküm tesisine, buna göre asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı-davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı-davalı erkek vekili; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve miktarları, tazminat taleplerinin reddi, kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin doğru olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.